Dağcılık Anıları

Advertisements

Outdoor Türkiye:

Türkiye’nin Outdoor Sayfası dağcılık kategorisinde yayınlarına devam ediyor.

Outdoor Türkiye

Yazıların Kaynakları hakkında:

Dağcılık anıları serimizde yer alan aşağıdaki yazıları Facebook’ta bulunan Dağcılık Platformu sayfasından aldık.  Aşağıdaki yazıların yazarı Dağcılık Platformu’nun yöneticilerinden Yüksel Alpkaya’dır.

Yüksel Bey’e yazılarını sitemizde yayınlamamıza izin verdiği için teşekkür ediyoruz. Dağcılık ile ilgili hem Türkiye’de hem de dünyada güncel gelişmeleri takip etmek isterseniz Yüksel Alpkaya’nın facebook adresini takip edebilir, Dağcılık Platformu’nun sayfasına abone olabilirsiniz.

Alıntı yaptığımız yazılar:

Yazıların orijinalleri için bağlantı adresleri:

Dağcılık Anıları:

27 Şubat 1989 Bir Ağrı Kış Tırmanışı Ve 2 Ölüm

27 Şubat Türk dağcılık tarihinde yaşanan iki ölümlü bir tırmanışın acı yıldönümüdür. Bundan 32 yıl önce, 27 Şubat 1989 tarihinde Türkiye Dağcılık Federasyonu (TDF) tarafından düzenlenen 4 üncü Uluslararası Ağrı Dağı Kış Tırmanışı sırasında yapılan yanlışlıklardan dolayı Dr. Halil Yeniçıkan ve Recep Çatak hayatını kaybetmiştir.

17-28 Şubat tarihleri arasında yapılması planlanan 4 üncü Uluslararası Ağrı Dağı Kış Tırmanışı için başlangıçta 43 kişilik bir liste açıklanmış; ancak daha sonra Federasyon başkanı Abdülmecit Doğru’nun müdahalesi ile bu sayı 54’e yükselmiştir.

Tırmanışa katılacaklar Doğubayazıt’ta toplanır ve ilk gün araçlarla Eli Köyüne; oradan da 2000 metrelere tırmanarak ilk kamplarını atar. Ancak hava bozmaya başlamıştır ve ertesi sabah ekip bu olumsuz koşullarda 3200’e doğru tırmanışa geçer. Yükseldikçe hava daha da kötüleşir, rüzgar şiddetini arttırır. Ancak ekip üyeleri 3200 metredeki kamp alanının yakınlarına ulaşmayı başarır ve ikinci kampı buraya atar. Hava soğuktur ve fırtına şiddetini arttırmıştır. Ekip geceyi burada geçirecektir.

Ekip üyelerinden Recep Çatak ile Dr. Halil Yeniçıkan faaliyete katılmak için bindikleri otobüste tanışmışlar ve aynı çadırı kullanmayı karar vermişlerdir. Recep Çatak dağcılık camiasında bilinen ve oldukça tecrübeli bir dağcıdır. Haydarpaşa Numune Hastanesinde çalışan Dr. Halil Yeniçıkan ise henüz 25 yaşında, dağcılığa yeni başlamış, tecrübesiz bir dağcı olarak bu tırmanışa katılmıştır.

İnternette yer alan bazı açık kaynaklarda ifade edildiği üzere 3200 kampında, Halil Yeniçıkan kötü hava koşulları yüzünden tırmanışın uzayacağını düşünerek, çadır arkadaşı Recep Çatak’a “İstanbul’da ablasının nikahının olduğunu ve eğer ekiple birlikte hareket ederse nikaha yetişemeyeceğini; bu yüzden tek başına zirveye gideceğini; eğer zirveye ulaşabilirse, ertesi gün 4200 kampında ekiple buluşmak” istediğini söyler.

Her nedense, oldukça tecrübeli ve bilgili olan Recep Çatak, kış koşullarında ve fırtınalı bir havada, tecrübesiz bir dağcı olan Halil Yeniçıkan’ın 3200 metreden zirveye gitmesine izin verir ve Halil Yeniçıkan tırmanış için kamptan ayrılır. Maalesef bu plandan, kampta Recep Çatak’tan başka hiç kimsenin haberi yoktur. Sabah olduğunda kötü hava koşulları devam etmektedir ve ekip günü burada havanın düzelmesini bekleyerek geçirir.

Ertesi gün hava nispeten biraz daha iyidir ve ekip üyeleri birer-ikişerli guruplar halinde 4200 kampına doğru tırmanışa geçer ve akşam saatlerinde kamp kurulur. Bu arada Halil Yeniçıkan’ın herkesten habersiz zirveye gittiği ve kendisinden bir haber alınamadığı bilgisi kampta konuşulmaya başlanır. Hava kararmış ve fırtına tekrar şiddetini artırmıştır.

Federasyon Başkanı A.Mecit Doğru hemen arama kurtarma ekipleri oluşturur ve kampın yakın çevresi, ulaşılabilen yerlere kadar aranmaya çalışılır. Ancak fırtınadan dolayı daha uzun süreli arama yapmak mümkün olmaz.

Bir sonraki gün hava yine nispeten daha iyidir ve arama çalışmaları zirveye doğru yoğunlaştırılır. Zirveye giden şapka buzullarına kadar Halil Yeniçıkan’ın izine rastlanmaz ve ekip üyeleri şapka buzulunu bir ip hattı kurarak geçer. Önce İnönü zirvesi yakınlarında tek bir baton görülür; daha sonra Halil Yeniçıkan’ın yere çömelmiş halde donmuş cansız bedeni ile karşılaşılır. Halil Yeniçıkan şiddetli fırtınada aşırı yorgunluktan, 5100 metrelerde (-45) derecelere varan bir havada bir bivak içine girip dinlenmeye çalışmış ve orada donarak hayatını kaybetmiştir.

Şimdi yapılacak şey, cenazeyi olabildiğinde hassas bir şekilde helikopterin alabileceği bir bölgeye kadar indirmektir. Halil Yeniçıkan’ın cansız bedeni hazırlanır ve bazen buz üzerinde kaydırarak, bazen de ekip üyelerince taşınarak 4500 metrelere kadar indirilir.

Cenaze helikopterle alınacak şekilde, çevresi kolay bulunması için işaretlenerek burada bırakılır. Bu arada tırmanış ekibinin morali bozulmuş ve birer ikişerli gruplar halinde aşağıya inmeye başlamışlardır.

Yine internette yer alan kaynaklarda ifade edildiği üzere, Recep Çatak; Halil Yeniçıkan’ın tek başına zirveye gitmesini engellemediği için suçluluk duymakta ve ölümünden kendisini sorumlu tutmaktadır. Kendini kaybetmiş gibidir. Aşırı yorgun olmasına rağmen arama kurtarma çalışmalarına katılması bir türlü engellenemez.

Bu arada Halil Yeniçıkan’ın cansız bedenini almaya gelecek helikopter şehirdeki bürokratik engeller yüzünden bir türlü gelmez. Uzun beklemelerden sonra helikopterin gelmediğini gören Recep Çatak ve arkadaşları helikopteri beklemeden cenazeyi aşağıya indirmeye karar verir. Recep Çatak kendisini o kadar suçlu hissetmektedir ki, yeterli sıvı almamış, her zaman taktığı kaskını takmamıştır. Cenaze ekip üyeleri tarafından buz üzerinde kaydırılarak indirilmeye çalışılırken, bir an için kontrolden çıkar ve ve aşağısında bulunan Recep Çatak’a çarpar. Bu çarpmanın etkisiyle aşırı yorgun olan ve sıvı eksikliğinden kaynaklanan koordinasyon eksikliği vb. yaşayan Recep Çatak buz üzerinde hızla kaymaya başlar ve ancak bir kaya kütlesine çarparak durabilir. Recep Çatak başını taşa çarpmıştır ve kafa travması geçirmektedir. Diğer ekip üyeleri tarafından hemen yarasına müdahale edilir, kendisi uyku tulumuna konulur ve vücudu sıcak tutulmaya çalışılır.

Aşağıya bilgi verilir ve kazazadenin tahliyesi için helikopterin bir an önce gönderilmesi istenir ancak beklenen helikopter bir türlü gelmek bilmez ve kazadan 22 saat sonra Recep Çatak hayatını kaybeder.

Böylece bu tırmanışta hayatını kaybeden kişi sayısı ikiye çıkmış; helikopter cansız bedenleri ancak bir kaç gün sonra alabilmiştir.

Recep Çatak vasiyeti üzerine Niğde Aladağlarda Sarı Mehmetin Yurdunda küçük bir tepenin üzerine defnedilir. Mezar taşı sevdalısı olduğu Büyük Demirkazık zirvesinin piramidine benzetilecek şekilde yapılır. Ölümünden sonra ismi Beydağları silsilesindeki 3 tepe (Tunç, Recep ve Çatak) ile Aladağlar Demirkazık’ın batı omzu üzerindeki belirgin kaya kulelerine (Çataktepe) verilir.

Recep Çatak’ın ölümüyle Türk dağcılığı, kendisine önemli katkılarda bulunacağı kesin olan bir figürünü kaybetmiştir. Kendisi ve Halil Yeniçıkan’ı saygı ve rahmetle anarken, bir daha bu tür saçma bürokratik engeller yüzünden dağcıların hayatlarını kaybetmemelerini temenni ediyoruz.


Yazıların orijinalleri için bağlantı adresleri:


Bütün outdoor aktivitelerinde güvenlik öncelikle sizin sorumluluğunuzdadır. Hiçbir makale veya video doğru eğitim ve deneyimin yerini alamaz. Özellikle outdoor ekstrem sporlarda kendi kişisel güvenliğinizden öncelikli olarak siz sorumlusunuz. Her zaman kişisel güvenliğinizi kendiniz ön planda tutun. Her durumda doğadan taraf olun.  Lütfen sadece okuduğunuz makale değil outdoor ve doğaya dair yayınlanmasını ve irdelenmesini istediğiniz her konu hakkında iletişim sayfamızdaki bağlantıları kullanarak bize yazın. Outdoor aktiviteleri ve macera turizmi hakkında en son bilgileri almak için sitemizi takip ediniz. 

Türkiye’nin Outdoor Sayfası
Advertisements
error: Content is protected !!
Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.

Türkiye'nin Outdoor Sayfası sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et