Türkiye’nin doğaya açılan kapısı Doğa Aktiviteleri & Macera Sporları Sayfası, doğa sporlarına ilgi duyan herkes için Türkiye’nin en güncel ve kapsamlı bilgi kaynağıdır. 🏕️⛰️ Türkiye’nin dört bir yanındaki doğa tutkunlarına kamp alanlarından yürüyüş rotalarına, dağcılıktan ekstrem sporlara kadar en güncel etkinlik ve rehber içeriklerini sunan kapsamlı bir platformdur.

turkeyoutdoor.org
“Türkiye’nin doğaya açılan kapısı”

Doğaseverleri bir araya getiren güçlü iletişim ağıyla outdoor dünyasının nabzını tutan sayfa, aynı zamanda illere özel gezi rehberleriyle Türkiye’yi keşfetmek isteyenler için vazgeçilmez bir kaynak sunar. Platform, çevre bilincini artırmayı hedeflerken, doğada spor yaparken sürdürülebilirliğe ve biyolojik çeşitliliğe saygıyı ön planda tutar. 🌿


Likya Yolu Hakkında Tarihi Bilgiler 4: 18. Yüzyılda Anadolu’da Arkeoloji Yağmaları

18. Yüzyılda Anadolu’da Arkeoloji Yağmaları

 Ülkemizin en acı veren konularından biri olan arkeoloji hırsızlığı ve yağmaları 17. yy. dan itibaren devam etmektedir. Avrupada sergilenen bu topraklara ait eserler sadece buzdağının ne yazık ki sadece görünen kısmıdır. İlk bakışta bu tarih yağmaları bir izin altında yapılmış görünse de unutulmamalıdır ki o dönemde Avrupa ülkelerinin Osmanlı Devletine yaptığı siyasi ve ekonomik baskılar ve ticari anlaşmaların etkisi asla gözardı edilemez. Bu topraklardan götürülen sadece Anadolu’ya ait eserler değildi. Aynı zamanda da bu toprakların tarihini ve ruhunuda götürmüşlerdir. Ne yazıktır ki bu yağma ve talan 18 – 19. yy. da olduğu gibi devam etmese de bu hırsızlık ve yağma hala günümüzde devam etmektedir.

  Avrupa’da Rönesans akımının etkisi sonrası 1753 yılında British Museum’un kurulmasıyla Avrupa’daki müzeler, eski eser toplayıcılığına başladılar. Bu tarih itibariyle 18. ve 19. yüzyıl boyunca -başta İngiltere, Fransa, Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri, mümkün olduğunca çok eser biriktirmek için yarıştılar. Bir yandan bu telaş yakın doğu’da ki güç rekabetiyle bağlantılıydı. Diğer yandan, özellikle eski Yunan ya da Roma izlerine sahip eserler söz konusu olduğunda, Avrupalılar bu bölgedeki keşiflere kendi tarihlerinin birer uzantısı gözüyle baktılar. Buldukları eserler coğrafi olarak Osmanlı sınırlarındaydı, dolayısıyla da Avrupa’dan çok uzakta olmakla birlikte, Avrupalı arkeologlar bu mirasın Osmanlılardan ziyade kendi imparatorluklarına ait olduğunu varsaydılar.

 1865’te İngiliz Hükümeti’nin desteği ile British Museumu temsilen Halikarnassos Mousoleum kazısında görevlendirilen Biliotti’nin amacı heykel ve kabartmaları bulup kendi ülkesindeki müzeye kazandırmaktı. Ondan önce bölgeye gelen Conning ve Newton’un da İngiliz Hükümeti adına kazı yaparak 1844’te çıkan eserleri Osmanlı devletine siyasi baskı yaparak Britısh Museum’a taşıdığı bilinmektedir. 1 Mart 1865 yılında Biliotti, kazıya başlamış ve hemen ardından da eserleri taşımıştır. Osmanlı Devleti’nin kazı bölgelerindeki yerli yöneticileri eserleri korumak istemekteydi ancak buna yönelik devletin kültür politikası o dönemde mevcut değildi. Osmanlı bürokratlarının Batı’nın bu hırslı tavrına tepkisiz kalmak zorunda kalmalarının sebebi yapılan siyasi baskılardır.

 1865’te İngiliz Hükümeti’nin desteği ile British Museumu temsilen Halikarnassos Mousoleum kazısında görevlendirilen Biliotti’nin amacı heykel ve kabartmaları bulup kendi ülkesindeki müzeye kazandırmaktı. Ondan önce bölgeye gelen Conning ve Newton’un da İngiliz Hükümeti adına kazı yaparak 1844’te çıkan eserleri Osmanlı devletine siyasi baskı yaparak Britısh Museum’a taşıdığı bilinmektedir. 1 Mart 1865 yılında Biliotti, kazıya başlamış ve hemen ardından da eserleri taşımıştır. Osmanlı Devleti’nin kazı bölgelerindeki yerli yöneticileri eserleri korumak istemekteydi ancak buna yönelik devletin kültür politikası o dönemde mevcut değildi. Osmanlı bürokratlarının Batı’nın bu hırslı tavrına tepkisiz kalmak zorunda kalmalarının sebebi yapılan siyasi baskılardır.

Osmanlı İmparatorluğu, kendi topraklarında kazılar yapılmasına ve bulunan eski eserlerin yurtdışına çıkarılmasına ilişkin başta hoşgörülü bir yaklaşıma sahipti. Ancak eski eserlerin siyasi ekonomik önemi belirginleştikçe, imparatorluk, sahip olduğu tarihi alanları korumada giderek daha etkin hale gelmiştir. 1869’dan sonra eski eserlerin yurtdışına çıkarılmasını yasaklayan çok sayıda yasa yürürlüğe girdi. 1891 yılında ise Osman Hamdi Bey’in girişimiyle, Osmanlı İmparatorluğu’nun arkeolojiye dair iddiasını ortaya koymak ve de kazılardan çıkarılan eserleri barındırmak üzere Müzei Hümayun, bugünkü adıyla İstanbul Arkeoloji Müzesi kuruldu. O günden bu yana müzeye çok sayıda eser kazandırıldı.

 Osmanlının son zamanlarında devletin birçok alanında olduğu gibi arkeolojide de çok kötü bir tablo vardı. Casuslar, arkeolog ve seyyah ismi adı altında araştırmalar yapıyorlardı. Osmanlı ülkesine gelen seyyahların meslek gurupları incelendiğinde, diplomatlar ve diplomasiyle yakından ilgili kişilerin sayıca fazla oldukları görülmektedir. 16. Yüzyıldan itibaren Osmanlı devletinin pek çok şehrinde açılan elçilikler, konsolosluklar neticesinde pek çok diplomatın başta İstanbul olmak üzere, Ege’nin liman şehirlerine ve adalara gelmişlerdir. Ajanlar misyoner, doktor, asker, turist ismi altında yolculuğa çıkıyorlardı. Osmanlı topraklarına 16. Yüzyılda gelen 106 seyyah yüksek devlet görevlisi adıyla, 38’i tüccar, 75’i ise din adamı ismiyle gelmişti. Denizci, asker, aydın, sanatçı olanlar diğer seyyahlara örnektir. Seyyahların Küçük Asya adını verdikleri Anadolu coğrafyasının, yüzyıllarca çok farklı uygarlığa ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Bu coğrafya üzerinden gelip geçen uygarlıkların özelliklerini mimari unsurlarından günümüzde var olan örneklerine bakarak çözmek mümkündür.

Seyyahların bir bölümü bu topraklara eski eserleri aramak amacıyla gelmişlerdir. Günlüklerinde ve kitaplarında eserlere genişçe yer verdikleri görülmektedir. Bu seyyahlar gözlemlerine göre Türklerin tarihî eserler konusunda ilgisiz davrandığını belirtirler. Arkeolog seyyahlar, tahribatla sonuçlanacak çalışmalar yapmışlardır ve çıkardıkları eserleri, ülkelerine götürmüşlerdir. Eserlerin bir kısmı ise Osmanlı devlet erkânı tarafından hediye edilmiştir. Bu eserler bugün Avrupa’daki müzelerin vitrinlerini süslemektedir. XVII. asrın sonlarında Türkiye’de Fransa elçisi sıfatıyla bulunan Antoinne Galland da sahaflardan satın aldığı birçok nadide yazma eseri Fransa kralı adına toplamıştır. Bu değerli eserler bugün Fransa’daki kütüphanelerde bulunmaktadır. Seyyahların ülkemiz dışına kaçırdıkları eserler müzecilerden ziyade oryantalistlerin işine yaramıştır. Müzayedelerde kolleksiyonerce elden ele geçmektedir.


Bu yazımız https://www.likyayolurehberi.com/ sitesinden yayıncının izniyle alınmıştır. Yazımızdaki bütün resim ve içerik likyayolurehberi sitesi kaynaklıdır.

Likya Yolu rotaları, tanıtımı ve diğer bütün merak edilenler için Likya Yolu Tanıtımı ve Trekking Rehberi sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Muğla’nın eşsiz atmosferinde kaybolmak ve şehrin tarihle iç içe geçmiş dokusunu hissetmek için, siz de bu muazzam şehri keşfetmeye hazır olun. Muğla‘daki gezilecek yerlerin listesi ve tanıtımlarını görmek için Muğla Gezi Rehberi sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Muğla hakkında genel bilgi edinmek için Muğla Tanıtımı ve Merak Edilenler yazımıza bakabilirsiniz.

Muğla‘daki kamp yapılabilecek yerleri görmek için Muğla Kamp ve Karavan Alanları yazımıza bakabilirsiniz.

Muğla’da Gezilecek yerleri sizin için özel olarak hazırladığımız Muğla Gezi ve Outdoor haritalarımızda bulabilirsiniz.


Kamp ve Karavan ile ilgili geniş bilgi almak ve bütün yazılarımızı görmek için TurkeyOutdoor Kampçılık Rehberi sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Doğa Sporları ve Outdoor Aktivitelerinde Güvenlik Önlemleri

  • Bütün outdoor aktivitelerinde ve doğa sporlarında güvenlik öncelikle sizin sorumluluğunuzdadır. Hiçbir makale veya video, doğru pratik eğitim ve şahsî deneyimin yerini alamaz.
  • Özellikle outdoor ekstrem sporlarda kendi kişisel güvenliğinizden öncelikli olarak siz sorumlusunuz. Her zaman kişisel güvenliğinizi, birlikte olduğunuz takımın uyum ve güvenliğini ön planda tutun.
  • Her durumda doğadan taraf olun, çevreyi temiz tutun, vahşi hayvanlara, vahşi yaşamın devam ettiği doğaya kesinlikle zarar vermeyin.
  • Doğal ve tarihi güzellikleri keşfederken tatilinizin keyifli ve güvenli geçmesi için bazı önemli noktalara dikkat etmelisiniz. Seyahatiniz öncesinde gideceğiniz bölge hakkında detaylı araştırma yaparak hava durumunu kontrol edin ve yanınıza uygun kıyafetler alın. Doğal, tarihi ve turistik mekanlara kesinlikle zarar vermeyin. Gittiğiniz yerlerde çöplerinizi bırakmayın, çöplerinizi getirdiğiniz gibi poşetler içerisinde geldiğiniz yere geri götürün veya bir çöp konteynırına atın.
  • Doğa gezileri, kamp veya açık hava etkinlikleri planlıyorsanız, gerekli ekipmanlarınızı eksiksiz şekilde hazırlayın.
  • Türkiye’de ormanlara ve bazı korunan alanlara girişlerde sık sık yasaklar uygulanmakta ve uymayanlara idari cezalar yazılmaktadır. Güncel orman giriş yasaklarını illerin Orman Bölge Müdürlüklerinden teyit etmelisiniz.
  • Teknik olarak doğada yapılan bütün outdoor aktiviteleri için önceden izin alınması gerekmektedir. Okuyucularımıza, kampçılara, doğa yürüyüşçülerine ve bütün outdoor sporlarına katılanlara tavsiyemiz, aktiviteye başlamadan önce hiç olmazsa kolluk güçlerini arayarak yapacakları doğa aktivitesi ve rotaları hakkında bilgi vermeleridir.
  • Outdoor ve doğaya dair görüş, düşünce, öneri ve istekleriniz bizim için değerlidir. Çekinmeden bize yazabilirsiniz.

Keyifli ve güvenli bir doğa/outdoor serüveni dileriz! 🚴‍♀️⛺🌳🌲🚵‍♂️🏞️🌿🌄

📌 Instagram: @turkey_outdoor_org

📌 Facebook: TurkeyOutdoor

turkeyoutdoor.org
Türkiye’nin Doğa Aktiviteleri & Macera Sporları Sayfası