Amasya Gezi Rehberi 1. Yazı
Outdoor Türkiye
Türkiye’nin Outdoor Sayfası olarak özellikle outdoor turizminde büyük eksiklik olarak gördüğümüz illerin tek tek tanıtımı, illerde yapılabilecek outdoor aktiviteleri, outdoor ürün satan firmalar, kamp alanları, doğal güzellikler, yürüyüş rotaları gibi bütün bilgileri içeren bir yazı dizisine başladık.
Bu yazı dizimizde bulunduğunuz veya tatil amaçlı gittiğiniz ilde öncelikle yapabileceğiniz doğa aktivitelerinin, aktivite bölgelerinin, kamp alanlarının, tarihi ve turistik mekanların tam ve en geniş listelerini oluşturup okuyucumuzun kullanımına sunuyoruz.
Özellikle kampçılar, doğa severler, karavancılar, doğa tatilcileri, macera turizmi, kültür turizmi ve outdoor ekstrem sporları yapanlar için en çok aranan bilgileri derlemeye gayret gösteriyoruz.
Listede gördüğünüz eksiklikleri ve eklenmesini istediğiniz bilgileri iletişim sayfamızda bulunan kanallardan bize ulaştırabilirsiniz.
Amasya’da bulunan tarihi turistik ve doğal yerlerin listesi ve tanıtımı, Amasya kamp alanları, Amasya mutfağını oluşturan lezzetler için aşağıdaki yazılarımıza göz atın.
- Amasya Gezi Rehberi 1. Yazımız: Amasya Tanıtım ve Gerekli Bilgiler
- Amasya Gezi Rehberi 2. Yazımız: Amasya Gezilecek Yerler
- Amasya Gezi Rehberi 3. Yazımız: Amasya’da Kültür Sanat
- Amasya Gezi Rehberi 4. Yazımız: Amasya Kamp Alanları Listesi
- Amasya Gezi Rehberi 5. Yazımız: Amasya Outdoor ve Doğa Aktiviteleri
- Amasya Gezi Rehberi 6. Yazımız: Amasya Yemek Rehberi
Amasya Tanıtım
Amasya Şehir Rehberi
Amasya; Orta Karadeniz Bölümünün iç kısmında yer almaktadır. Doğudan Tokat, güneyden Tokat ve Yozgat, batıdan Çorum, kuzeyden Samsun illeri ile çevrilidir. 7 bin yıldan eski tarihi boyunca krallık başkentliği yapmış, bilim adamları, sanatkarlar, şairler yetiştirmiş, şehzadelerin eğitim gördüğü bir belde olmuştur.
Kurtuluş savaşının başlangıç temellerinin atıldığı Amasya, tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra, özellikle Yeşilırmak kıyısına yapılmış Yalıboyu evleri ile dikkat çekmektedir.
Amasya Hakkında Temel Bilgiler
Dünyanın en güzel Misket elması, kirazı, şeftalisi ve bamyasının üretildiği, tarih ve doğanın birlikte bulunduğu ilginç bir antik kenttir.
Amasya Orta Karadeniz Bölümü'nde yer alır. Anadolu'nun eski yerleşim alanlarından biridir. Hititlerden başlayarak çeşitli uygarlıkların merkezi olmuştur. Kentin bilinen en eski adı, söylendiği biçimi ile günümüze kadar hiçbir değişikliğe uğramadan gelen Amasya'dır.
Amasya’da yerleşmenin tarihi çok eski devirlere inmektedir. Mahmatlar Höyüğünde yapılan kazılarla Alacahöyükle aynı kültüre sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Yerleşmenin ilk evreleri hakkında detaylı araştırma yapılmamış olup il sınırları içinde 28 höyük, 22 tümülüs, 8 nekropol ve 5 antik kale tesbit edilmiştir.
Bunlarda yapılacak kazılarla yerleşmenin ilk evreleri ortaya çıkarılacaktır.
Amasya Hakkında Bilgi
Eski kayıtlarda ve buluntularda Amesseia - Amacia - Amaccia ismi okunmaktadır. Amasya isminin açık bir şekilde okunduğu, Pers, Pontos ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde ticarette kullanılan gümüş ve bronz sikkeler (paralar) üzerinde görmek mümkündür.
Amasya şehrinin bilinen ilk adı “ Amaseia” dır. İlk kuruluş yeri günümüzde kalenin olduğu tepe olarak kabul edilir. Anadolu’da hakimiyet kuran Hititler devrinde, bu devletin başkenti Hattuşaş’a çok yakın olan Amaseia’nın Hitit Konfederasyonu içinde önemli bir yeri olduğu kabul edilir.
Bazı sikkeler üzerinde Amaccia veya Amacia isimlerine rastlanılmaktadır. Amasya'nın fethinden önce ve sonrasında da Türkler, Amasseia'yı veya Amaccia, Amacia Türkçede söylendiği gibi Amasya yapmışlardır.
Tahminen MÖ 60 ve MS 19. yıllarda Amasya'da doğduğu bilinen ve Coğrafya ilminin mucidi olarak tanınan Strabon, yazdığı ünlü coğrafya kitabında Amasya'dan Amasseia olarak söz etmektedir.
Strabon Amasya Etimolojisi
Strabon (Yunanca: Στράβων; MÖ 64 - MS 24), Yunan tarihçi, coğrafyacı ve filozof. Yaşadığı dönemde bilinen yerlere yapılan göçlere ve hangi milletlerin nerelerde yerleşmeler yaptığı üzerine gerçekleştirdiği çalışmalarla ün kazanmıştır. Roma aristokratlarıyla kan bağı olduğu düşünülmektedir.Bugünkü Amasya ili sınırlarının içinde varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Dünyanın ilk coğrafyacısıdır.
Strabon'a göre Amasya ismi, burada yaşamış olan bir Amazon kraliçesi olan Amasis'den gelmektedir. Bulunan Yunan ve Roma sikkelerinde görüldüğü üzere isim zamanla Αμάσεια, Amaseia, Amassia ve Amasia olarak değişmiş ve sonunda Türkler Amasya olarak adlandırmışlardır. Amasya'nın bugüne kadar 19 farklı devletin egemenliği altına girdiği söylenmektedir.
Amasya Tarihi
Hellenistik-Bizans Dönemlerinde Amasya
Hitit devletinin dağılmasıyla Amaseia’da önemini kaybetmiş, M.Ö. 1200 de Frig akınları karşısında yıkılmıştır. Şehir Kimmerler, Lidyalılar, Pers dönemlerini yaşamış Pontus Krallığının iki yüzyıl süreyle başkenti olmuştur. Günümüzde bu dönem den kalan kalıntılara Kale’de ve bu kalenin eteğinde ve Yeşilırmak vadisinin çeşitli yerlerine yapılmış 14 kaya mezarında rastlanır.
Daha sonraki dönemlerde restore edilmiş olan Ferhat Su Yolu’nun da antik dönemlerden kaldığı bilinir. Roma Döneminde, Roma Eyaletlerinden birine başkentlik yapmıştır. Bu dönemden kentte kalan tek kalıntı Alçak Köprü'nün günümüzde mevcut kemerleridir.
M.S. 395 den itibaren Bizans devrini yaşamış, bu dönemde Bizanslılar ve Araplar arasında birkaç defa el değiştirmiştir. Bizans döneminden kalan kilise günümüzde Fethiye camisi olarak kullanılmaktadır.
Amasya şehrinin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte yerleşimin Hitit dönemine kadar uzadığı tahmin edilmektedir. Seloukoslar döneminde önemli bir konuma sahip olan yerleşim daha sonra M.Ö 281 yılında kurulan Pontus Krallığı'na bir süre başkentlik yaptı.
M.Ö 70 yılında general Lucius Licinius Lucullus tarafından Roma topraklarına katıldı. Diocletianus sonra M.S 3. yüzyılda gelişen yerleşim önemli bir dini merkez konumuna yükseldi. 4. yüzyılın ikinci yarısında Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesiyle yerleşim Doğu Roma İmparatorluğu topraklarına katıldı. 712 yılında Arap ordularınca ele geçirilen yerleşim kısa süre sonra III. Leon tarafından yeniden Bizans topraklarına katıldı. Yerleşim bu tarihten 11. yüzyıl sonlarına kadar Bizans hakimiyetinde kaldı.
Türklerin Hakimiyetinde Amasya
Türklerin eline XI. yüzyılda Melik Danişmend Gazi tarafından geçmiş ve başkent olmuştur. Danişmendlerin hakimiyetine Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan (1174) tarafından son verilerek, şehir Konya Sultanlığına geçmiştir. Amasya 1246-1341 yılları arasında Ilhanlıların hakimiyetinde kalmıştır.
Selçuklu ve İlhanlılar döneminden günümüze, daha sonraki dönemlerde depremlerden zarar gören ve restore edilen çok sayıda tarihi yapı kalmıştır.
Halifet Gazi Kümbeti, Gökmedrese Camiî, Gökmedrese Kümbeti, Turumtay Türbesi, Burmalı Minare Camiî, Gümüşlü Camiî, Saraçhane Camiî, Şadgeldi Türbesi, Sultan Mesut Türbesi, Şifahane (Darüşşifa, Bimarhane), Çağlayan Köprü, Kuııç Köprü bunlar arasındadır.
1071 yılında yaşanan Malazgirt Meydan Muharebesi sonrasında Anadolu'nun birçok şehri gibi Amasya da 11. yüzyıl içinde Türklerin egemenliğine geçti. Artuk Bey tarafından ele geçirilen yerleşim daha sonra Danişmend Gazi 'nin denetimine bırakıldı. 1080 yılında da yeni kurulan Danişmendliler Beyliği topraklarına katıldı.
Şehir II. Kılıç Arslan tarafından 1175 yılında Anadolu Selçuklu Devleti topraklarına katıldı. Kılıçarslan tarafından oğlu Nizâmeddin Argunşah'a bırakılan yerleşim 1193 yılında Kılıçarslan'ın diğer bir oğlu olan Rükneddin Süleyman tarafından ele geçirildi.
1237 yılında başlayan Babai Ayaklanması'nda isyancıların denetimine giren yerleşim 1240 yılında Selçuklu kuvvetlerince yeniden ele geçirilmiş, isyanın ele başlarından Baba İshak da yakalanarak Amasya Kalesinde idam edilmiştir. Babai Ayaklanması ile iyice güçsüzleşen Selçuklular 1243 yılında meydana gelen Kösedağ Muharebesi ile Anadolu'da güç kaybetmeye başlamış, 14. yüzyıl başlarında da Amasya şehri Moğol valilerce yönetilmeye başlanmıştır.
Kısa süreliğine II. Gıyaseddin Mesud'un oğlu Tâceddin Altınbaş tarafından ele geçirilen yerleşim sonrasında Eretna Beyliği topraklarına katıldı. 14. yüzyılın ikinci yarısında yerleşim Emîr Hacı Şadgeldi tarafından ele geçirildi. Şadgeldi’nin ölümünden sonra oğlu Ahmed, Osmanlı hükümdarı I. Bayezid'tan destek istemiş ve şehri Kadı Burhâneddin’e karşı savunmuştur. Osmanlı-Kadı Burhaneddin mücadelesi sonrasında Amasya 1393 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Şehrin idaresine de şehzade Çelebi Mehmed getirildi.
Osmanlı Döneminde Amasya
1402 yılında gerçekleşen Ankara Savaşı sonrasında Çelebi Mehmed Amasya'ya çekildi. Fetret Devri olarak adlandırılan dönemde kardeşleriyle ve diğer beyliklerle mücadelesini 1413 yılına kadar Amasya'dan sürdürdü.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde birçok padişah Amasya'da dünyaya gelmiş ve şehzadelik yapmıştır. Bu sebeple Amasya'nın Osmanlı tarihi açısından da büyük öneme sahiptir.
I. Mehmet, II. Murat, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim gibi padişahlar Amasya'da şehzadelik yapmışlardır.
Amasya 15. yüzyılda bir süre Rum Eyaleti merkez şehri konumunda bulundu. Ayrıca Amasya 16. yüzyıl sonlarına kadar Osmanlılar'ın doğu sınırında stratejik bir öneme sahip olmuştur.
Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmış, eyalet merkezi olmuştur. Osmanlı Döneminde parlak bir devir yaşamış 12 Osmanlı şehzadesi Amasya’da valilik yapmış, 6 sı padişah olmuştur. Amasya’nın bir kültür şehri olmasında şehzadelerin payı büyüktür.
Osmanlı Dönemi kente pekçok tarihi yapı kazandırmıştır. Çilehane Camiî, Beyazıt Paşa Camiî, Yörgüç Paşa Camiî, Bedesten, Sultan Beyazıt Camiî, Mehmet Paşa Camiî, Pir Ilyas Türbesi, Kilari Süleyman Ağa C., Kapıağası (Büyükağa) Medresesi, Şamlar Camiî, Küçükağa Medresesi, Sofular (Abdullah Paşa Camiî), Hatuniye (Bülbül Hatun) Camiî, Pir Mehmet Çelebi Paşa Camiî, Yukarı Türbe, Azeriler (Şirvarlı) Camiî, Taşhan bunlar arasındadır.
1520 yılı tahririnde Amasya 48'i Müslüman, 4'ü gayrimüslim olmak üzere toplam 52 mahalleden oluşan bir şehir konumundaydı. 1555 yılında Amasya Antlaşması burada imzalanmıştır. Şehir, Celali isyanları sırasında 17. yüzyıl başlarında tahribata uğradı. Bundan sonra önemli bir olayın yaşanmadığı bir sancak merkezi olarak sakin bir dönem geçirdi.
Millî Mücadelede ve Amasya
15 yüzyıl sonu ve 16. yüzyıl başlarında parlak bir dönem yaşamış fakat gittikçe eski önemini kaybetmiş, Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Kemal Atatürk’ ün 12 Haziran 1919 da Amasya’ya gelişi ve Amasya Tamimi’nin hazırlanması kente tarihi bir önem kazandırmıştır.
19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'da başlayan Kurtuluş Savaşı'nın (Millî Mücadele)'nin ilk adımı, 12 Haziran 1919 tarihinde Mustafa Kemal'in Amasya'ya gelmesiyle atılmıştır.
Kurtuluş mücadelesinin planları hazırlanmış, Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresi'nin toplanmasına burada karar verilmiş, 22 Haziran 1919 tarihinde yayınlanan "Amasya Genelgesi" ile "Milletin İstiklâlini Yine Milletin Azim ve Kararı Kurtaracaktır" denilerek Millî Mücadele burada fiiliyata geçirilmiştir. Bu itibarla, Amasya, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda da ilk önemli adımın atıldığı yer olmuştur.
1923 yılında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti' nin idari taksimatı sonucunda Amasya ilinin merkez şehri oldu.
Amasya Hakkında Diğer Bilinmesi Gereken bilgiler için izleyen sayfaya geçiniz.