21 Temmuz 1985 Ağrı Dağı Tırmanma Kazası
21 Temmuz 1985 Ağrı Dağı Tırmanma Kazası
Türkiye’nin Outdoor Sayfası:
Türkiye’nin Outdoor Sayfası dağcılık kategorisinde yayınlarına devam ediyor.
- Birinci yazımızda Dağcılık Ne Demektir sorusunun cevabını vermiştik.
- İkinci yazımızda ise dağcılığa hazırlık aşamasında neler yapılması gerektiğini hem yerel hem de yabancı teknik sitelerden aldığımız bilgileri derleyerek okuyucuya sunmuştuk.
- Üçüncü yazımızda Dağcılık stilleri , tüm farklı dağcılık kategorileri ve tırmanma tarzları ile ilgili bilgiler vermiş,
- Dördüncü yazımızda Türkiye Dağcılık Federasyonunun sayfasında yer alan “Dağcılık Aktiviteleri İçin Temel Kurallar” yazısını Türkiye’nin Outdoor Sayfası’nın okuyucularına sunmuştuk.
- Beşinci Yazımızda ise Dağcılık Tüyolarını yazmıştık. Outdoor Türkiye severleri olarak diğer yazılarımıza da göz atmanızı tavsiye ediyoruz.
- Altıncı yazımızda dağcılığın dünyada ve Türkiye’de tarihsel gelişimini ve dağcılık sporunun ilk temsilcilerini tanıttık.
- Yedinci yazımızda Dağcılık Terimleri nelerdir sorusunun cevabını verdik.
- Sekizinci yazımızda ise Dağcılıkta Kullanılan Düğümler hakkında bilgiler verdik.
Yazının Kaynağı Hakkında:
Dağcılık anıları serimizde yer alan aşağıdaki yazıları Facebook’ta bulunan Dağcılık Platformu sayfasından aldık. Aşağıdaki yazıların yazarı Dağcılık Platformu’nun yöneticilerinden Yüksel Alpkaya’dır.
Yüksel Bey’e yazılarını sitemizde yayınlamamıza izin verdiği için teşekkür ediyoruz. Dağcılık ile ilgili hem Türkiye’de hem de dünyada güncel gelişmeleri takip etmek isterseniz Yüksel Alpkaya’nın facebook adresini takip edebilir, Dağcılık Platformu’nun sayfasına abone olabilirsiniz.
Alıntı yaptığımız yazılar:
- Ağrı Dağı’na İlk Tırmanışlar
- Dağcılık Anıları
- Erciyes Kuzeybatı Rotası İlk Türk Çıkışı
- Bir Demirkazık Kış Tırmanış Hikayesi
- İlmiye Bergman – Erciyes’e Tırmanan İlk Türk Kadını
Yazıların orijinalleri için bağlantı adresleri:
- Yüksel Alpkaya: https://www.facebook.com/yuksel.alpkaya.7/about
- Dağcılık Platformu: https://www.facebook.com/groups/934471636932818/
İki Kadın Dağcının Ölümüyle Sonuçlanan Bir Tırmanış- 21 Temmuz 1985 Ağrı Kazası
Bundan 37 yıl önce bugün, 21 Temmuz 1985 tarihinde Ağrı‘ya gerçekleştirdikleri tırmanış esnasında kötü hava koşulları ve sis yüzünden yollarını kaybeden İTÜ Dağcılık Kulübünün iki kadın sporcusu hayatlarını kaybederken; iki sporcu yaralı olarak kurtulmuştur.
Tamamı İTÜ öğrencisi ve aynı zamanda İTÜ Dağcılık Kulübü üyesi olan, Armağan, Başar, Gülden, Haldun, Nuray, Oğuzhan, Rıfat ve Şükrü‘den oluşan 8 kişilik ekip 1985 yılının Temmuz ayında Ağrı’ya tırmanmak için planlama yapar. Ancak ekip Ağrı’ya tırmanmak için yeterli tecrübeye ve bilgiye sahip değildir. Ekibin liderliğini yapan Rıfat dışında ekip üyelerinin tamamı daha bir yıldır dağlara gitmektedir.
Ağrı öncesi ekibin 4 üyesi antreman için Munzur’a gider. Yaklaşık bir hafta orada tırmanışlar gerçekleştirir ve tırmanış tarihi geldiğinde İstanbul’dan gelecek arkadaşları ile buluşmak için Doğubayazıt’a geçerler. Bu nedenle Munzur’dan gelenler ile İstanbul’dan gelen ekip üyelerinin kondüsyonları arasında oldukça fark vardır ve bu durum tırmanış esnasında sorun olarak ortaya çıkar.
Bir gece Doğubayazıt’ta otelde kalınır. Ertesi gün, 15 Temmuz 1985 Pazartesi, eksiklikler tamamlandıktan sonra tutulan bir minibüs ile Eli köyüne ulaşılır. Kamp yükleri katırlara verilir ve ekip üyeleri 3200 metredeki kampa doğru yürüyüşe başlar. Ekibin liderliğini Rıfat yapmaktadır. Yaklaşık 5-5,5 saatlik bir yürüyüşle kampa varılır, çadırlar kurulur ve dinlenmeye çalışılır. Bu arada ekibin yanında tek bir ip ve bir çift krampon dışında; ihtiyaç duyacakları başka herhangi bir malzeme (harita, pusula, kazma, krampon) bulunmamaktadır.
16 Temmuz 1985 Salı sabahı ekip üyeleri kampı toplar bir üst kampa çıkmak için tırmanışa geçer. Yaklaşık 6 saatlik bir tırmanış sonrası 3900’lere kamp atılır. Ekip yorgundur. Bu sebeple 17-18 Temmuz günleri kampta dinlenilerek geçirilir.
18 Temmuz günü yapılan toplantıda ertesi gün tırmanışa başlanmasına karar verilir. Ekip lideri Rıfat ekibin tecrübesizliğinin farkındadır. Bu sebeple ekip 4’er kişilik iki guruba ayrılır. Her bir grupta iki tecrübeli- iki tecrübesiz / iki kondüsyonlu-iki kondüsyonu düşük olacak şekilde dağılım yapılmaya çalışılır.
Birinci gurup Rıfat’ın liderliğinde Başar, Şükrü ve Gülden’den; ikinci gurup Armağan’ın liderliğinde Oğuzhan, Haldun ve Nuray’dan oluşmaktadır. Plana göre nispeten daha düşük kondüsyona sahip birinci grup yarım saat önce tırmanışa geçecek, ikinci gurup yarım saat sonra tırmanışa başlayacaktır. Rıfat’ın planına göre her iki ekip buzulun başlangıcında bir araya gelecek, zirveye gidip gitmemeye karar verilecektir. Aslında Rıfat buzulun başlangıcından geri dönülmesi taraftarıdır.
19 Temmuz Cuma sabahı birinci gurup tırmanış için gayet uygun ve açık havada tırmanışa başlar. Ancak bir süre sonra Rıfat ve Başar’ın kondüsyon düşüklüğü kendini göstermeye başlar ve hareketleri oldukça yavaşlar. Bu arada Şükrü ve Gülden iyi durumdadır.
Yaklaşık 3 saatlik tırmanış sonrası ikinci ekip, birinci ekibi yakalar. İkinci ekipte de Haldun sıkıntı yaşamaktadır. Armağan Haldun ile Gülden’in yer değiştirmesini ister. Böylece ekipler şimdi Rıfat, Başar, Şükrü ve Haldun; ikinci ekip ise Armağan, Oğuzhan, Nuray ve Gülden şeklinde oluşmuştur.
Burada yapılan değerlendirmede kondüsyonu iyi olan ikinci ekibin tırmanışa önden devam etmesini, birinci ekibin ise onları takip etmesi kararlaştırılır. İkinci ekip buzula geldiğinde birinci ekibin gelmesini bekleyecek ve hep birlikte zirveye gidip gitmemeye karar vereceklerdir.
İkinci ekip öne geçer ve hızla ilerlemeye başlar. Birinci ekip çok yavaş ilerlemektedir ve ikinci ekibin oldukça gerisinde kalır. Bu arada zirve hattına yavaş yavaş sis çökmeye başlamıştır. Birinci ekip zorlukla da olsa yavaş yavaş yükselerek buzulun başlangıcına ulaştığında burada kimseyi bulamaz. Sağa sola bakarlar, seslenirler ama hiçbir cevap alınamaz.
Birinci ekip buzulun başlangıcında hem dinlenip, hem de arkadaşlarının durumunu merak içinde beklerken; zirveden dönen bir gurup İsviçre’li ve Macar dağcıya yukarıda arkadaşlarını görüp görmediklerini sorduklarında; dağcılar zirve ve zirve rotasında kendilerinden başka herhangi bir dağcı grubu olmadığını ve hiç kimseyi görmediklerini söyleyince meraklar daha da artar; hatta endişeye döner.
İsviçre’li dağcılar ihtiyaç duyacaklarını düşünerek bekleyen ekibe bir çift krampon bırakarak inişe devam ederler. Şimdi iki çift kramponları olmuştur ve bazı ekip üyeleri arkadaşlarını aramak için buzula girmek ister. Ancak Rıfat havanın bozmaya başladığını ve bu siste kaybolabileceklerini düşünerek arkadaşlarına izin vermez.
Yaklaşık 3-4 saat burada arkadaşlarının dönmesini beklerler ancak gelen giden olmaz. Hava da bozmaya başlayınca, bir umut arkadaşlarını kampa bulabileceklerini umarak inişe geçerler ancak kampa döndüklerinde kimseyi bulamazlar.
Bu arada oldukça hızlı hareket eden ikinci ekip, buzula ulaştığında birinci ekibin oldukça gerilerde kaldığını görmüş ve onlar buraya gelinceye kadar kendilerinin zirveye gidip gelebileceklerini düşünerek diğer ekibi beklemekten vazgeçmiş ve tırmanışa devam etmiştir. Oysa yanlarında bir ip dışında herhangi bir tırmanış malzemesi yoktur. Bu sebeple buzulu yan geçmek yerine, karşılarında sislerin arasında belli belirsiz görülen tepeye doğru tırmanmaya başlarlar. Burası İnönü zirvesidir ve zirveye ulaşmaya çalışırken çok fazla yorulur ve zaman harcarlar. Zorlanarak da olsa burayı aşıp tekrar zirve platosuna inerler ve adım adım Ağrı zirvesine ulaşırlar.
Ekip zirveye ulaştığında hava iyice bozmuş, rüzgar şiddetini arttırmış ve sisten dolayı göz gözü görmez hale gelmiştir. Bu koşullarda tekrar platoya indiklerinde yönlerini kaybederler ve zirvenin kuzeydoğusuna doğru –cehennem deresine- ilerlerler. Biraz indikten sonra buldukları kuytu bir noktada yanlarında getirdikleri çadırda geceyi geçirirler. Soğuk ve fırtınalı geceyi oldukça zor geçiren ekip üyeleri sabahın ilk saatlerinde yukarılardan kopan büyük bir gürültüyle kendilerine gelir. Daha ne olduğunu anlamadan yukarılardan kopup gelen kar, buz ve taş akıntısı tüm ekip üyelerini önünde sürüklemeye başlar.
Kendilerine geldiklerinde herkes birbirine seslenir. Herkes hayattadır ve küçük yaralar ve bereler dışında görünürde herhangi bir büyük yaraları yoktur. Yaşanan heyelandan sağ salim kurtulmuşlardır. Ancak yaşadıkları heyelan, görünürde aldıkları ufak tefek yaralar, açlık ve susuzluktan dolayı bitap haldedirler. Çadırlarını kurup; diğer arkadaşlarının kendilerini merak edip yardım getireceklerini umarak beklemeye başlarlar. Ancak bir süre sonra Nuray çadırdan çıkar; dizlerinin üstüne çökerek olduğu yerde düşer kalır. Arkadaşları şaşkındır. “Nuray, Nuray” diye seslenirler. Ancak ses gelmez. Nuray hayatını kaybetmiştir.
Bütün gece sessizce çadırın bir köşesinde oturan Gülden günün ilk ışıklarıyla çadırdan çıkar. Yağan yağmurun altında bir süre Nuray’ın cansız bedenini seyreder. Sonra Gülden’de olduğu yere yığılır kalır.
Armağan ve Oğuzhan şaşkındır. Ne yapacaklarını bilmez haldedirler. Biraz kendilerine geldiklerinde nispeten daha iyi durumda olan Armağan’ın yardım aramaya gitmesini; bu arada Oğuzhan’ın hayatlarını kaybeden arkadaşlarını beklemesi kararlaştırılır.
Armağan zorda olsa cehennem deresinden çıkmayı başarır ve aşağılara doğru indiğinde çobanlarla karşılaşır ve kazayı haberdar eder. Çobanlar Armağan’ı yanlarında bulunan hayvanlarla köye gönderir. Ertesi gün tarif edilen kaza yerine ulaştıklarında Oğuzhan kötü durumdadır. Geceyi soğuktan korunmak için ölen arkadaşlarının arasında geçiren Oğuzhan hem aldığı yara-berelerden dolayı fiziki hem de yaşadığı olaylardan dolayı psikolojik olarak çökmüş durumdadır.
Köylüler iki kızın cenazelerini daha sonra gelip almak için uygun bir yere taşırlar ve Oğuzhan’ı yanlarına alarak köye iner ve yetkililere haber verir. Cenazelerin dağdan indirilmesi için Recep Çatak’ın liderliğinde 4 kişilik bir ekip dağa tırmanır. Ancak kaza mahalline gelindiğinde dağda bırakılan iki cesedinin yerinde olmadığı görülür. Gelen yeni bir heyelan iki kızın cesetlerini bulundukları yerden sürüklemiş ve cesetler toprak altında kalmıştır. Ekipler cesetleri ararken toprak altından dışarıya çıkmış bir el görülür ve toprak kazıldığında Nuray’ın cansız bedenine ulaşılır. Tüm aramalara rağmen Gülden’in cansız bedeni bulunamaz.
Nuray’ın cansız bedeni aşağıya indirilir ve ailesine teslim edilir.
Yüksel Alpkaya
21 Temmuz 2022 Milas / Ören
Yazar:
Yazının orijinalini Yüksel Alpkaya’nın sosyal medya adresinde bulabilirsiniz: (https://www.facebook.com/search/top?q=y%C3%BCksel%20alpkaya)
- Bütün outdoor aktivitelerinde ve doğa sporlarında güvenlik öncelikle sizin sorumluluğunuzdadır. Hiçbir makale veya video, doğru pratik eğitim ve şahsî deneyimin yerini alamaz.
- Özellikle outdoor ekstrem sporlarda kendi kişisel güvenliğinizden öncelikli olarak siz sorumlusunuz. Her zaman kişisel güvenliğinizi, birlikte olduğunuz takımın uyum ve güvenliğini ön planda tutun.
- Her durumda doğadan taraf olun, çevreyi temiz tutun, vahşi hayvanlara, vahşi yaşamın devam ettiği doğaya kesinlikle zarar vermeyin.
- Tarihi ve turistik mekanlara zarar vermeyin, çöplerinizi yanınızda götürün. Gittiğiniz yerlerde çöplerinizi bırakmayın, çöplerinizi getirdiğiniz gibi poşetler içerisinde geldiğiniz yere geri götürün veya bir çöp konteynırına atın. Kişisel çöpünüzü kamusal kullanıma açık olan doğaya terk etmeyin.
- Türkiye’de ormanlara girişlerde sık sık yasaklar uygulanmakta ve uymayanlara idari cezalar yazılmaktadır. Teknik olarak doğada yapılan bütün outdoor aktiviteleri için önceden izin alınması gerekmektedir. Okuyucularımıza, kampçılara, doğa yürüyüşçülerine ve bütün outdoor sporlarına katılanlara tavsiyemiz aktiviteye başlamadan önce hiç olmazsa kolluk güçlerini (Polis: 155 ve Jandarma:156 numara) arayarak yapacakları doğa aktivitesi ile ilgili bilgi vermeleridir.
- Lütfen sadece okuduğunuz makale değil outdoor ve doğaya dair yayınlanmasını ve irdelenmesini istediğiniz her konu hakkında iletişim sayfamızdaki bağlantıları kullanarak bize yazın.
- Outdoor aktiviteleri ve macera turizmi hakkında en son bilgileri almak için sitemizi takip ediniz.
İLGİLİ YAZILAR
Tüm Kategoriler
- Adventure
- Alıntı Yazılar
- Bisiklet
- City Tours
- Dağcılık Tırmanma
- Doğa Sevgisi
- Doğa Yürüyüşleri
- Doğada Sağlık
- Ekoloji
- Ekstrem Sporlar
- Festival- Etkinlik – Yarışma
- Geçmiş Etkinlikler
- Genel
- Gezi Rehberi
- Giyim, Ekipman, Applikasyon
- Gündeme Dair
- Kampçılık
- Life Style
- Misafir Yazar
- Motor Sporları
- Motosiklet Sporları
- Nerede Hangi Etkinlik Var?
- Nerede Ne Yapılır?
- Otomobil Sporları
- Outdoor
- Outdoor Aktivistleri
- Outdoor Aktiviteleri
- Outdoor Haber
- Outdoor Sektörü
- Outdoor Ürün Firmaları
- Outdoor Yazıları
- Sizden Gelenler
- Yurtdışı Gezileri
Outdoor Haber
Türkiye Yelken Federasyonu 1. Kademe Yardımcı Antrenör Uygulama Eğitimi 16-20 Ekim’de Muğla’da
2024 Türkiye Dalga Sörfü Şampiyonası 19 Eylül’e Ertelendi
Bisikletiyle Dünya Turuna Çıkan Turist Bitlis'te Bıçaklandı. Ağır Yaralı!
Türkiye Dağcılık Federasyonu'nda 2024 Seçim Takvimi Başladı
13 - 19 Eylül Türkiye'de Yapılacak Outdoor Etkinlikleri, Kültür Turları ve Doğa Gezileri
Türkiye'nin Outdoor ve Doğa Sporları Bülteni 14 / 15 Eylül Hafta Sonu Etkinlikleri
Türkiye'nin Outdoor ve Doğa Sporları Bülteni 7 / 8 Eylül Hafta Sonu Etkinlikleri