Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Tanıtımı
Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Tanıtımı
İçindekiler
ToggleANKARA
Ankara’da bulunan tarihi turistik ve doğal yerlerin listesi ve tanıtımı, Ankara kamp alanları, Ankara mutfağını oluşturan lezzetler için aşağıdaki yazılarımıza göz atın.
- Ankara Gezi Rehberi 1. Yazımız: Ankara Tanıtım ve Gerekli Bilgiler
- Ankara Gezi Rehberi 2. Yazımız: Ankara Gezilecek Yerler
- Ankara Gezi Rehberi 3. Yazımız: Ankara’da Kültür Sanat
- Ankara Gezi Rehberi 4. Yazımız: Ankara Kamp Alanları Listesi
- Ankara Gezi Rehberi 5. Yazımız: Ankara Outdoor ve Doğa Aktiviteleri
- Ankara Gezi Rehberi 6. Yazımız: Ankara Yemek Rehberi
Ankara Gezilecek Yerler
Bu yazımızda Ankara’ya gittiğinizde görmek isteyebileceğiniz tarihi, turistik ve doğa güzelliklerinin tanıtımını yayınlıyoruz. Tanıtımını yaptığımız yerler ile ilgili kısa ve kitabi bilgi vermeyi tercih ediyoruz. Zira güzellik kavramı görecelidir ve herkes kendi özgün düşüncesi ile tarihi turistik yerlere bakıp yorum yapmaktadır. Tavsiye üzerine gittiğiniz bir mekân sizin tatil anlayışınıza uymayabilir. Başkasının beğendiğini siz beğenmeyebilirsiniz. Hatta aynı yere iki farklı tarihte giderseniz görüşleriniz değişebilir.
Google haritalarda aynı yer hakkında birbirinin tamamen zıddı yorumlar görmekteyiz. Bu sebeplerle bu yazı sadece tanıtım amaçlı hazırlanmıştır. Yorumlardan kaçınılmaya çalışılmıştır. Gezip gördüğünüz yerlerin yargılamasını sizlere bırakıyoruz.
Yazı dizimizdeki yazıları hazırlarken temel olarak merkezi ve yerel yönetimlerin (Valilik ve belediyelerin) şehir tanıtım yayınlarını, kültür müdürlüklerinin internet sitelerini ve basılı broşürlerini kaynak olarak kullanıyoruz. Bunun dışında internette çeşitli özel veya resmi sitelerde yer alan resim ve yazılardan da alıntılar yapmaktayız.
Bu yazı Ankara Gezi Rehberi sayfamızın eki mahiyetindedir. Ankara’da gezip görmek isteyeceğiniz diğer mekanları görmek için https://turkeyoutdoor.org/2021/12/23/ankara-gezilecek-yerler/ adresini ziyaret edebilirsiniz.
Her konuda bize ulaşmak için adresimiz: www.turkeyoutdoor.org/iletişim
Ankara Gezilecek Yerler Listesi
97 Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi
- Ankara MTA Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Kısa Tanıtımı:
Türkiye’nin ilk ve en büyük tabiat tarihi müzesidir. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü bünyesinde 7 Şubat 1968 tarihinde, kurumun arazi çalışmalarında toplanan örneklerin sergilenmesi ve depolanması amacıyla kurulmuştur.
Tabiat tarihi müzesi Atatürk’ün emri ile kurulmuş bir müzedir. Bu müze aile ile gezilebilecek ve yararlı bilgiler edinilecek güzel bir müzedir. Çocukların da ilgisini oldukça çekmektedir.
Müze, yerleşke içinde yapılan yeni binasında hizmet vermeye devam etmektedir. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden derlenmiş, doğa tarihini anlatan çok sayıda fosil, kayaç, mineral ve maden örnekleri müzede sergilenmektedir. Üç kattan oluşan müzenin giriş katında uzaya yolculuk yapacak, güneş sistemi içindeki gezegenleri yakından tanıyacak, ay taşı, yıldırım taşı ve uzayın postacıları olan gök taşlarını inceleme fırsatı bulunmaktadır.
Müzede mineral, kayaç, maden, fosil ve jeoarkeolojik örneklerden oluşan zengin koleksiyonları sergilenmektedir. Müzenin asıl amacı sergilediği örnekler ve hazırladığı eğitim materyalleriyle özellikle çocuklarda ve gençlerde doğa koruma bilincini oluşturmaktır.
Görme engelli vatandaşlar için hazırlanmış özel bölüm ile de Türkiye’de bir ilk uygulamaya daha imza atılmıştır. Okul öncesi ve ilkokul öğrencileri için eğitim alanı ve sosyal etkinlikler için sergi alanı, kafeterya ve konferans salonu da binanın giriş katında yer almaktadır. Geçmiş yaşantıların kanıtları olan omurgalı ve omurgasız hayvanlara ait fosiller ve bitki fosilleri, 140 milyon yıl öncesine ait etobur dinazorlar, Maraş Fili ve balina iskeleti müzenin birinci katında yer alırlar.
Müze binası giriş katı ile birlikte 4 kattan meydana gelmektedir. Genel Müdürlüğümüz bünyesinde hizmet vermekte olan Şehit Cuma Dağ Tabiat tarihi müzesinin giriş katında; uzay terazisi, güneş sistemi, küresel görüntüleme sistemi “Bilim Küresi”, kubbe şeklindeki ekranda üç boyutlu görüntüleme sistemi “Planetaryum”, “Eğitim ve Uygulama Alanı”, “Geçici Sergi Alanı”, “Konferans Salonu”, “Danışma”, “Hediyelik Eşya Cmtış Bölümü” ve “Görme Engelliler Bölümü” yer almaktadır. Görme engelli ziyaretçilerimiz için özel hazırlanan bölümde, açık vitrinlerde sergilenen örnekler Braille alfabesi ile yazılmış etiketlerle tanıtılmakta, işitsel olarak hazırlanmış CD ile Müze ve tabiat tarihi hakkında bilgiler sunulmaktadır.
Birinci katta, 2019 yılında yaptırılan “Akvaryum” bulunmakta, omurgalı ve omurgasız fosillere ait çok sayıda örnek sergilenmektedir. Ayrıca, Manisa-Kula’da yaşamış insanlara ait ayak izleri, Prehistorik Dönemler’e ait taş aletler, mağara sanatına ait alçı kopyalar, Karstik Mağara Modeli ve Çökelme Ortamları Maketi ziyaretçiler tarafından büyük ilgi görmektedir. Yine bu katta aralarında 1974 yılında Ankara-Beypazarı’nda bulunmuş olan “Anadolu Panterinin (Panthera pardus tulliana)” yer aldığı soyu tükenmiş ya da tükenmekte olan Türkiye’ye özgü Bitki ve Hayvanlara ait örnekler yaşam ortamlarına uygun canlandırmalarla Diyorama Bölümünde sergilenmektedir. Kahramanmaraş’ta bulunan 3.500 yıl öncesine ait “Maraş Fili (Elephas maximus asurus) iskeleti; 17-10 milyon yıl önce yaşamış bir hortumlu memeli olan “Gomphotherium angustidens” fosilinin alçı kopyası; Çankırı-Çorum Havzasında 28-23 milyon yıl önce yaşamış gelmiş geçmiş en büyük kara memelisi olarak bilinen “Dev Gergedan”a ait fosiller, Adana-Yumurtalık sahilinde karaya vuran güncel “Uzun Balina” (Balaenoptera physalus) iskeleti ile 140 milyon yıl önce yaşamış etobur dinozorlardan Allosaurus fragilis iskeletinin alçı kopyası ve aynı fosilin maketi; 67-65.5 milyon yıl önce yaşamış Tyrannosaurus rex’e ait kafatasının mülajı ve bütün iskeletinin maketi; Brezilya’da bulunmuş ve yaklaşık 280 milyon yıl öncesine ait bir tatlı su sürüngeni olan Mesosaurus brasiliensis’e ait orijinal fosil, Ankara- Köserelik’te bulunmuş ve 193 milyon yıl öncesine ait “Dev Ammonit Fosili” yine bu katta sergilenmektedir.
İkinci katta, “Sistematik Mineraloji Bölümü’nde” yerkabuğunun yapı taşları olan mineraller, Kayaçlar Bölümü’nde ise çeşitli minerallerin farklı jeolojik süreçlerle bir araya gelmesinden oluşmuş kayaçlar sergilenmektedir. Günlük hayatımızda kullandığımız araç, gereç ve malzemenin tamamen veya kısmen kaynağı olan metalik madenler, endüstriyel hammaddeler ve enerji hammaddeleri ise “Türkiye Yer Altı Kaynakları Bölümü’nde” sergilenmektedir. Gerek yurt içinden ve gerekse yurt dışından temin edilmiş doğa harikası gözalıcı renklere ve çekiciliğe sahip kristaller “Süstaşları Bölümü’nde” ziyaretçilerini beklemektedir. Yine ikinci katta “Türkiye Madencilik Tarihi Bölümü’nde” insanın sosyal ve kültürel gelişimiyle paralel madenciliğin gelişmesine tanıklık eden buluntular ile “Küpelasyon” ve “Sementasyon” canlandırma alanları ve “Tunç Çağında Madencilik Maketi” yer almaktadır.
Üçüncü katta, açılışı 2017 yılında yapılan “Bilim Tüneli” bulunmaktadır. Bilim Tünelinde, ülkemizin jeolojik miras alanları, Güney Afrika’nın safari parkları, deniz altındaki resiflerde gözlenen biyolojik çeşitlilik ve çiçeklerin göz alıcı renkli dünyası izlenebilmektedir.
Müzede ayrıca, Paleontoloji, Mineraloji-Petrografi-Gemoloji Laboratuvarları ve 100.000’e yakın örneğin saklandığı “Arşivler” de yer almaktadır.
Şehit Cuma Dağ Tabiat tarihi müzesi mevcut veriler ışığında Dünyanın jeolojik geçmişini örneklerle topluma tanıtmak, doğa koruma bilincini oluşturmak amacıyla eğitim görevi çerçevesinde “Gezici Müze Faaliyetleri”, “Eğitim Amaçlı Hazırlanan ve Türkiye’nin Dört Bir Yanındaki Okullara Gönderilen Mineral ve Kayaç Setleri” ve “Bilimsel Araştırma Projeleri” ile de çalışmalarını sürdürmektedir.
2019 yılı Ziyaretçi Sayısı Müze: 366.771 kişi, Enerji Parkı: 217.914 kişi olmak üzere TOPLAM: 584.685 kişidir.
Tabiat tarihi müzesi Nerede?
- Tabiat tarihi müzesi Çankaya’da bulunmaktadır. Bu müze Çukurambar mahallesinde ve Öğretmenler Caddesinde yer alır. Yüzüncü Yıl kapısından girildiği zaman Tabiat tarihi müzesi sol tarafta sizi karşılayacaktır. Burada ücretsiz otopark da bulunmaktadır.
- Şehit Cuma Dağ Tabiat tarihi müzesi ve Şehit Mehmet Alan Enerji Parkı Pazartesi hariç hergün 9.00-17.00 saatleri arasında hizmet vermektedir.
- Müze zemin katında Hediyelik Eşya Cmtış Reyonu bulunmaktadır.
- Müze ziyaretlerinde, MTA Genel Müdürlüğü’nün Yüzüncü Yıl Kapısı kullanılmaktadır.
ZİYARETÇİ GRUPLARININ MUTLAKA RANDEVU ALMASI GEREKMEKTEDİR.
Müzede 12:30 – 13:30 saatleri arasında Planetaryum gösterimleri ile rehberlik hizmeti verilmemektedir.
- Müzeyi ziyaret etmek isteyen gruplar
- http://www.mta.gov.tr/v3.0/muze/randevu adresinden randevu alabilirler.
Enerji Parkını ziyaret etmek isteyen gruplar - http://www.mta.gov.tr/v3.0/muze/randevu-enerji-parki
- adresinden randevu alabilirler.
- Müze hakkında çok detaylı bilgi ve resim için bizim de kaynak olarak kullandığımız şu adresi ziyaret edebilirsiniz.
- https://www.mta.gov.tr/v3.0/muze/anasayfa
Ankara MTA Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Adresi: Çukurambar, Dumlupınar Blv. No:11, 06530 Çankaya/Ankara
Ankara MTA Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Harita: MTA Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi (Bağlantıyı tıklayıp bulunduğunuz yere uzaklığını öğrenebilir ve yol tarifi alabilirsiniz.)
MTA Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Bölümleri tanıtımı için izleyen sayfaya geçebilirsiniz.
MTA Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Bölümleri
(Bu bölüm https://www.mta.gov.tr/v3.0/muze/anasayfa adresinden kopyalanmıştır.)
1- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Paleontoloji Bölümü
Müzemizin birinci katı Paleontoloji dalına ayrılmıştır. Bu bölümde Ülkemizin değişik bölgelerinden derlenen ve dünyanın farklı yerlerinden hediye edilen çeşitli canlı gruplarına ait fosiller sergilenmektedir.
Geçmişte yaşamış olan hayvan ve bitkilerin taşlaşmış kalıntılarına Fosil denir. Yer bilimlerinde geçmişten günümüze fosilleri inceleyen bilim dalına Paleontoloji adı verilir. Önemli fosil grupları yerkürenin jeolojik gelişmesinin araştırılmasına ve yer kabuğunun oluşum koşullarının tespit edilmesine yardımcı olmaktadır. Jeolojik zamanlar boyunca kara ve denizlerin kapladıkları alanlar, dağılışları ve özelikleri, iklim koşulları, çökelme ortamları ve bunlara bağlı olarak gelişmiş olan sedimanter maden yatakları ile petrol ve kömür gibi önemli enerji kaynaklarının bulunduğu seviyeler Paleontoloji’nin yardımı ile araştırılmıştır. Paleontoloji katında Omurgalı (Vertebrate), Omurgasız (Invertebrate) ve İz Fosillere ait önemli örnekler bulunmaktadır.
Omurgalılar (Vertebrate) Bölümü’nde daha çok memeli gruplarına ait fosiller ile birlikte balık, sürüngen ve kuşlara ait fosiller de sergilenmektedir. Büyük kısmı ülkemizden olmak üzere çok sayıda gergedan, zürafa, etçiller ve hortumlu memeliler gibi hayvanlara ait fosiller bulunmaktadır.
Elephas maximus asurus (Maraş Fili)
Günümüzde Hindistan Yarımadası ve çevresinde çok sınırlı bir bölgede yaşayan Asya Fili (Elephas maximus) yaklaşık 6.000 yıl önce Fırat-Dicle Havzası’na kadar geniş bir yayılım göstermekteydi. Günümüz Asya Filleri ortalama 2-3,6 m yüksekliğinde, 3.000 ila 5.000 kg ağırlığındayken geçmişte yaşamış olan Maraş Fili ise en az 3,5 m olan omuz yüksekliği ile günümüz Asya Fili’nden çok daha büyüktür.
Gavur Gölü Bataklığı’nda bulunmuş olan Asya Fili’ne ait azı dişleri üzerinde yapılmış olan radyokarbon yaş analizi sonucunda günümüzden yaklaşık 3.500 yıl öncesinde Kahramanmaraş ve çevresinde fillerin yaşamış oldukları tespit edilmiştir. Her ne kadar bugün Kahramanmaraş’ta fillerin yaşaması için uygun bir ortam bulunmasa da Gavur Gölü Bataklığı’nda bulunmuş olan fil kalıntıları, geçmişte bu bölgede oldukça fazla sayıda filin yaşamış olduğunu göstermektedir.
Gomphotherium sp.
Gomphotherium, Hortumlu Memeliler (Proboscidea) takımında yer alan ve Erken Miyosen-Pliyosen dönemleri arasında yaşamış bir cinstir. Erken Miyosen’de Afrika’da ortaya çıkmış ve daha sonra Avrasya’ya göç ederek Asya, Avrupa ve Amerika’ya yayılmıştır. Ortalama 3 m yüksekliğindedir; üst ve alt çenedeki dişleri dışında günümüz fillerine benzemektedir. Gomphotherium, öndeki dört adet kesici dişiyle sucul bitkileri kazarak çıkartabileceği bataklık ya da göl kenarlarında yaşamıştır.
Gomphotherium angustidens türüne ait fosiller Türkiye’de Erken-Orta Miyosen (23-11 my) Bursa-Mustafakemalpaşa-Paşalar, Bursa-Çitli; Kütahya-Altıntaş-Karaağaç; Muğla-Yerkesik-Çatalbağyaka lokalitelerinden bilinmektedir.
Percrocuta (Dinocrocuta) sp.
Omurgalılar (Vertebrate) Bölümü’nde daha çok memeli gruplarına ait fosiller ile birlikte balık, sürüngen ve kuşlara ait fosiller de sergilenmektedir. Büyük kısmı ülkemizden olmak üzere çok sayıda gergedan, zürafa, etçiller ve hortumlu memeliler gibi hayvanlara ait fosiller bulunmaktadır.
Allosaurus sp.
Allosaurus büyük etobur dinozorlardandır. Geç Jura devrinde yaşamış olup Kuzey Amerika’nın bilinen en büyük etobur dinozoruydu. Allosaurus, Jura döneminde 155-145 milyon yıl önce yaşamış etçil theropod dinozorlardandır. Bu cinse kesin olarak atfedilebilen ilk fosil kalıntıları, 1877’de paleontolog O.Charles Marsh tarafından tanımlanmıştır. İlk bilinen theropod dinozorlardan biri olarak, paleontolojik çevrelerin dışında da büyük dikkat çekmiştir. Çeşitli film ve belgesellere konu olmuştur.
Uzun Balina
Balaenoptera physalus
Küçük balık ve kabuklu deniz hayvanlarıyla beslenen denizlerin bu büyük memelisi, bir balık sürüsünün peşine takılarak 2002 yılı Mayıs ayında Yumurtalık mevkiindeki sığ sulara gelmiş ve nedeni bilinmeyen bir şekilde ölmüştür. Ölü olarak bulunan uzun balina ya da Fin balinası yerel bir balıkçı tarafından kıyıya çekilmiştir. Haberin duyulmasıyla birlikte Uzun Balina iskeletinin MTA Tabiat Tarihi Müzesinde sergilenebilmesi için girişimlere başlanmıştır.
Mesosaurus brasiliensis
Yine bu bölümde kıtaların bugünkü konumlarına nasıl geldiklerini ve levha hareketlerini kanıtlayan fosil örnekleri de bulunmaktadır. Mesosaurus brasiliensis Erken Permiyen’de (299-270 milyon yıl önce) Güney Amerika’da yaşamış sucul bir sürüngendir. Mesosaurus, Kıtaların Kayması Teorisinin en önemli kanıtlarından birisidir. Çünkü bu cinse ait fosiller bugün birbirlerinden çok uzak olan Afrika’nın Güney kısmında ve Güney Amerika’da bulunmuştur. Mesosaurus’un kıyıda yaşayan bir canlı olması bu iki kıtanın geçmişte bir arada bulunduğunun kanıtıdır. Eğer Mesosaurus Atlantik’i aşıp uzun bir yolculuk yapabilmiş olsaydı daha geniş bir alanda yayılım gösterirdi.
2007, Thomsan Higher Education ‘dan alınmıştır.
SameerPrehistorica.deviantart ‘dan alınmıştır.
Müze projeleri kapsamında Çankırı Çorum havzasında Dev Gergedan kazı çalışmaları yapılmaktadır. Dev Gergedan’a (Baluchitherium sp.) ait alt çene, dişler ve etraf kemikleri Omurgalılar Bölümünde sergilenmektedir.
Paraceratherium (Baluchitherium) sp.alt çene
Omurgasızlar (Invertebrate) Bölümü’nde tek hücrelilerden (Eozoa) başlayarak çok hücreli (Metazoa) canlılara kadar sistematik bir sıra içerisinde devam eden omurgasız hayvanlara ait fosiller sergilenmektedir. Her çağda belirli karakteristik fosil grupları yayılım göstermiştir. Bu da içinde bulundukları tabakaların yaşlandırılması bakımından önemlidir.
Trilobit
Trilobitler, günümüzde mevcut olmamakla birlikte Kambriyen’den Permiyen’e kadar tüm denizlerde yayılım göstermiş önemli bir fosil grubudur. 10.000’den fazla trilobit çeşidi bulunmaktadır. Bunlar deniz tabanında yürüyerek veya yüzerek hareket ederlerdi.
Lytoceras
Sayıları oldukça fazla olan ve ölçüleri 30 cm’den 2 m ‘ye kadar değişen Ammonitler Mesozoik zamanda denizlerde yaşamışlardır. Bugünkü Ahtapot, Supya ve Mürekkepbalıklarının atasıdır. Paleontoloji kısmında sergilenen Ammonitler genelde Ankara çevresinden derlenmiştir. Bunlar yaklaşık 185 milyon yıl önce Ankara’nın deniz olduğunu gösteren en önemli kanıtlardır.
Flabellipecten
Bivalvler, iki kapaklı yumuşakçalardır. Denizlerde ve tatlı sularda yaşarlar. Sudaki partikülleri sifonları ile filtre ederek beslenirler. Ayakları ile deniz tabanında hareket ederler, kendilerini kuma gömer veya zemine sabitlerler. Pectenlerse denizde kapaklarını açıp kapayarak yüzerler.
Campanile
Strombus | Terebralia
Gastropodlar tek kavkıya sahip yumuşakçalardır. Oldukça hareketli olan bu sınıfın hem fosil hem de güncel türleri bivalvlere göre daha çok çeşitlenme göstermiştir. Deniz, göl ve karalarda yaşarlar fakat ılık denizel koşullarda daha çok çeşitlilik göstermişlerdir.
Clypeaster
Derisi dikenliler olarak bilinen tüm Crinoidler ve Echinoidler denizlerde yaşarlar. Denizkestaneleri, denizlaleleri, denizyıldızları bu gruba dahildirler.
Encrinus liliiformis
Derisi dikenliler olarak bilinen tüm Crinoidler ve Echinoidler denizlerde yaşarlar. Denizkestaneleri, denizlaleleri, denizyıldızları bu gruba dahildirler. Denizkestanelerinin birbirine kaynaşmış levhalardan oluşan sert kabukları vardır. Bu levhaların üzerinde dikenler gelişmiştir. İlk kez Paleosen devrinde ortaya çıkmışlardır ve günümüzde de yaşamaktadırlar. Denizlaleleri, uzun bir sap ile zemine bağlı durumdadırlar. Daha derin sularda yaşarlar. Besinlerini yayarak açtıkları daha ince dallar şeklindeki kolları ile toplarlar
Teşhir örneklerinin dışında, Müzemiz çeşitli gruplardan 100.000 den fazla fosilin bulunduğu büyük bir arşive sahiptir. Bu arşivde MTA Genel Müdürlüğü tarafından bugüne kadar yürütülmüş olan tüm çalışmalardan elde edilen omurgalı, omurgasız ve bitki fosilleri bulunmaktadır.
2- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Diyoramalar Bölümü
Türkiye’nin farklı coğrafi bölgelerinden endemik bitki ve hayvanlar Diyorama Bölümü’nde sergilenmektedir. Bu vitrinler ülkemizdeki nesli tükenmiş veya tükenmekte olan hayvanların yaşam ortamları ile çiftliklerde yetiştirilen bazı hayvanlara ilişkin canlandırmalar şeklinde hazırlanmıştır.
Burada sergilenen önemli örnekler arasında 1974 yılında Ankara-Beypazarı’nda bulunmuş olan Anadolu panteri, Deniz kaplumbağası ve Kızıl akbaba yer almaktadır. Aksaray Malaklısı, Sivas Kangalı, Çakal ve Kıvırcık Koyun örnekleri de son olarak bu bölüme eklenmiştir.
Diyorama bölümünün girişinde bulunan “Yırtıcı Balıkların” yaşadığı “Amazon Akvaryumu” da ziyaretçilerimizin büyük ilgisini çekmektedir.
3- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Mineraloji-Petrografi Bölümü
Mineral, tanımlanmış bir kimyasal bileşimi ve düzenli bir iç atomik yapısı olan doğal ve homojen katı (oda sıcaklığındaki sıvı halde olan civanın dışında) cisimlerdir. Mineraloji ise mineralleri inceleyen bir bilim dalıdır. Kayaçlar, mineral topluluklarıdır. Petrografi, kayaçları inceleyen bilim dalıdır. International Mineralogical Association (IMA) tarafından kabul edilen 5000’den fazla mineral bilinmektedir. Minerallerin tanınmasında, sertlik, yoğunluk, renk, çizgi rengi, parlaklık, dilinim, radyoaktivite, manyetik ve elektrik özelliği, kristal yapısı ve mikroskobik özellikleri göz önüne alınmaktadır.
MTA Tabiat Tarihi Müzesi’nde Türkiye’nin ve Dünya’nın çeşitli yerlerinden mineral ve kayaç örnekleri sergilenmektedir. Müzenin giriş katında Güneş Sistemi, Yıldırımtaşı (Fulgurit), Meteoritler (Göktaşı); birinci katında Doğal Mağara Modeli; ikinci katında ise mineral ve kayaç örnekleri Sistematik Mineraloji, Kayaçlar, Evaporitler, Süstaşları, Tıbbi Jeoloji ile Yeraltı Kaynakları olmak üzere 6 ayrı bölüm halinde sergilenmektedir.
4- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Sisteatik Mineroloji Bölümü
Sistematik mineraloji minerallerin kristalografik ve fiziksel özelliklerini, kimyasal bileşimlerini, yapılarını inceleyerek tanımlayan, bununla beraber oluşumlarını ve kullanılma olanaklarını inceleyen bir bilim dalıdır.
Mineraller çeşitli şekillerde sınıflandırılabilirler. Bunlardan en yaygın olarak kullanılan, kimyasal bileşime dayalı sınıflamadır ve genel olarak aşağıdaki gibidir.
Nabit elementler
Doğada bileşimleri tek bir elementten oluşan minerallerdir. Altın (Au), gümüş (Ag), bakır (Cu), kükürt (S), elmas (C), grafit (C) örnekleri teşhir vitrinlerimizde sergilenmektedir.
Sülfürler
Sülfürler cevher minerallerinin büyük bir kısmının yer aldığı önemli bir mineral sınıfıdır. Galenit (PbS), Sfalerit (ZnS), Pirit (FeS), Kalkopirit (CuFeS2), Zinober (HgS), Realgar (AsS), Orpiment (As2S3) gibi önemli sülfür mineralleri bunlardan bazılarıdır.
Oksitler
Oksijen yerkabuğunun %47’sini oluşturmaktadır. Oksit grubu mineraller, oksijenin bir veya birden fazla metalin birleşmesi ile oluşan doğal bileşiklerdir. Yaklaşık 40 element oksijen ile birleşerek basit bileşimler oluştururlar.
Hematit (Fe2O3), manyetit (Fe3O4), ilmenit (FeTiO3), korund (Al2O3), kuprit (Cu2O), rutil (TiO2), kromit (FeCr2O4) önemli oksit mineralleridir.
Halojenler
Bu sınıftaki minerallerin bileşiminde başlıca Klor (Cl), Brom (Br), Flor (F) ve İyot (I) gibi halojen iyonları bulunur. Florit (CaF2), halit (kayatuzu) (NaCl), silvin (KCl)’dir.
Karbonatlar
Doğada yaygın olarak görülür. Az sayıdaki metal elementinin karbonat (CO3)-2 ile birleşmesinden oluşur. Bu mineraller asitlerde kolayca çözünür ve karbondioksit (CO2) gazı çıkarırlar. Kalsit (CaCO3), manyezit (MgCO3), rodokrozit (MnCO3), simitsonit (ZnCO3), Malahit (Cu2CO3(OH)2), Azurit (Cu3(CO3)2(OH)2), Trona (Na2CO3.NaHCO3.2H2O).
Boratlar
Bor doğada serbest olarak bulunmaz, oksijenle birleşerek bor tuzları şeklinde veya silikatlar halinde bulunurlar.
Ülkemiz için önemli endüstriyel hammaddelerden biridir ve Türkiye dünyadaki toplam bor rezervlerinin 2/3’sine sahiptir. Boraks, kolemanit, üleksit, kernit önemli bor mineralleridir.
Sülfatlar
Anhidrit (CaSO4), jips (CaSO4.2H2O), barit (BaSO4), alunit (KAl3(SO4)2(OH)6), sölestin (SrSO4) önemli sülfat mineralleridir.
Wolframat, Kromat ve Molibdatlar
(WO4)-2 anyon grubunun karakterize ettiği wolfamatlar ancak demir (Fe), Manganez (Mn) ve Kalsiyum (Ca) ile birleştikleri zaman duraylı mineraller meydana getirirler. Povellit (CaMoO4), Şelit (CaWO4) bu gruba ilişkin mineral örnekleri arasında yer almaktadır.
Fosfat, Arsenat ve Vanadatlar
Eritrit (CO3(AsO4)2.8H2O), Autunit (Ca[(UO2)(PO4)]2·11H2O), Torbernit Cu[UO2|PO4]2·12H2O, Vivianit (Fe3(PO4)2.8H2O), Variskit (AlPO4 .2H2O), Vanadinit (Pb5[Cl|(VO4)3]).
Silikatlar
Bilinen tüm minerallerin %25’ini, en çok bulunanların %40’ını oluşturmaları nedeniyle önemli bir mineral grubudur. Birkaç mineral dışında silikatlar tüm kayaç yapıcı minerallerin bünyesinde bulunur ve yerkabuğunun %90’ını meydana getirirler. En yaygın olarak bulunan silikat mineralleri kuvars ve feldispat grubu minerallerdir.
- Tektosilikatlar: Kuvars (SiO2), Albit (NaAlSi3O8), Lösit (K(AlSi2O4)), Agat (SiO2) vb.
- Fillosilikatlar: Muskovit, Biyotit, Flogopit, Vermiküllit, İllit vb.
- İnosilikatlar: Amfibol (Aktinolit, Tremolit, Glokofan, Hornblend), Piroksen (Diyopsit, Ojit), Piroksenoid vb.
- Siklosilikatlar: Turmalin
- Sorosilikatlar: Beril
5- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Kayaçlar Bölümü
Kayaçlar, mineral topluluklarıdır; minerallerin veya kaya parçalarının bir araya gelmesinden oluşmuşlardır.
Kayaçlar, oluşum şartlarına ve kökenlerine göre, magmatik, metamorfik (başkalaşım) ve sedimanter (tortul) olmak üzere başlıca üç gruba ayrılmaktadırlar.
Magmatik Kayaçlar
Magmatik kayaçlar, magmanın veya lavların soğuması ve katılaşması sonucu oluşan kayalardır.
Plütonik Kayaçlar (Derinlik Kayaçları)
Magmanın soğuması ve katılaşması derinlerde meydana gelirse ortaya çıkan kayaçlara plütonik kayaçlar (derinlik kayaçları) denir (Örnek: Granit).
Volkanik Kayaçlar (Yüzey Kayaçları)
Mağmanın soğuma ve katılaşması yüzeyde meydana gelirse ortaya çıkan kayaçlara volkanik kayaçlar denir. (Örnek: Bazalt).
Damar Kayaçları (Yarı Derinlik Kayaçları)
Mağmanın derinlerden yeryüzüne doğru yükselirken yeryüzüne yakın kesimlerde soğumasıyla oluşan kayaçlar, yarı derinlik (damar) kayaçları olarak adlandırılırlar. (Örnek: Diyabaz).
Sedimanter (Tortul) Kayaçlar
Sedimanter kayaçlar daha önce oluşmuş kayaçların parçalanması, taşınması, çökelme ortamlarında biriktirilmesi ve taşlaşmasıyla oluşabildiği gibi, geçmişte yaşamış organizma parçalarından da oluşabilir. Bu kayaç grubu genellikle tabakalı bir yapıya sahiptir. Kırıntılı, Kimyasal ve Organik (Biyokimyasal) sedimanter kayaçlar olmak üzere 3 gruba ayrılır.
Metamorfik (Başkalaşım) Kayaçlar
Minerallerin basınç ve sıcaklık etkisiyle değişime uğrayarak yeniden kristallenmesi ile oluşan kayaçlardır.
Sleyt: Çok düşük dereceli metamorfizma etkisiyle oluşmuş, çok küçük tane boyuna sahip (<1mm) metamorfik kayaç.
Fillit: Zayıf bir yapraklanma (folyasyon) özelliği gösteren ince tane boyuna sahip (1-2 mm) düşük dereceli metamorfizma etkisine maruz kalmış kayaç.
Şist: Basınç ve sıcaklık etkisiyle gelişen yapraklanma (folyasyon) özelliği gösteren, orta-iri tane boylu (2-10 mm) mineraller içeren kayaç.
Gnays: Yüksek dereceli metamorfizma etkisiyle bant şeklinde belirgin bir yapraklanma (folyasyon) özelliği gösteren ve genellikle kuvars, feldispat, mika ve amfibol gibi mineraller içeren iri taneli (10-15 mm) metamorfik kayaç.
6- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Evaporitler ve Süstaşları Bölümü
EVAPORİTLER
Suyun buharlaşmasına bağlı olarak meydana gelmiş kayaçlardır. Kurak ve yarı kurak iklime sahip alanlardaki göl veya sığ denizin buharlaşması sonucu su içinde çözünmüş halde bulunan bileşiklerin tortulanması ile evaporitler oluşur. En yaygın olan evaporit mineralleri jips, anhidrit ve halittir.
Bor, ülkemiz için önemli endüstriyel hammaddelerden biridir. Türkiye, Dünyadaki toplam bor rezervlerinin 2/3’sine sahiptir. Boraks, kolemanit, üleksit, kernit önemli bor mineralleridir. Ülkemizde kolemanit, boraks (tinkal) ve üleksit bulunmaktadır. Evaporitler bölümünde kristal kolemanit mineralleri sergilenmektedir. Nükleer alanda, cam ve seramik sanayisinde, savunma sanayisinde ve tarım gibi pek çok alanda kullanılmaktadır.
SÜSTAŞLARI
Güzellik, nadirlik ve dayanıklılık gibi üç önemli özelliğe sahip olan inorganik minerallere veya organik materyallere “süs taşı” denir. Bu temel kriterlerin dışında, şeffaflık, taşın temiz olması, kesilebilirlik, parlatılabilirlik, ışık ve renk oyunları gibi bazı özellikler de taşların değerlerini belirleyen diğer unsurlardır. Süstaşlarını inceleyen bilim dalına gemoloji denir. Gemoloji mineralojinin bir alt disiplinidir. Müzemizde yurt içinden ve yurt dışından zümrüt, yakut, akuamarin, kehribar, ametist, kuvars gibi birçok süs taşı sergilenmektedir. Ayrıca bulunuşu itibarıyla mineraller dünyasında Türkiye adı ile birlikte anılan, lületaşı, oltutaşı, şeffaf kristal diaspor, kemmererit gibi mineraller de sergilenmektedir.
Türkiye’den başka dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan iri şeffaf kristal. Diasporların ülkemiz süstaşları arasında önemli bir yeri vardır.
Mor menekşe renkli bir krom mikası olan kemmererit kristalleri Erzincan Kop dağında bulunmaktadır. Türkiye’ye özgü nadir taşlardan biri olan kemmererit dekoratif ve koleksiyon amaçlı olarak ilgi çekmektedir.
OLTU TAŞI
Oltu taşı ülkemizdeki en iyi organik süs taşıdır. Oltu taşının en dikkat çekici özelliği yerkabuğundan çıkarıldığında çok yumuşak olmasıdır. Hava ile temas etmediği sürece bu yumuşaklığını korur. Bu özelliğinden dolayı işlenmesi kolay bir cevherdir. Oltutaşı, Erzurum’un Oltu ilçesinden çıkarılmaktadır.
LÜLETAŞI
Lületaşı (Sepiolit) beyaz renkli, masif bir kil mineralidir. Lületaşı, Eskişehir yöresine özgü bir taştır.
7- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Türkiye Yeraltı Kaynakları Bölümü
Müzenin 2. Katında bulunan Türkiye’nin yeraltı kaynakları vitrininde Metalik Madenler, Enerji Hammaddeleri (kömür, bitümlü şeyl, petrol) ve Endüstriyel Hammaddeler yer almaktadır.
METALİK MADENLER
Metalik madenler bölümünde demir (manyetit, hematit, götit vb.), krom (kromit), alüminyum (diaspor vb.), bakır (kalkosin, bornit, kalkopirit, malahit-azurit), kurşun (galen), çinko (vurtzit, sfalerit vb.), nikel (nikelin vb.), antimuan (antimonit/stibnit), altın gibi birçok metalik maden örnekleri sergilenmektedir.
ENERJİ HAMMADDELERİ
Enerji hammaddeleri bölümünü kömür, petrol, bitümlü şeyl, asfaltit gibi (bitkisel ve hayvansal kökenli) fosil yakıtlar oluşturmaktadır. Ancak son zamanlarda, jeotermal enerji kaynakları ile nükleer yakıt hammaddesi olarak kullanılan uranyum ve toryum gibi radyoaktif mineraller de enerji hammaddeleri olarak kabul edilmektedir.
KÖMÜR
Kömür; bitkisel kökenli organik maddeler ve inorganik bileşenlerden oluşan tortul bir kayaçtır. Bataklıklarda bitki ve ağaç kalıntılarının üst üste yığışarak çökelmesi ve milyonlarca yıllık bir süreç içerisinde kimyasal ve fiziksel etkilerle değişime uğraması sonucu oluşur.
Kömürleşme; bitkilerin alterasyonu sürecidir. Turba, linyit, alt bitümlü kömür, bitümlü kömür (taşkömürü), antrasit ve grafit birbirlerine dönüşerek oluşur.
İdeal fiziksel ve kimyasal değişimlere bağlı olarak aşağıdaki kömürleşme seviyeleri görülmektedir.
Ok yönünde, metamorfizma şiddeti (basınç + sıcaklık etkisi), karbon yüzdesi ve kalori miktarı artmakta; buna bağlı olarak su ve uçucu maddeler azalmaktadır.
KÖMÜR ÇEŞİTLERİ
Turba: Bu kömür türüne daha çok bataklık alanlarında rastlanmaktadır. İçindeki su miktarı yüksektir. Karbon yüzdesi ise 60’ı geçmez. Turba, henüz karbonlaşma safhasını tamamlamamış genç kömürlerdendir. 3000 kalori ve daha altında kalori verir.
Linyit: Daha oluşumunu tamamlamamış kömürlerdendir. Karbon yüzdesi 70-80 kadardır. 3000-6000 kalori arasında ısı verir.
Taş kömürü: Yüksek kalorili bir kömürdür. Ülkemizde Zonguldak bölgesinde çıkarılmaktadır. Taşkömürü kömürleşme derecesi bakımından antrasit ile linyit arasında yer alan bir kömür türüdür. Maden kömürü olarak da bilinir. Karbon ve uçucu maddeler bakımından zengindir. Karbon yüzdesi 75 – 90’ı bulur. 6000-9000 kalori arasında ısı verir.
Antrasit: Antrasit en değerli kömür türüdür. %95′ i karbondan oluşur. En sert kömür türü olup yandığında diğerlerinden daha fazla ısı verir.
Grafit: Grafit, tabiatta bulunan saf karbondur. Grafitin elmastan asıl farkı amorf yapıda olmasıdır. Grafit, ark lambası kömürlerinin yapımında ve yağlama maddelerinde kullanılır. Kil ile belirli bir oranda karıştırılırsa, kalem ucu yapımına yarayan bir madde elde edilir.
ENDÜSTRİYEL HAMMADDELER
Doğada yaygın olarak bulunur. Genellikle metaller dışında kalan mineraller endüstriyel hammaddeler başlığı altında incelenmektedir. Seramik, cam, yapı-boya sanayisi, kimya vb. gibi birçok sanayi dalında kullanılır. Endüstriyel hammaddeler, metalik madenlerden daha kolay işlenirler. Müzenin endüstriyel hammaddeler bölümünde, bor mineralleri, mermer, feldispat, kil, kaolinit, sepiyolit, trona, tuz, sölestin, profillit vb. gibi metalik olmayan mineraller sergilenmektedir.
8- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Tıbbi Jeoloji Bölümü
Yeryüzünde kayaçlar, mineraller, elementler gibi jeolojik unsurların konumu itibariyle insan sağlığı üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerini ve bu etkilerin coğrafik dağılımlarını ortaya koyan bilim dalına “Tıbbi Jeoloji” adı verilmektedir. Tıbbi Jeoloji, jeoloji ve tıp bilimlerinin ortak çalışmalarını konu edinmektedir.
Müzenin 2. katında bulunan “Tıbbi Jeoloji” vitrinlerinde lifsi ve iğnemsi minerallere, ağır metal kirliliğine-asit maden drenajına ve silis tozlarına ilişkin bölümler yer almaktadır.
9 -Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Meteoritler Bölümü
Müzenin giriş katında yer alan meteoritler vitrininde Dünya’nın çeşitli yerlerinden derlenmiş olan meteoritler ve tektitler yer almaktadır. Meteoritlerin çoğu Dünya’ya Mars ve Jüpiter arasında bulunan Asteroidler Kuşağı’ndan gelir. Göktaşı ile Dünya’nın yörüngesi kesiştiğinde Göktaşı Dünya’nın yer çekimine girer ve Dünya’ya düşer. Taş Meteoritler, Metal Meteoritler Karışık Meteoritler olmak üzere 3 çeşit meteorit vardır. Müzede sergilenen en büyük meteorit 1989 yılında Sivas-Yıldızeli-Şeyh Halil Köyü’ne düşen meteorittir.
10- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Fulgurit (Yıldırım Taşı) Bölümü
Müzenin giriş katında yer alan Fulgurit, yıldırım düşmesi sonucu oluşur. Yıldırım çarpmasıyla asidik karakterli malzemenin ergiyip tekrar soğuması sonucu oluşan iç kısımları camsı, dış kısımları silindirik olan kayaca Fulgurit (yıldırım taşı) denmektedir. Vitrinde yer alan 2 adet Fulgurit örneği 1999 yılında Nevşehir’de bulunmuştur.
11- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Çökelme Ortamları Maketi Bölümü
Müzemiz birinci katında yer almaktadır. Bu makette ideal bir Beslenme Alanı-Birikim Alanı Modeli üç boyutlu bir şekilde hazırlanmış, ön ve yan kesitlerinde hangi kayaçların oluştuğunu gösterir jeolojik kesitler kullanılmıştır. Dağlardan denizlere doğru rüzgar ve akarsu aracılığıyla bir taşınma söz konusudur. Taşıyıcının enerjisi tükendiğinde taşınan malzeme çökelir. Bu çökelme ortamları Alüvyal Yelpaze, Akarsu, Göl, Kumsal, Delta, Lagün, Sığ Deniz, Yokuş ve Derin Deniz şeklinde sıralanmaktadır. Bu makette bahsi geçen ortamlar, morfolojik ve jeolojik özellikleriyle ziyaretçilere sunulmaktadır.
12- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Doğal Mağara Modeli Bölümü
Kalkerli arazilerde çatlaklar boyunca yeraltına sızan suların oluşturduğu büyük boşluklara “Mağara” denir. Mağara içerisinde CaCO3’ca zengin suların tortulanmasıyla oluşan sarkıt, dikit ve sütunlar yer almaktadır. Sarkıtlar, mağaranın tavanında kalsiyum karbonatça zengin suların birikmesiyle oluşmaktadır. Kalsiyum karbonatça zengin suların mağara tavanından sızması ve mağara zemininde çökelmesiyle “Dikitler” oluşur. Sarkıt ve dikitlerin birleşmesiyle sütunlar oluşmaktadır. Müzemizin ikinci katında doğal bir karstik mağara modeli bulunmaktadır. Mağara modelinde gerçeğe yakın bir şekilde sarkıtlar, dikitler ve sütunlar tasarlanıp ışıklandırılarak ziyaretçilere sunulmaktadır.
13- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Güneş sistemi Bölümü
Müzenin giriş katında Güneş Sistemi ve dünya maketi yer almaktadır. Güneş sistemi içinde gezegenlerin dizilişi ve büyüklüklerinin ölçeklendirilmesi aslına uygun yapılmıştır. İçerisinde yer alan Dünya Maketi 1/6.371.000 ölçeğindedir. Rölyefli dış yüzeyinde ayrıntıların belirginleştirilmesi amacıyla maketin diğer kesimine oranla 15 kat abartılı bir ölçek kullanılmıştır.
14- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi’nde Bulunan Bazı Mineraller
Antofillit-Flogopit
Apatit
Apofillit-Stilbit
Aragonit
Astrofillit
Barit
Barit-Kuvars
Barit-Stibikonit
Beril-Akuvamarin
Burnotit
Diyoptas
Elpidit
Fluorit
Hemimorfit
Kalsit
Kasiterit
Kavansit
Kobaltit-Kalsit-Malahit
Kükürt
Malahit
Okenit-Prehnit-Kuvars
Orpiment-Kalsit
Pirit
Piromorfit
Prehnit
Sarı Halt
Skolesit
Spessartin-Kuvars
Stavrolit
Turmalin
Turmalin-Kuvars
Vanadinit-Barit
Yeşil Apofillit
Yeşil Apofillit-Mordenit
15- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Gemolojik Analiz Bölümü
Gemoloji laboratuvarında kesilmiş ve parlatılmış (faset, kabaşon, boncuk, küre gibi) renkli süstaşlarının incelemesi yapılmaktadır. Süstaşlarının gemolojik incelemesi temel gemolojik aletler (refraktometre, polariskop, spektroskop, gemoloji mikroskobu gibi) ve ileri teknoloji tahribatsız yöntemler (Raman spektrometresi, GemmoFtir) kullanılarak yapılmaktadır. Özellikle değeri yüksek süstaşlarında, taşın doğal, sentetik ya da işlem görüp görmediği gemoloji laboratuvarımızda belirlenmektedir.
16- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Raman Spektrometre Analizleri Bölümü
Spektrometresi bir molekülün kimyasal yapısı hakkında bilgi veren titreşimsel bir spektroskopi yöntemidir. Numune üzerinde bozunma ve deformasyona sebep olmadan, seçili bir noktanın tanımlaması yapılmaktadır. Günümüzde birçok alanda (jeoloji, malzeme bilimi, biyoloji, kimya vb.) Kullanılmakta olan raman spektrometresi son yıllarda yer bilimlerinde özellikle mineraloji ve gemoloji çalışmalarında mineral tayinine yönelik yoğun olarak kullanılmaktadır.
17- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Türkiye Madencilik Tarihi Bölümü
ESKİ MADENCİLİK FAALİYETLERİ
Genel Müdürlüğümüzün maden araştırmaları sırasında ele geçen eski madenciliğe ait buluntular müzemizde bu bölümün oluşmasına neden olmuştur. Bu konudaki araştırmalar önceki ismiyle MTA Enstitüsü tarafından 1976 yılında başlatılmıştır.
Madenciliğin beşiği olarak kabul edilen Anadolu’da eski maden galerileri ve çevresinden toplanan materyaller kronolojik bir düzenleme içerisinde açıklamalarıyla birlikte bu bölümde sergilenmektedir . Bölümde, yaklaşık 200 örnek ile M.Ö. 2000’de bakır cevherinin nasıl işlendiğini anlatan bir canlandırma alanı ve maketi, M.Ö.600’ de bakır altın gümüş madenciliğini anlatan sementasyon ve küpelasyon işlemlerine ilişkin canlandırma alanları bulunmaktadır.
Anadolu Madencilik Tarihi konusunda Türkiye’de Madenciliğin Tarihsel Gelişimi projesi kapsamında Türkiye genelinde jeo-arkeolojik çalışmalara devam edilmektedir.
Tarih öncesi dönemlerde deneme-yanılma yöntemiyle başlayan metalik maden arayıcılığı günümüzdeki maden jeolojisine ait araştırmaların başlangıcı olmuştur. Anadolu’nun jeolojik yapısına baktığımızda, bölgenin maden yatakları açısından çok zengin oluşu, tarih boyunca buraya yerleşen insanların madenlere kolayca ulaşmasını sağlamıştır.
Madeni tanımayan insanlar, doğada parlak rengiyle dikkati çeken hematit, malahit ve benzeri minerallerin farkına vararak, deneyimlerle onları boya malzemesi olarak kullanmayı öğrenmiştir.
Günümüzden 10 bin yıl önce Diyarbakır Çayönü Tepesi ve Aksaray Aşıklı Höyük’te daha çanak çömlek üretimine geçilmeden, doğal olarak bulunan saf bakırın toplandığı, balık oltası, iğne ve boncuk gibi küçük nesnelerin üretildiği görülmüştür. Toplayıcılık özelliğini sürdüren Anadolu insanı, doğada bulduğu saf bakırı öncelikle döverek biçim vermeye çalışmış, soğuk dövülen bakırın zamanla çatladığını, kırılıp koptuğunu, ama ısıtıldığında bu yeni malzemenin daha kolay işlendiğini ve plastik özelliğini kazandığını gözlemlemiştir. Madenin işlenmesinde ısının kullanılması toplumların gelişmesinde en önemli etkenlerden biri olan madenciliğin temelinin atılmasına neden olmuştur.
Madenin bilinçli olarak alet ve silah yapımında kullanılması insanın en önemli buluşlarından birisidir.
Türkiye’de eski dönemlerden kalma çok sayıda cüruf birikimi vardır. Bu cüruf birikimleri, bakır, kurşun, gümüş ve demir metalurjisine ait kalıntılardır. Bunların arasında ele geçen ergitme fırını kalıntıları ile pişmiş topraktan yapılmış üfleçler, potalar, döküm kalıpları ve cevher hazırlama aletlerinden taş havanlar, ezme kırma taşları, ahşap kazma ve kürekler, cevher taşıma tekneleri eski Anadolu metalurjisinin ulaştığı yüksek düzeyi göstermektedir.
MADENCİLİK TARİHİ VİTRİNİNDE SERGİLENEN ÖRNEKLERDEN BAZILARI
AYDINLATMA ARAÇLARI
Maden galerilerinde kullanılmış basit aydınlatma aracı olan meşaleden sonra karşımıza kandiller çıkar. Zaman içerisinde bu araçlar yerlerini modern madenci lambalarına bırakmışlardır.
ESKİ MADENCİ ARAÇ VE GEREÇLERİ
Eski yer altı maden galerilerinde, ahşaptan yapılmış madenci kürekleri, madenci kazmaları ve cevher taşıma tekneleri ele geçmiştir.
ESKİ CEVHER ZENGİNLEŞTİRME ALETLERİ
Eski Anadolu madencilerine ait çok sayıda ele geçen taş havanlar ile kırma-ezme ve öğütmede kullanılan taş aletler, günümüz tesislerinde kullanılan kırıcıların prototipi sayılırlar.
METALURJİNİN DOĞUŞU
Yeryüzünde bulunan metalik ve diğer hammaddelerle eski çağ insanlarının yarattıkları teknoloji daha çok tesadüfen ve deneysel olarak kazanılmış bir olgudur. Bu olgu ateşle başlamış olmalıdır. Eski çağ insanlarının ateşe olan hakimiyeti paleolitik devirlerden itibaren başlamıştır. Anadolu’da ergitmesi yapılan ilk metalik maden, bakırdır. Çanak çömleksiz dönemlerde nabit bakır ısıtılarak, dövülerek şekillendirilmiştir.
ESKİ METALURJİYE AİT BULUNTULAR
Cüruf; cevher içerisindeki metali ayırıp elde edebilmek için, cevherin ısıtılarak ergitilmesi sonucunda ortaya çıkan odun kömürü, kül, silis ve cevher karışımından oluşan atıklardır. Eski dönemlere ait yüzlerce maden cürufu deposu vardır. Bu cüruf birikimleri bakır, kurşun, gümüş ve demir metalürjisine ait kalıntılardır.
KÜPELASYON VE SEMENTASYON ALANI
Küpelasyon, metalurjide, metal bileşiklerini ve cevherleri yüksek ısıya maruz bırakarak, altın, gümüş gibi soy metalleri, kurşun, bakır, çinko, arsenik gibi baz metallerden ayırma işlemidir. İşlem, değerli metallerin, baz metaller gibi kimyasal reaksiyona girmemesi ve okside olmaması prensibine dayanır. Bu sayede yüksek ısı altında baz metaller bir bileşik haline veya cürufa, mürdesenke dönüşürken, soy metaller kendi başlarına kalacaktır. Küpelasyon, Sardes altın rafinerisindeki bir ön işlemi temsil eder.
Sementasyon, küpelasyon işleminden sonra ayrılmış altın ve gümüşün, birbirinden ayrılması amacıyla yapılan ikincil işlemdir. Dövülerek ince şeritler haline getirilmiş altın-gümüş bileşiği, tuz, alünit gibi çözeltiler ve tuğla tozu, kil gibi bağlayıcılar ile kat kat bir vazonun gövdesine yerleştirilir. Bir fırın içine yerleştirilen bu vazo 800° C’nin altında saatlerce ve hatta günlerce ısıya maruz bırakılır. Bu işlem sayesinde altın-gümüş bileşiğindeki gümüş, gümüş klorüre dönüşür ve kil tarafından absorbe edilirken, altın neredeyse saflaşmış bir halde vazonun dibine çökelir.
TUNÇ ÇAĞINDA MADENCİLİK (MAKET)
Eski çağlardaki yegane yakıt kaynağı odun ve odun kömürüydü ve bu da tümüyle madencilik sahası yakınlarındaki orman varlığına bağımlıydı. Tunç Çağında (M.Ö.2000) ilkel koşullarda küçük çaplı madencilik faaliyeti, yüzey madenciliği yoluyla başlamıştı. Madenciler, basit bir şekilde yüzeyde gördükleri mavi ve yeşil bakır damarlarını takip ediyorlar, fakat kısa süre sonra bu bakır damarları boyunca, yatay ve dikey dar tüneller açarak ilerliyorlardı.
Binlerce taş balta, ezme taşı, havan ve diğer taş aletler ortalama bir Tunç Çağı maden sahasında kullanılan temel aletlerdi. Bazıları madeni açmak için, bazılar ise metalurjik faaliyetlerde kullanılmaktaydı. Bu nedenle hemen her zaman bir Tunç Çağı bakır madenine, bir taş ocağı eşlik etmektedir.
Cevher, taş aletler kullanılarak ezilir ve bakır tozları elde edilirdi. Bu tozlar, kase biçimli bir fırının içine odun kömürü ile birlikte yerleştirilirdi. Fırına keçi derisinden körüklerle hava pompalanır ve bakırın ergimesi sağlanırdı.
18- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Prehistorya Bölümü
Kültürel evrelerin en uzunu olan Prehistorik Dönem’ de insanlar besinini avcılık ve toplayıcılık yoluyla sağlıyor, kendisi besin üretmiyordu. Üretim öncesi dönemlere ait en önemli belgeler taş aletlerdir. Bu aletler onların ne amaçla kullanıldığını, alet yapanların düşünce ve becerilerini; kısaca kültürlerini anlatır ve yansıtır.
Günümüzden 2 milyon yıl önce başlayıp, 10 000 yıl önce son bulan yontma taş çağı dönemine ait, Anadolu’dan çeşitli mağara ve merkezlerden derlenmiş örnekler vitrinlerde sergilenmektedir. Ayrıca ülkemizde bulunan mağaralardan kopya edilmiş Anadolu prehistorik sanatını temsil eden tablolar ile Avrupa prehistorik sanatına ait heykelciklerin kopyaları, kronolojik çerçeve içerisinde ziyaretçilerin görüşüne sunulmaktadır.
19- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Görme Engelliler Bölümü
MTA Genel Müdürlüğü Şehit Cuma DAĞ Tabiat Tarihi Müzesi Görme Engelliler Bölümünde Doğa Tarihini anlatan üzeri açılır vitrin içinde ve açıkta örnekler sergilenmektedir. Hiç görmeyenler ve az görebilenlere göre düzenlenen bölümde hiç göremeyenler için Braille alfabesiyle yazılmış etiketler ve kabartma yazıyla yazılmış broşürler; az görenler için güçlü lambalarla aydınlatılmış bir ortam, büyük ve kalın harflerle yazılmış etiket ve broşürler hazırlanmıştır. Bilgileri pekiştirmek amacıyla müzeyi ve doğa tarihini anlatan sesli bir cd hazırlanmıştır. Ziyaretçiler, örnekleri dokunarak algılamakta Braille alfabesiyle yazılmış etiketlerden örneklere ilişkin bilgiler edinmektedirler. Ayrıca bu konuda eğitimli müze araştırmacıları, ziyaretçilere eşlik etmektedirler.
Bölümü kurma fikri, 2000 yılında müzemize gelen görme engelliler okulunun ziyareti sırasında ortaya çıkmıştır. Müzede sergilenen örneklerin vitrinlerde yer alması nedeniyle, müze gezisi öğrenciler için çok anlamsız olmuş, özellikle doğuştan görmeyenlere yapılan açıklamalar yetersiz kalmıştır.
MTA Genel Müdürlüğü Şehit Cuma DAĞ Tabiat Tarihi Müzesinde oluşturduğumuz “MTA Modeli Görme Engelliler Bölümü”, ziyaretçilerimizin içinde yaşadıkları doğayı tanımalarını sağlamakta; fosiller, omurgalı ve omurgasız hayvan türleri, sarkıt, dikit gibi mağara oluşumları, mineral, kayaç, süs taşı, güneş sistemi vb. farklı kavramlar soyuttan somuta dönüşerek ziyaretçilerimizin bilgilenerek hoşça vakit geçirmelerini sağlamaktadır.
Görme Engelli Okulları ile yapılan her eğitim süreci sonunda engelliler haftasında engelli öğrencilerle birlikte müzemizde etkinlikler düzenlenmektedir.
2015-2016 yıllarında Konya, Niğde, Adana, Kayseri İllerinde bulunan Görme Engelliler Okullarına gidilerek geçici sergiler düzenlenmiştir.
MTA Şehit Cuma DAĞ Tabiat Tarihi Müzesi Görme Engelliler bölümü, ülkemizde kalıcı koleksiyon özelliği taşıyan ilk bölümdür.
20- Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Bilim Küresi ve Planetaryum Bölümü
Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Bilim Küresi
Amerikan Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA – www.sos.noaa.gov) tarafından geliştirilen BÜYÜLEYİCİ KÜRESEL GÖRÜNTÜLEME SİSTEMİ Dünyayı ve gezegenleri uzaydan görmek için uzaya gitmenize gerek yok! Yerkürenin jeolojik geçmişini, iklim değişikliklerini, depremleri oluşturan yerkabuğu hareketlerini, tsunami olaylarını, volkan patlamalarını, atmosfer değişimlerini,okyanus akıntılarını Simülasyon ve animasyonlarla görsel şölen şeklinde izlemek mümkün!
Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Planetaryum
Kubbe ekranda üç boyutlu görüntü sistemi ile bilimi eğlenerek öğrenmek mümkün.Uzayı keşfetmeye hazır olun! Özel animasyonlar, müzik ve efektlerle eğlenceli, bilimsel görselleri planetaryumda izleyebilirsiniz.
Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Bilim Tüneli
Üçüncü katta açılışı 2017 yılında yapılan Bilim Tüneli bulunmaktadır. Bilim Tünelinde, ülkemizin jeolojik miras alanları, Güney Afrika’nın safari parkları, deniz altındaki resiflerde gözlenen biyolojik çeşitlilik ve çiçeklerin göz alıcı renkli dünyası izlenebilmektedir.
Ankara Maden Tetkik Arama Şehit Cuma Dağ Tabiat Tarihi Müzesi Projeleri
İLGİLİ YAZILAR
Tüm Kategoriler
- Adventure
- Alıntı Yazılar
- Bisiklet
- City Tours
- Dağcılık Tırmanma
- Doğa Sevgisi
- Doğa Yürüyüşleri
- Doğada Sağlık
- Ekoloji
- Ekstrem Sporlar
- Festival- Etkinlik – Yarışma
- Geçmiş Etkinlikler
- Genel
- Gezi Rehberi
- Giyim, Ekipman, Applikasyon
- Gündeme Dair
- Kampçılık
- Life Style
- Misafir Yazar
- Motor Sporları
- Motosiklet Sporları
- Nerede Hangi Etkinlik Var?
- Nerede Ne Yapılır?
- Otomobil Sporları
- Outdoor
- Outdoor Aktivistleri
- Outdoor Aktiviteleri
- Outdoor Haber
- Outdoor Sektörü
- Outdoor Ürün Firmaları
- Outdoor Yazıları
- Sizden Gelenler
- Yurtdışı Gezileri
Outdoor Haber
Türkiye'nin En Popüler Trekking Rotası Likya Yolunda Yılda Yaklaşık 30 Bin Kişi Yürüyor
Spor Tırmanış Milli Takımı'ndan Balkan Şampiyonasında Büyük Başarı!
İstanbul 5. Uluslararası Yat Yarışları'nda Şampiyonlar Belli Oldu
Denizli'deki Orman Yangınlarında Dağ ve Doğa Kulüpleri Aktif Görev Aldı
TODOSK'un 23. Ulusal Kaya Tırmanış Şenliği Coşkuyla Tamamlandı
Türkiye'nin Outdoor ve Doğa Sporları Bülteni 2 / 3 Kasım Hafta Sonu Etkinlikleri
KAMPÇILIK
Türkiye'yi Keşfet
Sorularınız ve sponsorluk için
info@turkeyoutdoor.org