Türkiye’nin Outdoor Sayfası

Türkiye’nin Outdoor Sayfası olarak özellikle outdoor turizminde büyük eksiklik olarak gördüğümüz illerin tek tek tanıtımı, illerde yapılabilecek outdoor aktiviteleri, outdoor ürün satan firmalar, kamp alanları, doğal güzellikler, yürüyüş rotaları gibi bütün bilgileri içeren bir yazı dizisine başladık.

www.turkeyoutdoor.org

Bu yazı dizimizde Denizli ilini tanıtıyoruz.

Denizli, Türkiye’nin Ege Bölgesi’nde bulunan bir şehirdir. Şehir, Ege Denizi’ne kıyısı olan bir ova üzerinde kuruludur. Denizli, tarihi ve kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleri ve sanayisi ile önemli bir şehirdir.

Denizli Tanıtımı

Denizli Harita

Denizli’nin tarihi MÖ 3. binyıla kadar uzanmaktadır. Şehir, Hititler, Cumgler, Lidyalılar, Persler, Helenler, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Denizli’de bulunan antik kentler ve tarihi yapılar şehrin zengin tarihini yansıtmaktadır.

Denizli, doğal güzellikleri ile de öne çıkan bir şehirdir. Şehir, Pamukkale travertenleri, Hierapolis Antik Kenti, Karahayıt kaplıcaları, Honaz Gölü ve Pamukkale Gölü gibi doğal güzelliklere ev sahipliği yapmaktadır.

Denizli, sanayisi ile de önemli bir şehirdir. Şehir, tekstil, savunma sanayi, otomotiv ve gıda gibi sektörlerde faaliyet gösteren birçok fabrikaya ev sahipliği yapmaktadır.

Denizli’nin nüfusu 2023 yılı itibarıyla 930.000’dir. Şehir, Ege Bölgesi’nin en kalabalık dördüncü şehridir.

Denizli, tarihi, doğal güzellikleri ve zengin kültürel dokusuyla Türkiye’nin önemli illerinden biridir ve ziyaretçilere birçok keşif fırsatı sunar.

Denizli’de Kültür ve Unesco Mirası

Türkiye’den UNESCO Dünya Miras Listesi’nde Bulunan Kültürel ve Doğal Miraslar

Kültürel Miraslar:

  1. İstanbul’un Tarihi Alanları [1985]: Türkiye’nin kültürel zenginliğini simgeler nitelikte olan İstanbul’un tarihi alanları, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
  2. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas) [1985]: Sivas’ın tarihi ve mimari açıdan önemli yapıları arasında yer alan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Selçuklu dönemine ait eşsiz bir örnektir.
  3. Hattuşaş (Boğazköy) – Hitit Başkenti (Çorum) [1986]: Hitit İmparatorluğu’nun başkenti olan Hattuşaş, Hitit kültürü ve tarihine ışık tutan arkeolojik bir hazinedir.
  4. Nemrut Dağı (Adıyaman – Kahta) [1987]: Adıyaman’ın zirvesinde yer alan Nemrut Dağı, Kommagene Krallığı’na ait antik anıtları ve heykelleri barındırır.
  5. Xanthos-Letoon (Antalya – Muğla) [1988]: Antik Likya’nın önemli merkezlerinden Xanthos ve Letoon, tarihi ve kültürel açıdan zengin kalıntılara ev sahipliği yapmaktadır.
  6. Safranbolu Şehri (Karabük) [1994]: Osmanlı dönemine ait geleneksel Türk evleri ve yapılarıyla ünlü Safranbolu, tarihi bir şehir atmosferini korumaktadır.
  7. Truva Antik Kenti (Çanakkale) [1998]: Antik Troya’nın kalıntılarına ev sahipliği yapan Truva, efsanelere ve tarihe konu olan önemli bir antik kenttir.
  8. Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) [2011]: Mimar Sinan’ın eseri olan Selimiye Camii, Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerinden biridir ve Edirne’nin tarihini yansıtır.
  9. Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya) [2012]: Neolitik döneme ait olan Çatalhöyük, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biridir ve insanlık tarihine ışık tutar.
  10. Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir) [2014]: Antik Pergamon kenti ve çevresini kapsayan bu alan, zengin kültürel mirası ve tarihi kalıntılarıyla dikkat çeker.
  11. Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (Bursa) [2014]: Osmanlı İmparatorluğu’nun doğuşuna tanıklık eden Bursa ve Cumalıkızık, tarihi ve kültürel öneme sahip bir bölgedir.

Hem Kültürel Hem Doğal Miraslar:

  1. Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) [1985]: Kapadokya’nın benzersiz coğrafi yapısı ve tarihi yer altı şehirleri, hem kültürel hem de doğal mirası temsil eder.
  2. Pamukkale-Hierapolis (Denizli) [1988]: Pamukkale’nin termal suları ve antik Hierapolis kenti, hem doğal güzellikleri hem de tarihi kalıntılarıyla büyüleyici bir bütünlük oluşturur.

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde Denizli: Türkiye’nin Zengin Mirası

UNESCO Dünya Miras Listesi, bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evrensel kültürel ve doğal varlıkları tanıtmak, korumak ve yaşatmak amacıyla hayata geçirilmiştir. UNESCO’nun 1972 tarihli “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme” ile başlayan bu süreç, ülkelerin önemli kültürel ve doğal zenginliklerini dünyaya duyurma ve koruma çabalarını teşvik etmektedir.

Türkiye, UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi’ne 1983 yılında taraf olmuş ve bu çerçevede ülkemizin çeşitli bölgelerindeki önemli varlıkları bu prestijli listeye dahil etme çalışmalarını sürdürmektedir. Denizli, zengin tarihi ve kültürel geçmişiyle bu listede kendine özgü bir yer bulmaktadır.

  1. Tarihçesi ve Onay Süreci: UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil olabilmek için bir varlığın belirli kriterleri karşılaması gerekmektedir. Türkiye, 1982 yılında kabul ettiği Sözleşme ile bu sürece dahil olmuş ve 1983 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı’na resmi başvurusunu yapmıştır.
  2. Dünya Miras Listesi’nde Denizli: Denizli, Türkiye’nin zengin mirasını temsil eden önemli varlıklarıyla bu listeye katkı sağlamaktadır. Şu ana kadar 13 adet somut kültürel ve doğal miras, UNESCO tarafından onaylanmıştır.
  3. Denizli’nin UNESCO Mirası: Denizli’nin Dünya Miras Listesi’ndeki varlıkları hem kültürel hem de doğal mirası temsil etmektedir. Bu varlıklar, uzmanlar tarafından belirlenen kriterlere uygun olarak seçilmiş ve UNESCO Dünya Miras Komitesi tarafından onaylanmıştır.
  4. 2014 İtibariyle Dünya Genelindeki Durum: Dünya genelinde 2014 yılı itibariyle 1007 kültürel ve doğal varlık UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmiştir. Bu varlıkların 779’u kültürel, 197’si doğal, 31’i ise karma (kültürel/doğal) özelliklere sahiptir.
  5. Gelecek için Koruma Çalışmaları: Denizli’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alması, bölgenin zengin kültürel ve doğal değerlerinin gelecek nesillere aktarılması için büyük bir önem taşımaktadır. Bu varlıkların korunması, sürdürülebilir turizm ve bilinçli bir şekilde yönetilmesi, Denizli’nin kültürel zenginliklerini dünya ile paylaşmasına olanak sağlamaktadır.

Denizli’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki varlıkları, ülkemizin tarihini ve kültürünü yansıtan önemli noktalardır. Bu varlıkların korunması ve tanıtılması, sadece Türkiye için değil, tüm dünya için büyük bir kültürel zenginlik ve anlam taşımaktadır.

Pamukkale-Hierapolis (Denizli): Doğanın Mucizesi ve Tarihle Buluşma Noktası

Pamukkale’yi ilk gördüğünüzde, beyaz traverten teraslarını pamuğa veya buluta benzetmeniz doğaldır. Ancak, yaklaştıkça şifalı termal suların yarattığı binlerce yıllık sanat eseri travertenler ve üzerinde kurulu gibi görünen Hierapolis Antik Kenti ile karşılaşırsınız. Bölgenin en az 10 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğu yazılı tarihle belgelenmiştir; M.Ö. 190’da kayıtlıdır. Şehir, şifalı termal suların bulunması nedeniyle bu bölgeye kurulmuştur.

Pamukkale travertenlerinin uzaktan görünümü, yüksek bulutlarla kaplı gibi binlerce metreye kadar uzanır. Yaklaştıkça, bu bulutların üstünden berrak suların aktığını gözlemlersiniz. Teninizle temas ettiğinizde, doğanın eşsiz bir dokusuyla karşı karşıya olduğunuzu ve benzersiz bir deneyim yaşadığınızı hissedersiniz. Pamukkale’nin travertenleri, bu büyünün asıl yaratıcısıdır.

Pamukkale termal kaynağı, antik dönemlerden itibaren kullanılan şifalı bir kaynaktır ve yıllardır insanlara şifa sunmuştur. Bu doğal mucize, termal kaynakların sağladığı şifayla binlerce yıl boyunca insanlığı kucaklamıştır. Pamuk tarlalarını andıran kristalleşmiş travertenleri ile Pamukkale, Türkiye’nin favori turistik destinasyonlarından biridir ve Denizli turizminde önemli bir rol oynamaktadır.

Pamukkale Örenyeri, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan ender destinasyonlardan biridir. 09.12.1988 tarihinde ve 485 sıra numarasıyla kayıtlı olan bu özel yer, hem kültürel hem de doğal miras kriterlerini karşılayarak benzersiz bir tarih ve doğa buluşmasını simgeliyor.

Laodikya Antik Kenti: Tarih ve Kültürün Buluşma Noktası

Laodikya Antik Kenti, Denizli merkezine sadece 6 km mesafede, Pamukkale yolunun üzerinde konumlanmıştır. Lykos Ovası’ndaki bu verimli Hellenistik kent, M.Ö. 3. yy’ın ortalarında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından eşi Laodike adına kurulmuştur. Kent, Hellenistik dönem kökenlerine sahip olmasına rağmen yapılan kazı çalışmaları, Erken Kalkolitik Dönem’den (Bakır Çağı, M.Ö. 5500) M.S. 7. yy’a kadar kesintisiz yerleşimlere ev sahipliği yaptığını ortaya koymuştur. Laodikya, Hellenistik, Roma İmparatorluğu ve Erken Bizans dönemlerinde uygarlık tarihine tanıklık etmiş, olağanüstü yapıları barındırmıştır.

Bu antik kent, İncil’de adı geçen Yedi Kilise’den birine ev sahipliği yaparak Hristiyan dünyası için önemli bir “Kutsal Hac Merkezi” haline gelmiştir. Günümüzde dünyanın dört bir yanından gelen farklı dini gruplar, Laodikya’da ayin düzenlemektedir.

Laodikya Antik Kenti, PAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celal ŞİMŞEK liderliğindeki geniş bir ekip tarafından 10 yıldır sürdürülen kazı ve restorasyon çalışmalarıyla öne çıkmaktadır. 2008 yılından itibaren Denizli Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında yapılan protokol, Türkiye’de bir ilk olarak gerçekleştirilen 12 aylık kazı ve restorasyon çalışmalarıyla Laodikya’nın açık hava müzesine dönüştürülmesine olanak tanımıştır. Bu sayede Laodikya, sadece geçmişin değil, aynı zamanda günümüzün bir arkeoloji parkı ve kültür mirası olarak yaşamaktadır.

Akhan Kervansarayı: İpek Yolunun Tarihi Mimarisi

Anadolu, tarih boyunca doğu ile batı arasında önemli bir köprü işlevi görmüş ve bu bağlamda İpek Yolu’nun kavşak noktalarından biri olmuştur. İpek Yolu, Orta Çağ’da Çin’den başlayıp Orta Asya üzerinden Anadolu’yu geçerek Trakya üzerinden Avrupa’ya uzanmıştır. Bu yol aynı zamanda Ege, Karadeniz ve Akdeniz kıyılarındaki önemli limanları kullanarak deniz yoluyla da Avrupa’ya ulaşmıştır.

Anadolu Selçuklu Devleti, ticaretin canlı tutulması ve güvenliğin sağlanması amacıyla İpek Yolu üzerinde hanlar (kervansaraylar) inşa etmiştir. Akhan Kervansarayı, bu önlemlerden biri olarak 13. yüzyılda Selçuklu komutanı Kara Pazgur tarafından yaptırılmıştır. Adını kullanılan beyaz taşlardan alan Akhan, Anadolu’nun tarihi mimarisini günümüze taşıyan ender eserlerden biridir. Kesme taşlardan inşa edilen duvarları hala ayakta durmaktadır.

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne 2000 yılında dahil edilen Akhan Kervansarayı, Türkiye’nin bu zengin tarihine ve kültürel mirasına önemli bir katkı sunmaktadır. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde Akhan Kervansarayı, UNESCO’nun Somut Kültürel Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alarak Selçuklu döneminin eşsiz örneklerinden biri olarak tanınmıştır.

Denizli’nin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası

UNESCO tarafından 2003 yılında kabul edilen “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi” kapsamında, kültürel mirasın somut olmayan yönlerini koruma amacını taşıyan bir anlayış ortaya çıkmıştır. Bu sözleşme, toplumların, grupların ve bireylerin kültürel miraslarını temsil eden uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçları kapsamaktadır.

Ülkemiz, söz konusu sözleşmeye 2006 yılında taraf olmuş ve kendi toprakları üzerinde bulunan somut olmayan kültürel mirası koruma taahhüdünde bulunmuştur. Bu bağlamda, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalarla, somut olmayan kültürel mirasın kimlik saptama, koruma, yaşatma, arşivleme, araştırma, geliştirme, teşvik etme ve gelecek nesillere aktarma gibi önlemleri alınmaktadır.

Denizli, bu kültürel zenginliğiyle ön plana çıkmakta ve UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne adaylığını sürdürmektedir. Bu kapsamda, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Denizli’de gerçekleştirdiği çalışmalarla Somut Olmayan Kültürel Miras ve Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcıları (Yaşayan İnsan Hazineleri) envanterini oluşturmaktadır. İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri bünyesinde faaliyet gösteren Somut Olmayan Kültürel Miras Tespit Kurulları, bu envanter çalışmalarını koordine etmektedir.

Denizli’nin zengin kültürel dokusunu temsil eden somut olmayan kültürel miras örnekleri arasında dil destekli sözlü gelenekler, gösteri sanatları, toplumsal uygulamalar, ritüeller, şölenler ve el sanatları geleneği gibi çeşitli unsurlar bulunmaktadır. Bu çalışmalar, Denizli’nin kültürel mirasını gelecek nesillere aktarma ve bu değerleri koruma noktasında önemli bir adım oluşturmaktadır.

Türkiye’den UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Temsil Listesi’nde Yer Alan Unsurlar

UNESCO tarafından insanlığın somut olmayan kültürel mirasını temsil etmek amacıyla oluşturulan liste, kültürel çeşitliliği vurgulayarak diyalogu desteklemeyi ve kültürel mirası daha gözle görülür kılmayı hedeflemektedir. Türkiye, bu listede çeşitli unsurlarla temsil edilmektedir.

2003 Yılı:

  1. Meddahlık: Anlatı geleneği olan meddahlık, insanlığın somut olmayan kültürel mirasının temsili listesine alınmıştır.

2005 Yılı: 2. Mevlevi Sema Törenleri: Mevlevi geleneğinin sema ayinleri, UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras temsil listesine dahil edilmiştir.

2009 Yılı: 3. Aşıklık Geleneği: Geleneksel şairler ve aşıklar arasındaki etkileşimi temsil eden aşıklık geleneği, bu yılda listede yer almıştır.

  1. Karagöz: Geleneksel Türk gölge oyunu olan Karagöz, kültürel mirasın temsili listesine eklenmiştir.
  2. Nevruz (ortak dosya): Ortak bir kültürel unsuru temsil eden Nevruz, Türkiye’nin somut olmayan kültürel mirasının listesine dahil edilmiştir.

2010 Yılı: 6. Geleneksel Sohbet Toplantıları (Denizli – Yarenlik Geleneği): Denizli’ye özgü Yarenlik Geleneği, Türkiye’nin somut olmayan kültürel mirasını temsil etmektedir.

  1. Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali: Geleneksel Türk güreş festivali olan Kırkpınar, kültürel mirasın temsil listesine eklenmiştir.
  2. Alevi-Bektaşi Ritüeli Semah: Alevi-Bektaşi geleneğinde önemli bir ritüel olan semah, somut olmayan kültürel miras listesinde yer almıştır.

2011 Yılı: 9. Tören Keşkeği Geleneği (Denizli – Denizli Keşkeği): Denizli’nin özgün geleneği olan Tören Keşkeği, 2011 yılında temsil listesine eklenmiştir.

2012 Yılı: 10. Mesir Macunu Festivali: Türk kültürünün bir parçası olan Mesir Macunu Festivali, UNESCO temsil listesine dahil edilmiştir.

2013 Yılı: 11. Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği: Türk kahvesinin kültürel önemi ve geleneği, temsil listesinde yer alır.

2014 Yılı (Aday Unsurlar): 12. Bahar Kutlaması: Hıdrellez/St. George Günü (ortak dosya): Ortak bir kültürel kutlama olan Hıdrellez/St. George Günü aday unsurlar arasındadır.

  1. Ebru: Türk Kağıt Süsleme Sanatı: Geleneksel Türk kağıt süsleme sanatı olan ebru, aday unsurlar arasındadır.

Bu unsurlar, Türkiye’nin zengin kültürel mirasının somut olmayan yönlerini temsil ederek dünya çapında bir bilinç oluşturmaktadır.

Zeybeklik Geleneği: Efsanevi Efelerin Dansı

Denizli’nin zengin kültürel mirası arasında öne çıkan Zeybeklik Geleneği, özellikle Tavas Zeybeği, İbrahim Usta Zeybeği gibi yerel adlarla anılan erkekler tarafından icra edilen halk oyunlarından oluşmaktadır. Bu gelenek, efelerin kahramanlık destanlarını anlatan ve direnişi simgeleyen özel figürleri içerir.

Zeybek Oyununun Özellikleri:

  • Zeybek oyunlarının baş kahramanı “efe”dir. Efe, haksızlığa karşı duran, direniş gösteren halk kahramanının efsaneleşmiş temsilcisidir.
  • Oyunda kullanılan kıyafetler, camadan, zıbın, gömlek, dolgu kuşak, kolon, kuşak gibi unsurları içerir. Bu geleneksel kıyafetler, Zeybek oyununa özgü bir görsellik katmaktadır.
  • Oyun, heybetli bir duruş, gurur, mertlik ve kahramanlık gibi temaları içerir, bu da izleyicilere kahramanlık ruhunu yaşatır.

Efe ve Zeybek Giysileri:

  • Efe, kıyafetleri ve oyun figürleriyle hikâyenin anlatımını destekler. Zeybek giyiminde kullanılan camadan, zıbın gibi unsurlar, bölgesel özellikleri yansıtarak kültürel zenginliği vurgular.

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras:

  • Zeybeklik Geleneği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından 28.12.2009 tarihinde UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri’ne teklif edilmiş ve 13.03.2013 tarihinde 01.0060 envanter numarasıyla kayıt altına alınmıştır.

Zeybeklik Geleneği, Denizli’nin köklü kültürünü yansıtan önemli bir miras olarak yaşatılmakta ve gelecek nesillere aktarılmaktadır. Bu eşsiz gelenek, efelerin dansında ve hikâyelerinde yaşamaya devam etmektedir.

Çalgı Yapımcılığı: Çam Düdüğü ve Sipsi Geleneği

Denizli’nin Acıpayam, Beyağaç, Çameli, Kale, Tavas ilçeleri ve köylerinde yaygın olarak yapılan “çam düdüğü – sipsi” yapımı, bölgenin zengin kültürel mirasının bir unsuru olarak öne çıkar. Bu kültürel değer, özellikle çobanlık kültürüne dayalı olarak ortaya çıkmış ve halk müziğinin zenginliğini artıran bir çalgı olarak kabul edilmiştir.

Çam Düdüğü – Sipsi Özellikleri:

  • Yörede “kargı” adı verilen kamıştan veya taze çam dalından el işçiliğiyle yapılan sipsi, üflemeli bir çalgıdır.
  • Çobanlık kültürüyle ilişkilendirilen sipsi, halk müziği icrasında önemli bir rol oynar.
  • Çalgı, bölgede yaratıcılık gücünü ve kabiliyetini sergileme amacıyla da kullanılmaktadır.

Yaşayan İnsan Hazinesi:

  • Çalgı yapımcılığı geleneğinin en önemli taşıyıcılarından biri olan Hayri DEV ve Halime ÖZKE, bu gelenek üzerindeki bilgi ve becerilerini yeni nesillere aktarmada önemli rol oynamaktadır.
  • Geleneksel çam düdüğü ve sipsi yapımı ile icrasında uzmanlaşan bu yaşayan insan hazineleri, kültürel mirasın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmaktadır.

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras:

  • 17.06.2010 tarihinde İl Müdürlüğü tarafından envantere alınan “Sipsi Yapımı Çalgı Yapımcılığı” dalındaki teklif, 13.03.2013 tarihinde “Çalgı Yapımcılığı” başlığı altında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri’ne kayıt edilmiştir.

Denizli’nin çam düdüğü ve sipsi geleneği, bölgenin kültürel zenginliğini ve müzikal mirasını yansıtan önemli bir unsurdur. Hayri DEV ve Halime ÖZKE gibi yaşayan insan hazineleri, bu geleneğin gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir köprü vazifesi görmektedirler.

Sudan Koyun Geçirme Geleneği: Çoban Bayramları

Denizli’nin Çal ilçesi, Aşağıseyit Köyü’nde 8 asırdır devam eden geleneksel bir yarışma olan “Sudan Koyun Geçirme Geleneği,” efsanevi bir aşk hikâyesinden esinlenilerek ortaya çıkmış ve insanın hayvana olan sevgisini ve bütünleşmesini kutlayan bir festival niteliğinde olan bir ritüeldir.

Gelenek ve Ritüel:

  • Yarışma, çobanlar ve sürülerin sabahın erken saatlerinde başlayıp ikindi saatine kadar devam eden bir ritüelini içerir.
  • Ritüel, sürülerin elkoyunu öncülüğünde Menderes Irmağı’na girerek karşı tarafa geçmelerini içerir.
  • Çobanlar ile hayvanları arasındaki güven bağı, bu yarışmada en önemli unsurdur.
  • Sürüler, çobanlarına olan güvenleri sayesinde ırmağı tereddüt etmeden geçerek yarışı kazanırlar.

Çoban Bayramları:

  • Sudan Koyun Geçirme Geleneği, “Çoban Bayramları” başlığı altında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri’ne kayıt edilmiştir.
  • Bu geleneğin envantere alınması, kültürel mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması adına önemli bir adımdır.

Denizli’nin bu özgün geleneği, çobanlar ile hayvanları arasındaki güven ve sevgi bağını vurgulayarak, insan-hayvan ilişkisinin kültürel bir boyutunu temsil etmektedir. UNESCO kaydıyla bu geleneğin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılması ve korunması sağlanmıştır.

Yatağan Palası

Acıpayam ilçesi, Yatağan Beldesi’nde 1400’lü yıllardan beri devam eden Pala yapımcılığı geleneği, kendine özgü bir kılıç olan Yatağan Palası’nın yapımını içermektedir. Osmanlı Ordusu’nun önemli silahlarından biri olan bu kılıç, Türk Eğrisi olarak bilinen keskin kısmı içe doğru açılı olan bir yapısıyla öne çıkar. Yatağan Beldesi’nin adı, bu benzersiz kılıçtan gelir.

Yatağan Palası Özellikleri:

  • Yatağan, Osmanlı döneminden beri yapımı devam eden bir kılıçtır ve Türk kültürünün önemli bir öğesidir.
  • Kendine özgü tasarımıyla dikkat çeker; keskin, kısa ve içe doğru açılı bir yapıya sahiptir.
  • Osmanlı Ordusu’nda kullanılan bu kılıç, savaşlarda etkili bir silah olarak bilinir.
  • Dış bükey kısmının keskin olmaması, zayıf kişilere karşı kullanımını kolaylaştırır.
  • Kabzasındaki özel tasarım ve hat sanatından işlemeler, Yatağan’ın sanatsal yönünü ortaya çıkarır.

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Başvurusu:

  • İl Müdürlüğü, 21.08.2013 tarihinde Yatağan’ın UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne dahil edilmesi için Bakanlığa başvuruda bulunmuştur.
  • Yatağan Pala geleneği, Türk kültürünün zengin silah yapımcılığı geleneğini temsil etmektedir.
  • Bu başvuru, Yatağan Palası’nın kültürel önemini vurgulayarak, gelecek nesillere aktarılmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

Yarenlik Geleneği: Yaşayan Müzik ve Sohbet Mirası

Denizli’nin Acıpayam ve Çameli ilçeleri ile kırsal bölgelerinde, hayvancılık ve çiftçiliğe dayalı geleneksel yaşam biçimlerinin sürdüğü alanlarda, “üç telli” cura ve “çam düdüğü” (sipsi) eşliğinde icra edilen Yarenlik Geleneği, yaşayan insan hazinelerimizden Hayri DEV ve arkadaşları tarafından benimsenmiş ve sürdürülmektedir.

Yarenlik Geleneğinin Özellikleri:

  • Yarenlik, genellikle kırda veya evlerde toplanan arkadaş grupları tarafından düzenlenen bir eğlence ve sohbet toplantısıdır.
  • Müziğin temelini “üç telli” cura ve “çam düdüğü” oluşturur. Hayri DEV ve erkek grupları, geleneksel enstrümanlarla özgün halk müziği örneklerini icra eder.
  • Toplantılarda sadece müzik dinlenmez; aynı zamanda sohbetlerle sosyal paylaşım sağlanır, geleneksel değerler aktarılır ve bir tür sosyal akrabalık ilişkisi kurulur.

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras:

  • Yarenlik Geleneği, 28.12.2009 tarihinde “Geleneksel Sohbet Toplantıları” başlığı altında İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri’ne teklif edilmiş ve 18.02.2014 tarihinde 01.0006 envanter numarasıyla kayıt altına alınarak UNESCO Somut Olmayan Dünya Miras Listesi’ne eklenmiştir.

Denizli’nin zengin kültür mozaiği içinde yer alan Yarenlik Geleneği, müzik, sohbet ve geleneksel paylaşımlarıyla öne çıkarak gelecek kuşaklara aktarılmaktadır. Hayri DEV ve arkadaşlarının önderliğinde sürdürülen bu gelenek, Denizli’nin yaşayan kültürel mirasını temsil etmektedir.

Boğaz Havaları Geleneği

Çameli İlçesi’nde Yörükler arasında yaygın olarak görülen “Boğaz Havaları,” özel bir kültür örneğidir. Bu gelenek, türkü söyleme biçiminde özgün bir ses çıkarma tekniğine dayanır. El parmakları boğaza bastırılarak yapılan bu teknik, türkülere özgü perde değişimini ve hareketliliği sağlar. Boğaz Havaları, halk müziğimizin kültürel zenginliğine katkıda bulunması açısından özel bir öneme sahiptir.

Boğaz Havaları Geleneğinin Özellikleri:

  • Türkü söyleme biçiminde kullanılan özgün bir ses çıkarma tekniğidir.
  • El parmakları boğaza bastırılarak yapılan bu teknik, türkülerde perde değişimini ve çeşitliliği sağlar.
  • Her sözün ayrı bir ezgiyle söylenmesi zorunluluğu olmamakla birlikte aynı ezgiyle farklı türküler söylenebilir.
  • Yörük kültüründe yaygın olarak görülen bu gelenek, halk müziğimizin özgün ve özgünlük kazanan bir yönünü temsil eder.

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Başvurusu:

  • 21.08.2013 tarihinde İl Müdürlüğü tarafından Çameli İlçesi’nde yıllardır devam eden Boğaz Havaları geleneğinin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne dahil edilmesi için başvuruda bulunulmuştur.
  • Boğaz Havaları geleneğinin bu listeye alınması, bu özel kültür örneğinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması amacını taşır.
  • UNESCO Somut Olmayan Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmesi, Boğaz Havaları geleneğinin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılmasına önemli bir katkı sağlayacaktır.

Tavas’ta Terakota Sanatı

Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde, ülkemizdeki tek temsilcisi Necip SAVCI tarafından icra edilen geleneksel seramik sanatına “Terakota” denilmektedir. Bu sanat, ülkemizde eşine az rastlanan özel bir seramik türünü ifade eder ve Terakota’nın geçmişi Hititlere kadar uzandığına inanılır. Terakota sanatında esas olan, seramiğin ince ve sırsız olmasıdır. Bu sanat dalında sırlı seramiklere benzemeyen doğal ve zorlu bir boyama süreci bulunur.

Terakota Sanatının Özellikleri:

  • Terakota, seramiğin ince olması, sırsız ve doğal renklerle boyanması ile karakterizedir.
  • Sırlı seramiklerden farklı olarak, zorlu bir boyama süreci içerir ve doğal renkler kullanılır.
  • Sanatçı, seramiği ince bir şekilde şekillendirir, kil ile karıştırır ve toprağı kullanarak resim yapar.
  • Terakota sanatı, ustalık gerektiren bir zanaattır ve bu geleneği devam ettiren kişilerin sayısı sınırlıdır.

Kültürel Mirasın UNESCO’ya Başvurusu:

  • Tavas İlçesi Medet Köyü’nde uzun yıllardır sürdürülen Terakota sanatı, 17.06.2010 tarihinde UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne alınması için başvuruda bulunulmuştur.
  • Bu başvuru, Terakota sanatının kültürel miras olarak tanınması ve gelecek nesillere aktarılmasına yönelik önemli bir adımdır.
  • Terakota sanatının UNESCO Somut Olmayan Dünya Miras Listesi’ne girmesi, bu eşsiz zanaatin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılmasına olanak sağlayacaktır.

Tavas’ta Tel Kırma Oyası Geleneği

Tavas ilçesinde yaklaşık 150 yıldır devam eden “Tel Kırma” olarak adlandırılan oya işlemesi, kültürümüzün el sanatlarından nadir bir örnektir. Altın, gümüş, bakır gibi metallerden yapılan teller, hiçbir kesici alet kullanılmadan kumaş üzerine işlenir. Bu gelenek, telin doğal olarak bükülmesiyle yapılan bir el sanatıdır.

Tel Kırma Oyasının Özellikleri:

  • Tel kırma, metallerden yapılan tellerin kesici alet kullanılmadan kumaş üzerine işlenmesiyle gerçekleşir.
  • Geleneksel bir el sanatı olup genellikle kadınlar tarafından yapılır.
  • Tel kırma motifleri, özellikle gelinlik kızların çeyizleri için hazırlanan özel parçalarda kullanılır.
  • Tel kırma oya işlemesi, doğadan esinlenen destansı hikayelere sahip motifler içerir.

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Başvurusu:

  • 21.08.2013 tarihinde İl Müdürlüğü tarafından Tavas İlçesi’nde yıllardır devam eden Tel Kırma geleneğinin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne dahil edilmesi için başvuruda bulunulmuştur.
  • Bu başvuru, Tel Kırma Oyası geleneğinin kültürel miras olarak tanınması, korunması ve gelecek nesillere aktarılması amacını taşır.
  • Tel Kırma Oyası’nın UNESCO Somut Olmayan Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmesi, bu el sanatının ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılmasına katkı sağlayacaktır.

Serinhisar’da Bardakçılık ve Çömlekçilik Geleneği

Denizli’nin Serinhisar İlçesi’nde geleneksel olarak çok eski tarihlerden beri devam eden “Bardakçılık ve Çömlekçilik” geleneği, testi, toprak bardak, küp, saksı gibi ürünlerin üretildiği önemli bir zanaattır. Bu geleneğin yaşatılmasında bölgede bol miktarda bulunan kırmızı toprak önemli bir rol oynamaktadır. Serinhisar’da üretilen çömlekler ve toprak bardaklar, suyu soğuk tutma özellikleri nedeniyle halen yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Özellikler:

  • Serinhisar’da üretilen çömlekler, testiler, toprak bardaklar, küpler ve saksılar gibi ürünler geleneksel yöntemlerle üretilir.
  • Kırmızı toprak, bu zanaatin gelişmesinde ve ürünlere özgün bir renk kazandırmada önemli bir rol oynar.
  • Toprak bardaklar, içerisine konulan sıvının serin kalmasını sağlama özellikleriyle öne çıkar ve bu nedenle hala yaygın olarak kullanılmaktadır.

Kültürel Miras:

  • Serinhisar İlçesi’nde yıllardır devam eden “Bardakçılık, Çömlekçilik Geleneği” 21.08.2013 tarihinde İl Müdürlüğü tarafından UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri’ne alınmıştır.
  • Bu kayıt, Serinhisar’ın zengin kültürel mirasını koruma ve tanıtma amacını taşır.
  • Çömlekçilik Sanatı başlığı altında yapılan kayıt, bölgedeki toprak işçiliği ve geleneksel zanaatları gelecek nesillere aktarma çabalarını destekler.
  • UNESCO Somut Olmayan Dünya Miras Listesi’nde yer alması, bu önemli zanaatin ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılmasına olanak tanır.

Denizli Keşkeği: Tören Keşkeği Geleneği

Denizli’nin Babadağ İlçesi başta olmak üzere il genelinde geleneksel olarak yapılan “Keşkek” yemeği, çeşitli gün ve kutlamalarda baş yemek olarak tüketilmektedir. Türk kültürüne özgü bir lezzeti olan Keşkek, haşlanmış koyun veya keçi eti ile haşlanmış ve dövülmüş buğdayın karıştırılarak tereyağı ile servis edilmesiyle yapılır.

Özellikler:

  • Keşkek yemeği, düğün yemeklerinde, hayır yemeklerinde ve özellikle Babadağ İlçesi’nde her yıl Eylül ayının ilk haftasında düzenlenen Geleneksel Keşkek Günü etkinliği ile öne çıkar.
  • Yemek, haşlanmış etin ve buğdayın bir araya getirilmesiyle oluşur ve özel bir sunum ile servis edilir.
  • Denizli Keşkeği, Türk mutfağının zengin ve özgün bir lezzeti olarak kabul edilir.

Kültürel Miras:

  • İl Müdürlüğü tarafından yapılan başvuru ile Denizli Keşkeği, “Tören Keşkeği Geleneği” başlığı altında UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri’ne alınmıştır.
  • Bu kayıt, Denizli’nin geleneksel mutfak kültürünü ve özgün yemek geleneğini koruma ve tanıtma amacını taşımaktadır.
  • UNESCO Somut Olmayan Dünya Miras Listesi’nde yer almasıyla bu lezzet, ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılarak koruma altına alınmıştır.

Eren Günü Etkinlikleri

Beyağaç İlçesi, Sandraz Dağı ve Çiçekbaba zirvesine yakın bölgedeki Kartal Gölü çevresinde, yaklaşık 7 asırdır yöre halkı tarafından gerçekleştirilen Yörük-Türkmen Kültürüne özgü Eren Günü ritüeli büyük bir kültürel öneme sahiptir. Eren Günü etkinlikleri, Orta Asya kurgan mezarları kültürüne dayanmakta olup, bu kültürün devamını temsil etmektedir.

Eren Günü Etkinliklerinin Özellikleri:

  • Kartal Gölü çevresinde bir gün önce başlayan etkinlikler, çadırlarda konaklama ve çadır ziyaretleriyle devam eder.
  • Şafak vakti, Eren Dede Türbesi ziyareti gerçekleştirilir. Bu ziyarette dualar okunur, dilekler tutulur.
  • Türbe çevresinde turlandıktan sonra kurban kesilir, pişirilir ve bu özel gün, kurbanın yenmesiyle son bulur.
  • Sosyal açıdan önemli bir etkinlik olan Eren Günü, farklı bölgelerden gelen insanların bir araya gelmesini sağlar.

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Başvurusu:

  • 21.08.2013 tarihinde İl Müdürlüğü tarafından Beyağaç İlçesi’nde asırlardır sürdürülen ve Orta Asya kültürünün devamını temsil eden Eren Günü etkinliklerinin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne dahil edilmesi için başvuruda bulunulmuştur.
  • Eren Günü, festival olarak 1994 yılından bu yana Beyağaç Belediyesi tarafından düzenlenmektedir.
  • Etkinliklerin bu prestijli listede yer alması, geleneksel ritüellerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması adına önemli bir adım olacaktır.

Hayri DEV: Çam Düdüğü Ustası ve Yaşayan İnsan Hazinesi

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) tarafından yürütülen “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması” sözleşmesi çerçevesinde Türkiye’nin ulusal envanter oluşturulması çalışmaları kapsamında, Denizli’nin yaşayan kültür hazinelerinden biri olarak seçilen Hayri DEV, geleneksel sanat dalı olan “Çam Düdüğü” konusunda yüksek bilgi ve beceriye sahip bir isimdir.

Hayri DEV’in Biyografisi:

  • 1933 yılında Denizli ili Çameli ilçesinde doğmuştur.
  • Yüzyıllık bir geleneği olan çam düdüğünü büyüklerinden öğrenerek yapmaya ve çalmaya başlamıştır.
  • Denizli’nin kültürel mirasını gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur.
  • Çam Düdüğü Yapımcısı ve İcracısı olarak, yerli ve yabancı müzik ve halk kültürü araştırmacılarının ilgisini çekmiş ve bilimsel çalışmalara konu olmuştur.

Ödüller ve Teşekkürler:

  • 14.01.2010 tarihinde, Sayın Bakanımız Ertuğrul GÜNAY tarafından Hayri DEV’e teşekkür belgesi verilmiştir. Bu belge, geleneksel kültürün yaşatılmasına sağladığı katkılardan dolayı kendisine takdim edilmiştir.
  • Denizli Belediyesi Konservatuarında hocalara müzik dersleri vererek, çam düdüğü geleneğini aktarmaya devam etmektedir.

Hayri DEV, sadece kendi kültürünü değil, aynı zamanda Türk kültürünü ulusal ve uluslararası platformlarda temsil eden bir isimdir. Katkılarıyla çam düdüğü geleneğini yaşatmaya ve gelecek nesillere aktarmaya devam etmektedir.

Denizli’nin keşfedilmeyi bekleyen zengin kültürel ve doğal hazinelerini sizin için sıraladık. Şehrin göz kamaştıran güzelliklerini keşfetmek istiyorsanız, Denizli’de gezilecek yerler hakkında kapsamlı bilgiler içeren aşağıdaki rehberimize göz atabilirsiniz. Tarihi zenginlikleri, doğal harikaları ve benzersiz atmosferiyle Denizli, her ziyaretçisine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Gezi rotanızı belirlerken, Pamukkale Travertenleri, antik Hierapolis kenti, Honaz Dağı Milli Parkı gibi önemli noktaları göz önünde bulundurmayı unutmayın.

Aşağıdaki yazılarımıza göz atın

Denizli’nin eşsiz atmosferinde kaybolmak ve şehrin tarihle iç içe geçmiş dokusunu hissetmek için, siz de bu muazzam şehri keşfetmeye hazır olun. Eğer Denizli’de gezilecek yerler hakkında bilgi arıyorsanız şehirde mutlaka gezmeniz gereken yerleri listemizde bulabilirsiniz. Denizli’nin gezilecek bütün mekanları, outdoor olanakları, kamp karavan tesisleri aşağıdadır.



https://turkeyoutdoor.org/, Türkiye’de outdoor (açık hava etkinlikleri) hakkında bilgi sağlayan bir web sitesidir. Site, yürüyüş, kamp, bisiklet, kano, dağcılık, kaya tırmanışı, rafting, dalış, yamaç paraşütü, binicilik gibi çeşitli açık hava etkinlikleri hakkında rehberler, rotalar, haberler ve etkinlikler sunmaktadır.

Site, Türkiye’nin dört bir yanındaki açık hava etkinlikleri için kapsamlı bir bilgi kaynağıdır. Sitede, her etkinlik için detaylı bilgiler, rotalar, fotoğraflar ve videolar bulunmaktadır. Site ayrıca, Türkiye’deki açık hava etkinlikleri hakkında güncel haberler ve etkinlikler hakkında bilgi vermektedir.

Sitenin hedef kitlesi, açık hava etkinliklerine ilgi duyan herkestir. Site, hem deneyimli hem de yeni başlayanlar için faydalı bilgiler sunmaktadır. Site, Türkiye’de açık hava etkinlikleri hakkında bilgi edinmek ve bu etkinliklere katılmak isteyenler için ideal bir kaynaktır

https://turkeyoutdoor.org/