Ağrı Tanıtım ve Gerekli Bilgiler
Ağrı Tanıtım ve Gerekli Bilgiler
Ağrı Gezi Rehberi 1. Yazı
İçindekiler
ToggleTürkiye’nin Outdoor Sayfası olarak özellikle outdoor turizminde büyük eksiklik olarak gördüğümüz illerin tek tek tanıtımı, illerde yapılabilecek outdoor aktiviteleri, outdoor ürün satan firmalar, kamp alanları, doğal güzellikler, yürüyüş rotaları gibi bütün bilgileri içeren bir yazı dizisine başladık.
Bu yazı dizimizde bulunduğunuz veya tatil amaçlı gittiğiniz ilde öncelikle yapabileceğiniz doğa aktivitelerinin, aktivite bölgelerinin, kamp alanlarının, tarihi ve turistik mekanların tam ve en geniş listelerini oluşturup okuyucumuzun kullanımına sunuyoruz.
Özellikle kampçılar, doğa severler, karavancılar, doğa tatilcileri, macera turizmi, kültür turizmi ve outdoor ekstrem sporları yapanlar için en çok aranan bilgileri derlemeye gayret gösteriyoruz.
Listede gördüğünüz eksiklikleri ve eklenmesini istediğiniz bilgileri iletişim sayfamızda bulunan kanallardan bize ulaştırabilirsiniz.
Ağrı’da bulunan tarihi turistik ve doğal yerlerin listesi ve tanıtımı, Ağrı kamp alanları, Ağrı mutfağını oluşturan lezzetler için aşağıdaki yazılarımıza göz atın.
- Ağrı Gezi Rehberi 1. Yazımız: Ağrı Tanıtım ve Gerekli Bilgiler
- Ağrı Gezi Rehberi 2. Yazımız: Ağrı Gezilecek Yerler
- Ağrı Gezi Rehberi 3. Yazımız: Ağrı’da Kültür ve Sanat
- Ağrı Gezi Rehberi 4. Yazımız: Ağrı Kamp Alanları Listesi
- Ağrı Gezi Rehberi 5. Yazımız: Ağrı Outdoor ve Doğa Aktiviteleri
- Ağrı Gezi Rehberi 6. Yazımız: Ağrı Yemek Rehberi
Ağrı Tanıtım
Ağrı adını kısmen sınırları içerisinde bulunan ve Avrupa’nın en yüksek dağı olan Ağrı Dağı‘ndan almıştır. İlin doğusunda İran, kuzeyinde Kars, kuzeybatısında Erzurum, güneybatısında Muş ve Bitlis, güneyinde Van ve kuzeydoğusunda Iğdır bulunmaktadır.
Ağrı’nın 2020 yılı nüfusu: 535.435’tir. Bu nüfusun %59,72si şehirlerde yaşamaktadır. İlin yüz ölçümü 11.099 km²’dir. İl merkezi Ağrı’nın denizden yüksekliği 1630 m.’dir. İlin rakımı en yüksek ilçesi 1933 metre ile Diyadin’dir.
Orta Asya’dan gelen kavimlerin Anadolu’ya girişleri sırasında Ağrı, bir geçiş oluşturmuş, dolayısıyla birçok medeniyete sahne olmuştur. Ancak bu medeniyetler Ağrı’yı bir giriş kapısı olarak gördüklerinden burada çok köklü bir uygarlık oluşturamamışlardır.
Ağrı Tarihi ve Egemenlik Kuran Topluluklar
Kadim uygarlıklar coğrafyası Ağrı, Orta Asya ile Anadolu Yarımadası üzerinde bir geçiş güzergahı olması nedeniyle nice kavimlere ev sahipliği yapmıştır yüzyıllar boyunca.
Hitit, Hurri, Urartu, Med, Pers, Ermeni, Gürcü, Arsaklı, Abbasi, Bizans, Sökmenli, Ani Atabekleri, Celali, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Osmanlı gibi birbirinden farklı kültürlerin egemenlikleriyle tanışmış ve bunun sonucu olarak da zengin bir tarihi ve kültürel miras birikimine kavuşmuştur.
Birçok ulus ve din tarafından kutsal kabul edilen Ağrı Dağı’nın varlığı, Mezopotamya’da çivi yazıtlarına konu olan Nuh’un Gemisi Efsanesi, şehrin insanlık tarihinde her daim önemli bir rol oynamasına yol açmıştır.
Bölgede egemenlik kurdukları sanılan Hititler’in güçlerini yitirmeleri üzerine, M.Ö.1340-M.Ö.1200 tarihleri arasında Hurriler bölgeye yerleşmişlerdir. Hurriler krallık merkezi olan Urfa’dan uzak olan Ağrı’yı ellerinde tutamamışlardır.
En köklü uygarlığı Urartular oluşturmuştur. Ağrı Dağı’nın yamaçlarında, Karakoyunlu ve Taşburun köylerinin arasında ele geçen bir Urartu yazıtı Kral Menua’nın bu bölgedeki egemenliğinin kesin kanıtıdır.
Bölgeye damgasını vuran en önemli uygarlıklardan birisi de Urartu Krallığı’dır. M.Ö. 9. ile 7. yüzyıl arasında hüküm süren ve tanrılar için kurban kesme ritüelleriyle de tanınan zamanın bu güçlü krallığının izlerini şehrin birçok yerinde görmek mümkündür.
Yurtlarını ‘Dağlık Ülke’ anlamındaki Uruatri olarak tanımlayan bu görkemli medeniyetin kentteki en önemli eseri kuşkusuz Doğubayazıt Kalesi’dir. Ayrıca en belirgin olanları Tutak ilçesi Atabindi köyünde ve Karagöz Kilisesi yakınlarında bulunan çeşitli Urartu yazıtlarına rastlamak mümkündür. Fakat Urartu medeniyetinin en kalıcı eseri Van, Iğdır ve Ağrı’da bulunan antik su kanallarıdır. Hayatın devamlılığını sağlamada suyun önemini kavramış olan Anadolu yarımadasının bu eski sakinleri, gereksinimlerini karşılamak için birçok baraj ve su kanalı inşa etmişlerdir.
M.Ö. 712 yıllarında Kızılırmak boylarına kadar uzanan Kimmerler, Ağrı’da geçici de olsa bir hakimiyet kurmuşlardır. Medler ( M.Ö. 708-M.Ö. 555 ) Asur Devleti’nin yıkılması ile birlikte bir yayılma ürecine girmiş, bunun sonucu olarak da Ağrı ve çevresini topraklarına katmışlardır.
Medler’in yıkılması ile birlikte Persler; Büyük İskender’in Pers Kralı III.Darius’u ( M.Ö.331 ) yenerek Anadolu’yu ele geçirdiği zamana kadar yaklaşık iki yüzyıl kadar bölgede yaşamışlardır.
Büyük İskender’in ölümü üzerine oluşan boşluktan faydalanan Ermeniler bölgeyi ele geçirmişlerdir. Doğu Anadolu’ya gelip yerleşen ilk Türk topluluğu M.Ö.680 yılında bölgeye gelen Sakalardır. Murat Nehri ve Doğubeyazıt çevrelerine kısa sürede yerleşmişlerdir. Daha sonraları Arsaklılar ve Artaksıyaslı Krallığı, Ağrı ve çevresine hakim olmuştur.
Müslümanlar Egemenliğinde Ağrı
Ağrı, Hz. Osman zamanında İslam orduları tarafından fethedilmiştir. 872 yılına değin Abbasilerin kontrolü altında kalan Ağrı, daha sonra Bizans’ın kontrolüne geçmiştir.
1071 Malazgirt Savaşı sonrası bölgeye Türk boyları gelmeye başlamıştır. Ağrı, yüzyıla yakın bir süre Sökmenli Devleti’nin sınırları içine girmiştir. 1027-1225 yılları arasında Ani Atabekleri, 1239’da Cengizliler, 1256-1358 yılları arasında İlhanlılar ve Celayirliler Ağrı’da hüküm sürmüşlerdir.
İlhanlılar (Cengizhan tarafından kurulan devlet) bazen kurultaylarını Ağrı Dağı’nda yapmış, Anadolu ve İran’ı buradan yönetmişlerdir. 1393’de Moğol hakanı Aksak Timur, Ağrı bölgesini ele geçirmiştir.
1405-1468 tarihleri arasında Ağrı, Karakoyunlu toprakları içinde yer almış, Karakoyunlular yıkılınca Ağrı Akkoyunlular’ın egemenliğine geçmiştir.
Osmanlı Döneminde Ağrı
Ağrı, Yavuz Sultan Selim tarafından Çaldıran Savaşı sonrası Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı döneminde Şorbulak olarak anılan ilin adı, Ermeniler zamanında Karakilise olarak değiştirilmiştir. Kazım Karabekir Paşa zamanında Karakilise ismi değiştirilerek Karaköse diye adlandırılmıştır.
Ağrı İsminin Verilişi
Nuh Tufanı ile ilgisinden dolayı Tevrat’ta adı geçen Ararat Dağı ve ülkesinin, Ağrı ve çevresinin olduğu sanılması dolayısıyla Ağrı’ya batılılar tarafından Ararat da denilmektedir. 1834 yılında bucak, 1869 yılında ilçe olan Ağrı, 1927 yılında il merkezi olmuştur. 5137m. yüksekliğiyle Türkiye’nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı’ndan dolayı da AĞRI adını almıştır.
Ağrı Turizm
Ağrı tarihi süreçler içerisinde onlarca uygarlığa ev sahipliği yapmış kent, Türkiye’nin en önde gelen kültür turizmi merkezlerinden biridir.
3 kutsal kitapta da geçen ‘’Nuh’un Gemisi’’ ibaresinin, Ağrı Dağı‘nda bulunduğu iddiaları üzerine son dönemlerde bölgeye birçok ülkeden arkeologlar gelerek incelemeler yapmaktadır.
Bu yönüyle dikkatleri üzerine çeken Ağrı, ziyaretçi sayısını her geçen gün arttırmaktadır. Ağrı doğal güzellikleri ve tarihsel mirasıyla görülmeye değer bir turizm durağıdır.
Tarihte Ağrı
Kadim uygarlıklar coğrafyası Ağrı, Orta Asya ile Anadolu Yarımadası üzerinde bir geçiş güzergahı olması nedeniyle nice kavimlere ev sahipliği yapmıştır yüzyıllar boyunca.
Hitit, Hurri, Urartu, Med, Pers, Ermeni, Gürcü, Arsaklı, Abbasi, Bizans, Sökmenli, Ani Atabekleri, Celali, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Osmanlı gibi birbirinden farklı kültürlerin egemenlikleriyle tanışmış ve bunun sonucu olarak da zengin bir tarihi ve kültürel miras birikimine kavuşmuştur.
Birçok ulus ve din tarafından kutsal kabul edilen Ağrı Dağı’nın varlığı, Mezopotamya’da çivi yazıtlarına konu olan Nuh’un Gemisi Efsanesi, şehrin insanlık tarihinde her daim önemli bir rol oynamasına yol açmıştır.
Ağrı’nın Yaşam Kültürü
Sert coğrafyasına rağmen güler yüzlü ve konuksever insanların yaşadığı bir yerdir Ağrı. Şehrin hangi ücra köşesine giderseniz gidin ‘Başım gözüm üstüne’ cümlesiyle karşılanıp baş tacı edilirsiniz. Yoksunluğa inat
gönlü zengin insanların yurdudur burası.
Anadolu kültürel mirasının seçkin örneklerine ev sahipliği yapan kent, Türkiye’nin çatısı sayılıyor aynı zamanda. Gönül çelen dağları, göğe doğru bir mucize gibi yükselen ve ‘en yüksek zirveler’ listesinde yer alan her daim karlı dorukları, kutsal kitaplarda geçen mistik Ağrı Dağı ile dağcıların hayallerini süsler. Avrupa’nın ve ülkemizin en yüksek dağı olması sebebiyle, Türkiye’nin en önemli turizm destinasyonlarından biridir Ağrı Dağı.
Ağrı Dağı ve Ağrı
“Türkiye’nin Himalayası” olarak adlandırabileceğimiz Ağrı ili, dorukları bulutlarla yarışan yüksek dağlara ev sahipliği yapar. Deniz seviyesinden 1640 metre rakımda bulunan bu yüksek diyarda, Türkiye’nin 5137 metrelik en yüksek dağının yanı sıra, yükseltileri 3000 metrenin üzerine çıkan onlarca zirve yer alır. Sınır komşuları da bu yükseltilerden fazlasıyla payını alır. Kentin kuzeyinde Kars, Iğdır ve Erzurum, doğusunda İran, güneyinde Van ve Bitlis, batısında ise Muş ve Erzurum bulunur. Etrafı 2500-3500 metre arasında değişen zirvelerle kuşanan kent merkezi ovalık bir alana yayılır.
Ağrı Coğrafi Yapısı
Bir kısmı volkanik olan bu dağ sıraları il genelinde değişik yeryüzü şekilleri meydana getirirler. Alp-Himalaya volkanik dağ sisteminin devamı niteliğindeki bu yükseltiler genel olarak sıradağlar şeklindedir. Büyük ve Küçük Ağrı zirveleri, gökyüzüne doğru yükselen devasa cüsseleriyle müthiş bir görsellik oluştururlar. Japonya’daki Fujiyama, Şili’deki Osorno ve Kostarika’daki Arenal dağlarında olduğu gibi, etraflarındaki tepelerden bağımsız dikine uzanan ve birdenbire gökyüzüne yükselen yapıları, kartpostallara fotoğraf verecek güzelliktedir.
Ağrı geneline yayılan sıradağlar, Kuzey Kanat (Aras Güney) ve Güney Kanat dağları olarak sınıflanır. Yaklaşık 250 kilometre uzunluğundaki kuzey kesimdeki sıradağlar Tahir, Mergezer (Taşkom), Çemçi, Solhan (Çift Öküz), güney bölümdekiler ise Çakmak, Mirgemir ve Aladağ olarak anılır.
Türkiye’nin en yüksek zirveleri listesinde (ilk 10’a giren üç, ilk 50’ye giren beş dağıyla) Ağrı epey üst sıralarda yer alır. Kentin en önemli yükseltilerini; Ağrı Dağı (5137 m), Süphan (4058 m, ikinci zirvesi 4054 m. ile Ağrı Patnos
ilçesi sınırlarındadır), Küçük Ağrı (3896 m), Tendürek (3533 m), Köse Dağı (3433 m), Aşağı Dağ (3274 m), Aladağ (3250 m), Kara Dağ (3243 m) ve Tizli Dağı (3200 m) olarak sıralayabiliriz. Dağcıları cezbeden bu dorukların büyük bir kısmı turistik tırmanışlar için uygundur. Sönmüş bir yanardağ olan Tendürek ise, Van ili Çaldıran ilçesine kadar uzanan güney kısmındaki lav akıntısıyla müthiş bir görsellik sunar. Kilometrelerce yayılan vadi boyunca ilginç şekillere bürünen erimiş maden cürufu, bölgenin turistik açıdan ilgi çekici özelliklerinden birini oluşturur.
Ağrı Ulaşım ve Yollar
Yalçın dorukların meydana getirdiği sert topografik yapı, Ağrı il sınırları içerisindeki karayolu ulaşım ağının sadece dağlar arasındaki elverişli bağlantıları kullanmasına olanak tanır. Sarp yükseltiler arasında yer alan Tahir, Eleşkirt,
Kılıç, Mızrak, Çat, Ahtalar, Hamur, İpek, Çilli, Teperiz (Çetenli), Serdarbulak, Tuci, Kucak ve Pamuk aşıtları; yüzyıllardan bu yana insanlar arası ilişkiyi ve ticareti sağlayan geçitlerdir.
Jeolojik zamanların armağanı olan bu dağ oluşumlarının ortasında vadiler yer alır. Cumaçay, Derecek, Diyadin, Elmalıdere, Hamur, Körçay, Şeryan (Güzeldere), Taşlısu ve Yukarı Toklu gibi vadiler, çıplak boz tepeler arasında derin koridorlar meydana getirirler.
Ağrı Akarsuları
Ağrı akarsular açısından yeterli bir kaynağa sahiptir. Bunun temel nedeni etrafını kuşatan karlı doruklardan gelen derelerin oluşturduğu irili ufaklı akarsuların varlığıdır. Bölgenin en önemli su havzaları Murat, Eleşkirt, Güzeldere,
Karasu, Bağdişan, İncesu, Malhas, Gürlevik, Kesik, Sarısu ve Balık Gölü çaylarıdır. Fırat nehrinin kollarından biri olan Murat Suyu, kent sınırları içerisindeki en uzun ırmak sıfatını taşır. Ahmetbey, Eleşkirt, Gelutan, Körsu, Küpkıran, Kopuzdere, Mandalık, Şiryan, Taşlıçay, Tükenmez ve Tuzlusu gibi çay ve dereleri bünyesine katan Murat Suyu, Ağrı’yı baştan başa kat ederek Muş Ovası üzerinden geçer ve Fırat Nehri’ne karışır.
Ağrı’nın Gölleri
Doğubayazıt ilçesi sınırları içinde bulunan ve il merkezine 56 km. uzaklıktaki Balık Gölü, Ağrı’nın en büyük ve önemli gölüdür. 2250 m. rakımda yer alan bu set gölü, 34 km²lik bir alana sahiptir. Gölün derinliği kimi yerlerde 100 metreyi geçer. Masmavi yüzeyiyle büyülü bir atmosfer yaratan gölden, açık havalarda Ağrı Dağı’nın fotoğrafını çekebilirsiniz. Türkiye’de bu rakımda yer alan göllerin en büyüğü unvanını taşıyan Balık Gölü, Ağrı’nın gelişmeye açık turizm alanlarından birisidir. İlin diğer kayda değer gölleri, Ağrı dağı eteklerine yayılan ve yaz aylarında kısmen kuruyan Kurtkapan, Şeyh, Gölyüzü ve Saz gölleridir. Kıyıları bataklık olan bu göller köylüler için birer kamış deposudur aynı zamanda.
Ağrı il merkezi yakınlarında Yazıcı, Patnos ilçesinde ise Patnos ve Şekerova baraj gölleri bulunur. Ayrıca Mirgemir ve Aladağ sırtlarında birçok buzul gölü yer alır. Özellikle Aladağ yamaçlarına serpiştirilmiş buzul gölleri, yaylalara yakın oldukları için kentin yeni turizm destinasyonları arasındadır. Koçbaşı zirvesinin altındaki göllere, Taşlıçay ilçesi Yeltepe köyü veya Diyadin ilçesi Delihasan köyü üzerinden ulaşabilirsiniz.
Dağların ve vadilerin arasında çöküntü havzalarından oluşan ovalar sıralanır. Eleşkirt, Karaköse, Doğubayazıt, Patnos ve Tutak gibi geniş ovalar, tarım arazisi ve hayvan yemi için ot yetiştirmek amacıyla kullanılır. Bölgenin geçim kaynağının hayvancılık olması, yaylaları ve yaylacılığı önemli kılan en önemli etmendir. Bunun temel sebebi ise yüksek ve ağaçsız tepelere yayılan verimli çayırlık ve otlak alanların varlığıdır. Bölgedeki yaylacılık anlayışı yerleşik yayla evi düzeneğinden çok geçici çadır ikametgahı şeklindedir. Geleneksel kıl-keçe çadırların renklendirdiği yaylalar, Anadolu konukseverliğinin gözde mekanlarıdır.
Ağrı Yaylaları
Ağrı’daki yaylaların en ünlüleri; güneyde Hamur, Diyadin ve Taşlıçay ilçelerinin kullandığı Aladağ yaylaları ile kuzeyde Doğubayazıt ve Taşlıçay ilçesine bağlı köylerde yaşayanların çıktığı ve Ahtalar Gediği ile Balık Gölü arasına yayılan Sinek Yaylası’dır. Ayrıca Eleşkirt ile Tutak arasındaki Mirgemir Çakmak (Kılıç) yaylaları, Eleşkirt ve Ağrı ovalarının kuzeyindeki Davul (Dehol) Yaylası, Balık Gölü yakınındaki Çift Öküz Dağı ile Ağrı Dağı arasına
konumlanan Kraktin Yaylası, Patnos’un güneydoğusundaki Pani ve Katavin yaylaları, Patnos’un güneyindeki Süphan yaylaları (Beyaz Kom, Keleşkomu Hasretpınar, Aşare, Kıcak ve Usokomu) yaz mevsiminde Ağrı’nın yükseklerdeki yaşam alanlarıdır.
Ağrı Bitki Örtüsü
Orman örtüsü yok denecek kadar az olan Ağrı’da hakim bitki örtüsü steplerdeki otlar ve çiçek türleridir. Bozkırların egemen olduğu alanlarda karların erimesiyle birlikte bahar çiçekleri ortalığı renklendirir. Sert bir karasal iklim süren bölgede yazlar çok sıcak ve kurak, kışlar ise çok soğuk ve kar yağışlı geçer. Ağrı ili, Kars’ın Sarıkamış ilçesiyle birlikte ülkemizdeki en düşük sıcaklıkların (-45 °C) görüldüğü ender bölgelerden birisidir.
Sönmüş volkanların yurdu Ağrı’daki kaplıcaların en önemlisi, Tendürek Dağı’ndan gelen sıcak yeraltı sularının meydana getirdiği Diyadin Kaplıcaları’dır. İl merkezine 65, Diyadin ilçe merkezine 5 kilometre mesafede
yer alan kaplıcalar, Davut, Köprü ve Yılanlı bölgelerine yayılmıştır. Bikarbonat, klorür, sülfat, kalsiyum, karbondioksit gazı ve çeşitli mineraller içeren termal sular özellikle kadın hastalıkları, romatizma, kemik ve kireçlenme, siyatik, cilt ve metabolizma bozukluğu gibi rahatsızlıkların tedavisine yardımcı olmaktadır.
Ağrı’ya Ulaşım
Ağrı merkeze ulaşım, başta İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya gibi büyük şehirler olmak üzere, Türkiye’nin hemen hemen bütün şehirlerinden karayolu ile günlük, düzenli olarak seferler yapılmaktadır. Havayolunu kullanmak isteyenler için, haftanın iki günü Ankara – Ağrı, İstanbul – Ağrı uçuş seferleri vardır.
Ağrı Önemli Telefonlar
Ağrı’dan Ne Alınır?
Ağrı’yı ziyaret edenlere hediyelik eşya olarak yöresel el sanatları ürünleri ve beyaz balı öneriyoruz.
El dokuması halı ve kilim motiflerinde, özellikle de ipek halılarda bölgenin kültürel dokusunu yansıtan ayrıntılar dikkat çeker. Yüne göre biraz daha kalın eğrilen ipliklerle örülen tiftik çorap ve eldivenler göz alıcıdır. Yerli koyun yününden örülen kazak, çorap ve heybelerin düz renklilerinin yanı sıra, geleneksel motiflerle süslenmiş olanlarını da bulabilirsiniz.
Keçe yapımı, Ağrı’da hayvancılığa bağlı olarak gelişen bir el sanatıdır. Keçe genellikle kuzu yününün hallaç taraklarından geçirilip özel yöntemlerle sıkıştırılmasıyla elde edilir. Üzerine renkli yünlerden desen de yapılır. Sıcak tuttuğu için, özellikle kırsal kesimde keçeden yapılan yaygılar halı ve kilimlere göre daha fazla tercih edilir.
Buğday ve çavdar sapından yapılan çanta, sepet ve çay tepsileri, üzerlik otu tanelerinin ipliklere dizilip geometrik şekiller verilmesiyle yapılan üzerlik veya nazarlıklar el sanatları tezgahlarının en tercih edilen ürünleri arasındadır. Üzerlik, mavi boncuk gibi nazardan koruyan bir eşya olarak düşünüldüğünden, evlerin duvarlarını süsler. Bazı yerlerde üzerlik otu yerine arpa ve mısır taneleri boyanarak kullanılır.
Ağrı’nın kültürel kimliğini yansıtan el sanatları ürünlerini, sevdiklerinize hediye olarak götürebilirsiniz.
Ağrı’da bulunan tarihi turistik ve doğal yerlerin listesi ve tanıtımı, Ağrı kamp alanları, Ağrı mutfağını oluşturan lezzetler için aşağıdaki yazılarımıza göz atın.
- Ağrı Gezi Rehberi 1. Yazımız: Ağrı Tanıtım ve Gerekli Bilgiler
- Ağrı Gezi Rehberi 2. Yazımız: Ağrı Gezilecek Yerler
- Ağrı Gezi Rehberi 3. Yazımız: Ağrı’da Kültür ve Sanat
- Ağrı Gezi Rehberi 4. Yazımız: Ağrı Kamp Alanları Listesi
- Ağrı Gezi Rehberi 5. Yazımız: Ağrı Outdoor ve Doğa Aktiviteleri
- Ağrı Gezi Rehberi 6. Yazımız: Ağrı Yemek Rehberi
Bütün outdoor aktivitelerinde ve doğa sporlarında güvenlik öncelikle sizin sorumluluğunuzdadır. Hiçbir makale veya video, doğru pratik eğitim ve şahsî deneyimin yerini alamaz. Özellikle outdoor ekstrem sporlarda kendi kişisel güvenliğinizden öncelikli olarak siz sorumlusunuz. Her zaman kişisel güvenliğinizi, birlikte olduğunuz takımın uyum ve güvenliğini ön planda tutun.
Her durumda doğadan taraf olun, çevreyi temiz tutun, vahşi hayvanlara, vahşi yaşamın devam ettiği doğaya kesinlikle zarar vermeyin. Tarihi ve turistik mekanlara zarar vermeyin, çöplerinizi yanınızda götürün.
Lütfen sadece okuduğunuz makale değil outdoor ve doğaya dair yayınlanmasını ve irdelenmesini istediğiniz her konu hakkında iletişim sayfamızdaki bağlantıları kullanarak bize yazın. Outdoor aktiviteleri ve macera turizmi hakkında en son bilgileri almak için sitemizi takip ediniz.
İLGİLİ YAZILAR
Tüm Kategoriler
- Adventure
- Alıntı Yazılar
- Bisiklet
- City Tours
- Dağcılık Tırmanma
- Doğa Sevgisi
- Doğa Yürüyüşleri
- Doğada Sağlık
- Ekoloji
- Ekstrem Sporlar
- Festival- Etkinlik – Yarışma
- Geçmiş Etkinlikler
- Genel
- Gezi Rehberi
- Giyim, Ekipman, Applikasyon
- Gündeme Dair
- Kampçılık
- Life Style
- Misafir Yazar
- Motor Sporları
- Motosiklet Sporları
- Nerede Hangi Etkinlik Var?
- Nerede Ne Yapılır?
- Otomobil Sporları
- Outdoor
- Outdoor Aktivistleri
- Outdoor Aktiviteleri
- Outdoor Haber
- Outdoor Sektörü
- Outdoor Ürün Firmaları
- Outdoor Yazıları
- Sizden Gelenler
- Yurtdışı Gezileri
Outdoor Haber
Türkiye'nin En Popüler Trekking Rotası Likya Yolunda Yılda Yaklaşık 30 Bin Kişi Yürüyor
Spor Tırmanış Milli Takımı'ndan Balkan Şampiyonasında Büyük Başarı!
İstanbul 5. Uluslararası Yat Yarışları'nda Şampiyonlar Belli Oldu
Denizli'deki Orman Yangınlarında Dağ ve Doğa Kulüpleri Aktif Görev Aldı
TODOSK'un 23. Ulusal Kaya Tırmanış Şenliği Coşkuyla Tamamlandı
Türkiye'nin Outdoor ve Doğa Sporları Bülteni 2 / 3 Kasım Hafta Sonu Etkinlikleri
KAMPÇILIK
Türkiye'yi Keşfet
Sorularınız ve sponsorluk için
info@turkeyoutdoor.org