Manavgat Gezi Rehberi 3 – Side Tatil Rehberi
Manavgat Gezi Rehberi 3 – Side Tatil Rehberi
Bu yazı dizimizde Antalya’nın tarihi ve turistik yerlerini tanıtıyoruz. #Antalya deniz, güneş, doğa ve tarihin bütünleştiği bir şehirdir. Türkiye’nin turizm cenneti olan Antalya’nın her ilçesi başlı başına birer doğa harikasıdır.
Türkiye’nin Outdoor Sayfası
Türkiye’nin Outdoor Sayfası olarak özellikle outdoor turizminde büyük eksiklik olarak gördüğümüz illerin tek tek tanıtımı, illerde yapılabilecek outdoor aktiviteleri, outdoor ürün satan firmalar, kamp alanları, doğal güzellikler, yürüyüş rotaları gibi bütün bilgileri içeren bir yazı dizisine başladık.
Bu yazı dizimizde bulunduğunuz veya tatil amaçlı gittiğiniz ilde öncelikle yapabileceğiniz doğa aktivitelerinin, aktivite bölgelerinin, kamp alanlarının, tarihi ve turistik mekanların tam ve en geniş listelerini oluşturup okuyucumuzun kullanımına sunuyoruz.
Özellikle kampçılar, doğa severler, karavancılar, doğa tatilcileri, macera turizmi, kültür turizmi ve outdoor ekstrem sporları yapanlar için en çok aranan bilgileri derlemeye gayret gösteriyoruz.
Listede gördüğünüz eksiklikleri ve eklenmesini istediğiniz bilgileri iletişim sayfamızda bulunan kanallardan bize ulaştırabilirsiniz.
Antalya Manavgat Gezi Rehberi 1 – Manavgat Tanıtımı
Manavgat Gezi Rehberi 2 – Manavgat Tatil Rehberi başlıklı yazılarımız da ilginizi çekebilir.
Bu yazımızda Antalya Side’ye gittiğinizde gezip görmek isteyebileceğiniz bütün tarihi ve turistik yerlerin kısa tanıtımlarını yapacağız. Bu yazımızın içeriği genel olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı broşürlerden (www.antalyakulturturizm.gov.tr) alınmıştır. Bu yazımızda Antalya Side Gezisinde yapılabilecekler hakkında bilgiler vereceğiz.
İçindekiler
ToggleSide Tatil Rehberi
Side ve çevresi düzlüklerden meydana gelmiştir. Deniz kenarından Antalya– Manavgat kara yoluna kadar önemli bir yüksekliğe rastlanmaz. Side Antik kentinin bulunduğu saha denizden 5-6 m yüksekliktedir ve arazi tamamıyla kalkerli bir yapı arz eder. Yarımadanın batısında ve doğusunda kumsallar uzanmaktadır. Otellerle deniz arasında kalan bu kumsallar plaj olmaya son derece uygundur.
Ayrıca deniz, güneş ve bu plajların varlığı yarımadanın doğusunda ve batısında dünya standartlarında turistik tesislerin yapılmasında önemli rol oynamıştır. Side uygun jeomorfolojik çevre, merkezlere yakınlık ve ulaşım kolaylığı, doğal bitki örtüsü bakımından zenginliği yanında iklim açısından da oldukça elverişli koşullara sahiptir.
Yaz aylarında ortalama sıcaklığın 30º C üzerinde seyrettiği Side`de deniz suyu sıcaklığı 22-28 ºC arasındadır. Turizm bakımından istenmeyen yaz yağışlarına pek rastlanılmaz, yağışlar daha çok kış mevsiminde görülür. Güneşlenme süresinin fazla olduğu Side`de yılın 7-8 ayı denize girilebilmektedir.
Side Konaklama Tesisleri Side’de Nerede Kalınır?
Side ve çevresindeki Kumköy, Sorgun ve Titreyen Göl, doğanın tüm güzellikleriyle iç içe geçmiş birbirinden çekici otellerle donatılmıştır. Otellerin yanında, moteller, pansiyonlar, tatil köyleri ve apart oteller de Side’deki geniş ve konforlu konaklama seçenekleri arasındadır.
Side`ye gelen turistler otel, motel ve pansiyonlarda konaklamaktadırlar. Yöredeki otellerin birçoğu dünya standartlarında olan tesislerdir. Bu tesisler yaz mevsiminde %100 kapasite ile çalışmaktadırlar. Otellerden başka yörede belediye belgeli 19.220 oda ve 41.300 yatak kapasitesi ile 101 tesis vardır. Ayrıca 12 tane apart ve 75 üzerinde pansiyon da yer almaktadır. Side de büyük oteller yarımadanın dışında Kumköy ve Sorgun mevkiinde hizmet vermektedir.
Antik Şaheserlere Açılan Kapı Side
Antik Side, ziyaretçilerini geçit vermez surlarının iki kule arasındaki Ana Kapısı ve karşısındaki anıtsal çeşme kalıntıları ile karşılar. II. yüzyıla tarihlenen Ana Kapı, önünde yer alan, sütunlarla süslü at nalı şeklindeki avlu ile birlikte tören alanı olarak da kullanılmış. Kapının karşısındaki üç geniş kemerli ve havuzlu anıtsal çeşme de II. yüzyıldan kalma, Anadolu’nun en büyük antik çeşmesidir. Esasen üç katlı ve mermer kaplama ve kabartmalarla bezeli olan yapının günümüzde sadece tek katı ve önündeki havuzun süslemelerinin bazı parçaları görülmektedir. Doğa harikası Manavgat Çayı, insanın yaratıcılığının en güzel göstergelerinden biri olan su kemerleri aracılığıyla çeşmeye sularını hediye etmekteymiş bir zamanlar. Manavgat Çayı’na uzanan su kemerlerinin kalıntıları da yer yer görülmektedir.
Ana Kapı’dan geçince meydandan sonra solumuzda ve önümüzde Korint tarzı sütunların dizili olduğu iki cadde uzanır. Önümüzde uzanan cadde bizi Antik Side‘nin sosyal ve kültürel hayatının merkezine götürür. Görkemli sütunlarının ardında galeriler (portikler), onların da ardında dükkanlar ve evlerin dizili olduğu bu ana cadde, agora, hamam, tiyatro ve çeşmelerin yer aldığı şehir merkezinden geçerek yarımadanın ucundaki liman ve tapınaklarda son bulur.
Side’de Gezilecek Tarihi Yerler
Side`nin Tarihi ve Turistik Yerleri: Turizm sektöründe tarihi ve turistik yerlerin çok büyük bir önemi vardır. Side antik kenti bu değerler açısından zengin bir turizm merkezidir. Tarihi eserler ve doğal güzellikler turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Side antik kentinde görülen başlıca tarihi eserler şunlardır. Kent surları, büyük kent kapısı, doğu kapısı, su kemerleri, büyük anıtsal çeşme, Kolonnel cadde, Agora, Anıtsal kütüphane, Devlet Agorası, Piskopos Sarayı ve Bazilikası, Vespasianus Çeşmesi, tiyatro, Baküs Tapınağı, Büyük liman hamamı, Men tapınağı, Apollon tapınağı, Athena tapınağı, Side limanı, Liman hamamı ve Side müzesidir.
Turistlerin en fazla ilgisini çeken başlıca Side tarihi eserleri şunlardır:
Side Kent Surları
Antik Side surları, yarımada üzerinde kurulu olan kenti çepeçevre sarmakta ve iç surlarla beraber uzunluğu 6 km’ye ulaşmaktadır. Deniz tarafındaki surların genişliği bazı noktalarda 3 m’ye kadar ulaşmakta, yükseklik yarımadanın kuzeydoğu tarafındaki kara sularında 10 m’ye kadar çıkmaktadır. Surlar yörede bolca bulunan konglomera taşından düzgün dörtgen bloklarla harçsız olarak inşa edilmişlerdir. Kent surlarının en üst kısmında yer yer görülen düzgün olmayan taşlarla yapılmış restorasyonlar Bizans döneminden kalmadır.
Side Büyük Kent Kapısı
Kentin ana kapısı olan Büyük kapı yarımadanın kuzeydoğusunda yer almaktadır ve bugün büyük bir kısmı yıkıntı halindedir. Side antik kentinin en eski kapısı olan bu giriş kapısı, çeşitli dönemlerde aynı noktaya inşa edilmiş olup, sürekli restorasyon geçirmiştir. Roma döneminde son şeklini alan iki katlı kapı, kemerli bir temele sahiptir. Dış yüzeyinde bulunan kemer blok motiflerle süslenmiştir.
Side Su Kemerleri
Antik dönemde Side kentinin suyu, Manavgat ırmağından sağlamaktaydı. Bunun için bu günkü Sevinç Köyünden Side`ye kadar 30 km uzunluğunda bir su kemeri inşa edilmiştir. Bu su yer yer 25 m. yüksekliğinde kemerler üzerinden geçer. Bir bölümü de kayalar üzerine oyularak yapılmıştır. Bazı noktalarda yer altı kanallarıyla akışı sağlanan su, derin vadilerde iki katlı su kemerleriyle yönlendirilmiştir. Konglomera taşlarından inşa edilen su kemerleri, kuzeydoğu yönünden gelip, büyük şehir kapısı yanında kente ulaşmaktadır.
Side Agora
Kentin büyük agoraları tiyatronun önünde, sütunlu caddenin bitiminde yer almaktadır. Kare planlı, dıştan 92 x 92 m. ve içten 65 x 65 m. ölçülerindedir. Agora`ya batı yönündeki anıtsal bir kapıdan girildiği sanılmaktadır. Agora`nın etrafı çift sıra granit sütunlu bir portiko ile çevrilidir. 4 m. genişliğindeki bu portiko`ya iki basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır.
Agoranın ortasında hemen hemen tüm antik kentlerin Agoralarında görüldüğü gibi şans ve ticaret tanrıçası Fortuna`nın yuvarlak planlı ve etrafında 12 adet İon ve Korint başlıklı sütunun bulunduğu tapınak kalıntısı dikkati çeker. Antik dönemde Agora`lar ticari canlılığın yaşandığı yer olmasının yanı sıra; halkın ülke ve kentin siyasi ve ekonomik durumlarını tartıştıkları bir forum olma özelliği de taşımaktaydı. Çeşitli kesimlerden insanlar, Agora`da açıkça fikir tartışmalarına girerler ve kitlesel halk hareketlerine yön verirlerdi. Side Agora`sı M.Ö. 1. yüzyılda tiyatro sahne binasına bir geçitle bağlanmış ve bu dönemde tiyatro ile Agora kombine bir şekilde esir ticareti için kullanılmıştır.
Side Antik Tiyatro
Antik dönemde kitlesel aktivitenin en önemli yeri tiyatrolardır. Bu dönemde insanların en önemli uğraşı doğa ile mücadeledir. İnsanların doğa ile ilişkileri neticesinde yaptığı üretim ve karşılaştığı olayları şenliklerle sembolize edip duygularını göstermeye başlamıştır. Önceleri ürettiği üzümden elde ettiği şarabın anısına kutlama şenliği yaparak duygularını açığa vuran insanoğlu, bağ bozumu şenliklerinde şarkılar söyleyip dans ederek, insan, hayvan ve doğa ilişkilerini sembolize etmeye başlamıştır. İşte bu kutlamalar için alanlarda toplanarak ilk tiyatronun tohumlarını atmıştır.
16 bin kişi kapasiteli Side Tiyatrosu, yarımadanın en dar noktasına, çift sıra kemerli galeri üzerine inşa edilmiştir. Tiyatro oturma sıraları 120 m. çapında bir yarım daire şeklinde olup 3.30 m. eninde bir drazona ile iki kısma ayrılmıştır. Alt kısmanda 29, üst kısmında ise 22 oturma sırası görülmektedir. Bu sıralar arasına 12 adet dik merdiven yapılarak aralarında geçiş bağlantısı sağlanmıştır. Sıraların alt kısımlarının yarım daire şeklinde iç bükey olarak yontulmuş olması, tiyatro içinde akustiğe yardım etme amacını taşımaktadır.
Üstteki oturma yerleri bölümü ise 24 adet merdivenle bölünerek seyircilerin geçişine kolaylık sağlamıştır. Tiyatronun orkestrası 15 m. çapında bir yarım daire şeklinde olup, toprak zemini çevresinde dar bir kanal yer alır. Yapılan kazılarda bulunan ve bugün Side müzesinde sergilenen iki rölyef`te, şehrin zenginlerinden Madesta`nın gladyatör karşılaşmalarını finanse ettiği yazılmaktadır. M.S. 8. yüzyılda Arap akınları sonucu yakılıp yıkılan tiyatro daha sonra meydana gelen bir deprem neticesinde sahne binası orkestra üzerine yıkılmıştır. Tiyatroda halen kazı ve araştırmalar devam etmektedir. Bizans döneminde bu tiyatro açık hava ayinleri için kullanılmıştır. Son yıllarda Tiyatro`da sirk gösterileri ve konserler yapılmaktadır. 1995 yılında Side Tiyatrosu restore çalışmaları nedeniyle kapatılmıştır.
Zarif Vespasian Çeşmesi Ve Görkemli Side Tiyatrosu Müzeden sonra, ana caddede İmparator Vespasian’a jest olarak yapılan bir zamanlar güzel heykellerle süslü Vespasian Çeşmesi ve tek kemerli anıtsal kapı çıkar karşımıza. Kapıdan sonra solda tüm ihtişamıyla tiyatro durmaktadır.
Side Tiyatrosu, Anadolu’da çokça rastlanan yamaçların oyulmasıyla inşa edilen tiyatrolardan farklıdır. Side düzlük bir alan olduğu için kemerli, iki katlı ve tonozlu galeriler üzerine yapılmıştır.
Roma’nın muhteşem yapısı Kolezyum’la mimari açıdan benzerlik taşıyan Side Tiyatrosu, bu benzerliğin yanında sahne olduğu gladyatör oyunlarıyla da Kolezyum’la aynı kaderi paylaşmıştır. Orkestranın etrafında, seyircileri sahnedeki şovun yol açabileceği tehlikelerden korumak için yapılmış olan duvar, tiyatronun Geç Roma Dönemi’nde gladyatör ve hayvan dövüşleri için de kullanıldığını kanıtlamaktadır bize. Sahnenin altındaki agoraya açılan uzun ve karanlık dehlizlerde ise vahşi hayvanların oyunlar için hazır bekletildiği tahmin edilmektedir.
Üç katlı sahnesi ile yaklaşık 17.000 kişiye görsel şölenler sunan II. yüzyıldan kalma Side Tiyatrosu’nu, heybetli sütunlar, heykeller ve mitolojik figürlerin kabartmaları süslemiştir. Topraktan yapılmış orkestranın su kanalı ile çevrili olması tiyatronun Antik Dönem’de su oyunları için de kullanıldığını düşündürmektedir.
Tiyatro, V. ve VI. yüzyıllarda açık hava ayinlerine de mekan olmuş, duvarlarında Sidelilerin Tanrı’ya yakarışları yankılanmıştır.
Antik tiyatrolar, insan, hayvan ve doğa ilişkilerini sembolize etmek ve bu dönemde insanların en önemli uğraşı olan doğayla mücadelede edindikleri tecrübeleri sergilemek için bir platform olarak ortaya çıkmış ve sosyal ve kültürel hayatın merkezi olmuştur. Tiyatronun ortaya çıkışının Tanrı Dionysos onuruna yapılan festivaller vesilesiyle gerçekleştiği de söylenir. Belki de Side’deki Dionysos Tapınağı’nın tiyatronun yanı başında bulunmasının nedeni de sanatın tanrısına bir övgüdür. Tiyatroyu geçince, yol kenarında M.Ö. I. yüzyıldan kalma, sütunları Mısır’dan getirilen Dionysos Tapınağı ile karşılaşılır.
Sütunlu caddede deniz kıyısına doğru ilerlerken sağ tarafta Bizans bazilikası kalıntıları, sol tarafta limanın hemen gerisinde ise Side’ye gelen denizciler için yapılan bir hamam ve Bizans Dönemi’nden ev kalıntılarına rastlanır. Limanın dalga kıranlarının kalıntıları da görülebilmektedir bugün.
Ana kapı’dan sola yol alınca… Ana Kapı’nın solundan denize doğru uzanan otlarla kaplı caddenin solunda V. Yüzyıla ait Bizans bazilikası ve karşısında da VIII. yüzyıldan kalma küçük bir Bizans kilisesi kalıntıları vardır. Bu caddeyi küçük bir yol devlet agorasına bağlar.
Devlet agorası (M Binası) deniz kenarındadır, İyon tarzında sütunlar, galeriler ve üç geniş odayla çevrili büyük bir avludan oluşmaktadır. Bir zamanlar bu agoranın istiridye kabuklarıyla süslü nişlerinde, şimdi Side Müzesi’nde sergilenen birbirinden değerli Apollon, Ares, Asklepios, Hygia, Hermes ve Nike heykelleri yer almaktaymış. Orijinalde iki katlı olan yapının orta odası imparatorluk salonu olup imparatora tapma törenlerine ayrılmıştır. Orta odanın yanındaki odaların ise kütüphane veya arşiv odası olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Devlet agorası olmasına rağmen avlusunun pazaryeri olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Agoranın ortasında durmakta olan kaide ise Bizans Dönemi’nde konan bir haça ait olduğu düşünülmektedir.
Bu iki cadde üzerinde sıralanmış kalıntıların yanı sıra Side’nin batıda ve doğuda olmak üzere şehir surlarının dışında yer alan iki nekropolünün kalıntıları da görülebilir. Bunlar arasında sütun kaideleri, mermer lahitler, alınlık parçaları ve kemerli mezar odaları vardır.
Side’de sivil mimari örnekleri de ilgi çekicidir. Genellikle ahşap, moloz taş ve tuğladan yapılmış olan bu iki katlı evlerin çoğu şimdilerde konforlu pansiyonlara, eşsiz lezzetler sunan restoranlara veya Türkiye’ye özgü halı, kilim, takı, süs eşyası ve giysiler satan dükkanlara dönüşmüşlerdir.
Side Apollon Tapınağı
Zamanın Ruhunu Yansıtan Antik Kalıntılar Güneşin Renkleriyle Büyüleyici Güzelliğe Bürünen Apollon Tapınağı: Mavi gökyüzüne saçılan beyaz bulutların uyumunu kıskandıracak şekilde, bembeyaz mermer sütunlarıyla masmavi denize yaslanan Apollon Tapınağı, Antik Side‘nin sütunlu caddesinin sonundaki meydanda mağrur bir edayla ihtişamını sergilemektedir.
Güneşin oğlu Apollon‘a adanan tapınak Side‘nin seyrine doyum olmayan günbatımının renkleriyle büyüleyici güzelliğe bürünür.
Ticarette önemli yer edinen Antik Side‘nin limanının tanrılara emanet edildiğinin bir göstergesi olarak limanın yanı başında inşa edilmiş olan bu tapınaklara Ay Tanrısı Men’e adandığı düşünülen bir tapınak da eşlik etmektedir. Çünkü Sideliler, Athena ve Apollon‘dan önce Kybele ve Men’e tapıyorlardı.
Hıristiyanlık Dönemi’nde ise bu kutsal alanda tapınaklar yerlerini bazilikalara ve kiliselere bırakmıştır. M.S. V. yüzyılda bir bazilika, VIII. veya IX. yüzyılda da bir kilise inşa edilmiştir. Side‘nin tanrıları Apollo ve Athena, Side‘de basılan sikkeleri de süslemiştir. Ancak bu paralar üzerinde yalnız değillerdir. Kybele‘nin ve Athena‘nın temsil ettiği bereketin ve yaşamın sembolü narda onlarla birliktedir.
Nar aynı zamanda Side‘nin adıdır. İçerisinde bu paraların da bulunduğu küçük büyük birçok antik kalıntı bize Side‘nin tarihi, inançları, kültürü ve günlük yaşamı hakkında çok değerli bilgiler vermektedir.
Side yarımadasının güney ucunda yer alan ve yan yana bitişik durumda görülen tapınaklardan doğudaki Apollon`a, batıdaki ise Athena`ya aittir. Side kentinin baş tanrıları olan Apollon ve Athena döneminde Anadolu tanrıçası Kybele ve Ay tanrıçası Men ile özdeşleştirilerek kutsanmış ve bu iki muhteşem tapınak adlarına inşa edilmiştir. Işık, güzellik ve sanat tanrısı olarak kutsanan Apollon adına inşa edilen tapınak 17 x 30 m. boyutlu dörtgen bir plana sahiptir. Üzerinde 8.90 m. yüksekliğinde 6 x 11 dizisinde, Korint başlıklı sütunlar bulunmaktadır.
Side Athena Tapınağı
Apolllon Tapınağı`nın bitişiğinde inşa edilmiş olan Athena tapınağı, 20 x 35 m. boyutlarındadır ve bitişiğindeki Apollon tapınağındaki gibi 8.90 m. yüksekliğindeki Korint başlıklı sütunlar bulunmaktadır. Bu sütunların üzerinde bulunan mermer bloğun bitki motifli rölyefleri dikkat çekmektedir. Bu tapınakların Side Limanı ve Side gemilerini koruduğu ve onlara yol gösterdiğine inanılmaktaydı. Bugün Athena tapınağı yıkık, harabe olmuş bir durumdadır.
Side Müzesi
Roma döneminde inşa edilen hamam kompleksi üzerine, son yıllarda yapılan küçük restorasyonlarla Side Müzesi kurulmuştur. Müzeye doğu yönünden bir kapı ile girilmektedir. Daha sonra tabanı taşlarla kaplı bir avludan geçilerek büyük bahçeye çıkılmaktadır. Bu avlunun etrafında ve bahçe içinde Side`de yapılan kazılarda bulunmuş lahitler, sütunlar, büstler, yazıtlar, heykeller, heykel kaideleri, sütun başlıkları, rölyefler görülmektedir. Müzede Side`de yapılan kazılarda ortaya çıkarılan çeşitli eserler sergilenmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır: Poseidon`un mitolojik öykülerini anlatan frizler, Apollon tapınağı frizler, bahçedeki lahit ve lahitten detay, M.S. 3. yy., Herakles M.S. 2. yy., Afroditin doğumu M.S. 2. yy., Kartallı friz vb. Side Müzesi, Side Tiyatrosu ile birlikte turistlerin en çok ilgisini çeken yerdir. Her yıl buraları binlerce yerli ve yabancı turist ziyaret etmektedir. Side antik kendinde bunların yanı sıra daha birçok tarihi ve turistik eser vardır. Fakat turistlerin en çok ilgisini çeken ve ziyaret ettikleri yerler yukarıda açıkladığımız yerlerdir.
Tanrıların Evi Olympos Misali Side Müzesi: Sergilediği tanrı ve tanrıça heykelcikleri ve heykelleri, Side Müzesi’ni Tanrıların Evi Olympos’a benzetmiştir adeta. Olympos’un tanrı ve tanrıçaları, birbirleriyle yarışırcasına müze ziyaretçilerine mitolojik öyküler fısıldamaktadır. Zeus, Afrodit, Ares, Nike, Hygeia, Asclepios, Apollon, Hermes, Dionysos, Herakles, Tykhe ve Athena bu öykülerin hem anlatıcıları hem de başkahramanlarıdır Side Müzesi’nde.
Side Müzesi binası ve sergilediği birbirinden değerli eserler vasıtasıyla Side’nin Roma Dönemi’ni etkileyici biçimde ziyaretçilerine yansıtır. Roma Hamamı’nın her bölümü sergi salonu olarak düzenlenmiştir. Bir zamanlar gymnasiumun bir parçası olan müze bahçesinde, Selçuklu Dönemi’nden kalma mezar kitabeleri, yazıtlar, Roma Dönemi’nden frizler, lahitler, sütun kaideleri ve sütunlar, mozaik parçaları, büstler ve heykeller yer alıyor.
Müze bahçesinin en görkemli eseri, bahçenin sonunda ziyaretçileri selamlayan Zafer Tanrıçası Nike’nin heykeli.
Müze girişinden ilerleyip bahçeye girmeden sağa dönülürse, teşhir salonlarına ulaşılır. İlk olarak karşımıza etrafında silah kabartmaları, ortasında da Geç Hitit Dönemi’ne ait bazalt bir sütün başının yer aldığı üstü açık bir salon ve çok güzel bir havuz çıkar. Havuzun nişlerini bir zamanlar imparator ve tanrı heykellerinin süslediği tahmin edilmektedir. Havuzun ortasında da bir Roma güneş saati vardır.
Müzenin üstü kapalı salonlarında cam eserler, sikkeler, kandiller, heykelcikler, takılar, süs eşyaları, lahitler ve heykeller sergilenmektedir.
Side Müzesi’ni özel kılan birbirinden güzel tanrı ve tanrıça heykelleri yanında, müzik aletleri çalan, meyve taşıyan ya da içki içen, birbirine yaslanmış Erosları tasvir eden kabartmalarla süslü lahitlerdir. Gül ve meyve şekilleri, ellerinde çelenk ve hurma taşıyan Nike’ler ve aslan ve boğa başları da bu lahitleri oldukça dikkat çekici hale getirmektedir.
M.S. II. yüzyıla ait güzelliği, zarafeti ve bereketi simgeleyen üç güzeller heykeli Side Müzesi’nin en nadide eserlerinden biridir. Hera, Aphrodite ve Athena ile özdeşleştirilen üç güzel, müze salonunda zarafetleri ve güçleriyle göz kamaştırmaktadır.
Side’de ne yapılır?
- Gün batımı eşliğinde Apollo Tapınağı’nın sütunlarının ihtişamını seyretmeden,
- Türkiye’nin en zengin arkeoloji koleksiyonlarından birine sahip olan Side Müzesi’ni
- ziyaret etmeden,
- Manavgat Şelalesi ve Köprülü Kanyon Milli Parkı gibi yakın yerlere gidip rafting heyecanı
- yaşamadan,
- Rengarenk çiçeklerin donattığı Toros Dağları’nda trekking, tırmanış ya da jip safari
- yapmadan,
- Akdeniz’in zenginliğini yüzerek, dalarak ya da bir yat gezisine katılarak keşfetmeden,
- Deniz manzaralı restoranlarda yerel lezzetleri tatmadan Side’den ayrılmayın!
Türkiye’nin Outdoor Sayfası
Türkiye’nin Outdoor Sayfası olarak özellikle outdoor turizminde büyük eksiklik olarak gördüğümüz illerin tek tek tanıtımı, illerde yapılabilecek outdoor aktiviteleri, outdoor ürün satan firmalar, kamp alanları, doğal güzellikler, yürüyüş rotaları gibi bütün bilgileri içeren bir yazı dizisine başladık.
Bu yazı dizimizde Antalya’nın tarihi ve turistik yerlerini tanıtıyoruz. #Antalya deniz, güneş, doğa ve tarihin bütünleştiği bir şehirdir. Türkiye’nin turizm cenneti olan Antalya’nın her ilçesi başlı başına birer doğa harikasıdır.
Bulunduğunuz veya tatil amaçlı gittiğiniz ilde öncelikle yapabileceğiniz doğa aktivitelerinin, aktivite bölgelerinin, kamp alanlarının, tarihi ve turistik mekanların tam ve en geniş listelerini oluşturup okuyucumuzun kullanımına sunuyoruz.
Özellikle kampçılar, doğa severler, karavancılar, doğa tatilcileri, macera turizmi, kültür turizmi ve outdoor ekstrem sporları yapanlar için en çok aranan bilgileri derlemeye gayret gösteriyoruz.
Listede gördüğünüz eksiklikleri ve eklenmesini istediğiniz bilgileri iletişim sayfamızda bulunan kanallardan bize ulaştırabilirsiniz.
ANTALYA
- Antalya Gezi Rehberi 1. Yazımız: Antalya Tanıtımı ve Gerekli Bilgiler
- Antalya Gezi Rehberi 2. Yazımız: Antalya Gezilecek Yerler
- Antalya Gezi Rehberi 3. Yazımız: Antalya’da Kültür ve Sanat
- Antalya Gezi Rehberi 4. Yazımız: Antalya Kamp Alanları Listesi
- Antalya Gezi Rehberi 5. Yazımız: Antalya Outdoor ve Doğa Aktiviteleri
- Antalya Gezi Rehberi 6. Yazımız: Antalya Yemek Rehberi
Detaylı bilgi almak için yukarıdaki bağlantıların üzerine tıklayarak ilgili ve detaylı yazımıza ulaşabilirsiniz.
Etiketler: :Antalya bölgesindeki en iyi gezilecek yerler, Antalya görülmesi gereken yerler, Antalya gezecek yerler, Antalya gezi, Antalya gezi rehberi, Antalya gezi yazısı, Antalya gezilecek çarşı, Antalya gezilecek doğal yerler, Antalya gezilecek doğal yerler haritası, Antalya gezilecek tarihi yerler, Antalya gezilecek yerler, Antalya gezilecek yerler doğa, Antalya ilinin doğal güzellikleri nelerdir?, Antalya kalesi, Antalya merkezde gidilecek yerler, Antalya merkezde ne var, Antalya ne yenir nerede yenilir, Antalya ne yenir nereler gezilir, Antalya otelleri, Antalya seyahat rehberi, Antalya tarihi, Antalya tarihi yerler, Antalya turizm potansiyeli, Antalya turizm rehberi, Antalya turizm ve tanıtım, Antalya ziyaretinde gezilecek en popüler yerler, Antalya şehir rehberi, Antalya’da bir günde ne yapılır?, Antalya’da gezilecek doğal yerler, Antalya’da gezilecek mekanlar, Antalya’da ne yapılır, Antalya’da ne yenir, Antalya’da nereye gidilir?, gezilecek yerler, geziye hazırlık, outdoor, outdoor turkey, türkiye gezi ve tatil rehberi, Türkiye outdoor, Türkiye’nin Outdoor Sayfası,
İLGİLİ YAZILAR
Tüm Kategoriler
- Adventure
- Alıntı Yazılar
- Bisiklet
- City Tours
- Dağcılık Tırmanma
- Doğa Sevgisi
- Doğa Yürüyüşleri
- Doğada Sağlık
- Ekoloji
- Ekstrem Sporlar
- Festival- Etkinlik – Yarışma
- Geçmiş Etkinlikler
- Genel
- Gezi Rehberi
- Giyim, Ekipman, Applikasyon
- Gündeme Dair
- Kampçılık
- Life Style
- Misafir Yazar
- Motor Sporları
- Motosiklet Sporları
- Nerede Hangi Etkinlik Var?
- Nerede Ne Yapılır?
- Otomobil Sporları
- Outdoor
- Outdoor Aktivistleri
- Outdoor Aktiviteleri
- Outdoor Haber
- Outdoor Sektörü
- Outdoor Ürün Firmaları
- Outdoor Yazıları
- Sizden Gelenler
- Yurtdışı Gezileri
Outdoor Haber
İspanya Puente Mono'da via Ferrata Kazası: Sporcu Hayatını Kaybetti
En Çok Karşılaşılan Kış Sporu Yaralanmaları ve Korunma Yolları
Mersin'de Dağ Keçisi Sayımında Yaşanan Kazada 1 Kişi Öldü
İstanbul’da Yetişkinler İçin Spor Tırmanış Dersleri Başlıyor!
Türkiye'nin Outdoor ve Doğa Sporları Bülteni (14 - 15 Aralık 2024 Hafta Sonu Etkinlikleri)
KAMPÇILIK
Türkiye'yi Keşfet
Sorularınız ve sponsorluk için
info@turkeyoutdoor.org