Türkiye’nin Outdoor Sayfası:

Bu yazımızda turizm konusunu irdeleyecek, akademik bir yayından elde ettiğimiz bilgileri okuyucumuzla buluşturuyoruz.

Türkiye’nin Outdoor Sayfası olarak “Doğa Yürüyüşleri” hakkında onlarca yazımızı okuyucularımızla buluşturduk. Tema tema ayırarak doğa yürüyüşü, hiking, trekking ve diğer önemli noktalarda bilgilendirici yazılar yayınladık. Doğa Yürüyüşü 2 / Seyyahlar, Türkiye’deki outdoor sektörünü açıkladığımız bu yazı dizisinin birinci, ikinci ve Türkiye’de Outdoor Sektörü / 3 başlıklı yazılarımızı da okumanızı öneririz. 

Zorunlu Açıklama: Bu yazımız temel olarak Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Coğrafya (Beşeri ve İktisadi Coğrafya) Anabilim Dalı bölümünde Cemali SARI tarafından Prof. Dr. Yalçın Karabulut danışmanlığında hazırlanan “Antalya’nın Alternatif Turizm Kaynakları ve Planlaması” başlıklı doktora tezinden kopyalanarak hazırlanmıştır.

 “Antalya’nın Alternatif Turizm Kaynakları ve Planlaması” başlıklı tezi internetten bulduk ve outdoor sektörüne faydalı olacağını düşündüğümüzden sayfamıza ekliyoruz. Tezi kopyalarken bazı kısımları sildik, bazı bölümlerde değişiklikler yaptık.

Akademik bir çalışma olan kaynağımızda çeşitli akademik tanım, dipnot ve atıflar yer almaktadır. Konu hakkında daha detaylı ve akademik değeri olan bilgi almak için “Antalya’nın Alternatif Turizm Kaynakları ve Planlaması” başlıklı doktora tezine müracaat etmelisiniz.

Teze şu adresten ulaşabilirsiniz.

(https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/handle/20.500.12575/37477)


Yazımızda şu başlıklarda bilgiler vereceğiz.

  • Turizm Nedir?
  • Doğa Turizmi
  • Alternatif Turizm
  • Turizm Ne Demektir?
  • Turizmin Tanımı
  • Turizmin Fonksiyonları
  • Çeşitli Turizm Tanımları
  • Seyahat ve Turizm
  • Turizm ve Konaklama İlişkisi
  • Turizm ve Boş Zaman İlişkisi
  • Turizm Çeşitleri              
  • Çeşitli Turizm Tanımları
  • Türkiye’de Turizm
  • Turist Kimdir?
  • Turist Tanımları
  • Turist Kime Denir?
  • Yabancı Turist Kavramı
  • Günübirlikçi Ne Demektir?
  • Turist Ne Demektir?
  • Turizmin Tarihi Gelişimi             
  • Dünya’da Turizmin Gelişimi
  • İlk Çağlarda Turizm
  • Orta Çağ’da Turizm
  • Yeni Çağ’da Turizm
  • Osmanlı Dönemi Gezginleri
  • Endüstri Devrimi Sonrası Turizm
  • 19. Yüzyılda Turizm
  • Turizmin Gelişimi
  • 20. Yüzyılda Turizm
  • Turist Sayıları
  • En Fazla Turist Çeken Ülkeler
  • Türkiye’de Turizmin Gelişimi
  • Osmanlı Döneminde Turizm
  • Cumhuriyet Döneminde Turizm             
  • Türkiye’de Turizm Mevzuatı ve Gelişimi           
  • Turizm Teşvikleri Tarihi
  • Türkiye’de Turizmin Tarihi Gelişimi
  • Turizm Teşvik Yasası
  • Akdeniz Turizmi
  • Alternatif Turizm

Turizm Nedir?

Turizm ile ilgili bir çalışmaya başlarken, herkesin kabul edebileceği Turizm ve turist kelimelerinin anlamlarını belirlemek; Turizm çalışmasını kolaylaştırmak için önemli bir noktadır.

Turizm, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir hızla gelimse gösteren ve buna bağlı olarak diğer sektörleri de etkileyerek gelişmelerinde oncu rol oynayan geniş bir sektör haline gelmiştir.

Turizm olayına katılma amacı ve turistin yöneldiği alanlar zaman içinde değişim göstermiştir. Artık turist gittiği yerlerde farklı şeyler görmeyi, aktif olarak bazı şeyler yapmayı istemektedir. Deniz kıyıları geçmişte olduğu gibi günümüzde de turist çekmektedir. Ancak Deniz kıyısına gelen turist sadece yüzmekle yetinmemekte, bunun yanında daha baksa aktiviteler istemekte ve bu tur yerleri tercih etmektedir.

Doğa Turizmi

Dünyadaki hızlı değişime paralel olarak Turizm anlayışının değişmesi, kitle Turizm hareketlerine (deniz, kum, güneş) olan ilgiyi azaltırken doğa ile bütünleşen, turistik faaliyetlere katılanların normal yaşantısının ve alışkanlıklarının dışında, yeni turistik yerlere ve farklı kültürlerle harmanlanmış, gelecek nesilleri düşünen, çevreye duyarlı bir Turizm çeşidine olan ihtiyaç artmıştır.

Bu yeni Turizm anlayışı, salt para kazanmak isteyen kitle Turizminin aksine, kaynakların eko Turizm çerçevesinde, bölge kültürünü bozmadan hatta yöre kültürüyle harmanlanarak Turizme kazandırılması gereği üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Ülkemizde, yıl boyunca Turizm yapılabilecek bir ortam vardır. Bunun için yapılması gereken, Turizmin çeşitlendirilerek turistlere seçenekler yaratılmasıdır.

Türkiye Turizmi son yıllarda önemli aşamalar kaydetmiştir. Buna bağlı olarak da Turizm tekdüzelikten kurtularak çeşitlenmeye başlamıştır. Çünkü ülke, bu çeşitliliği sağlayacak doğal ve kültürel değerlere ve nitelikli insan gücüne sahiptir.

Alternatif Turizm

Bu çeşitlilik içinde yayla, kır, dağ Turizmi gibi alternatif kaynaklar da gelecek için umut vermektedir. Ülkemizde son yıllarda yapılan Turizm yatırımlarının genellikle kırsal alanlarda ve yeşil doku içinde yoğunlaşması da bunu doğrulamaktadır.

İnsanlar yüzyıllar boyunca çeşitli neden ve amaçlarla bulundukları yerin dışındaki başka bir coğrafi mekâna hareket etmişlerdir. Dinamik bir yapıya sahip olan bu hareket, çeşitli dillerde değişik kavramlarla ifade edilmektedir. Son olarak, bu dinamik olayların gelişimi ve birçok terimin doğurduğu karışıklık sonucu, tüm dikkatler tek bir sözcük üzerinde toplanmıştır; bu sözcük Turizmdir.

Turizm Ne Demektir?

Turizm kavramı üzerinde özel, teknik birçok tanım yapılmakla birlikte günümüze değin kapsamlı bir tanım yapılamamıştır. Sorun Turizmin öznesinin insan olmasından ve sosyal, psikolojik, ekonomik, politik gibi değişik unsurların bir araya gelmesinden kaynaklanmaktadır.

Turizm olayını veya kavramını belirlemek amacıyla yapılan çalışmalar 19. yüzyılının sonlarına kadar uzanmaktadır. Olaya değişik yönlerden değinen yazarlar, değişik tanımlar yapmışlardır. Turizm olayının iktisadi önemi arttıkça, bu yöne ağırlık veren tanımlar ortaya çıkmıştır. Turizmin çok yönlü bir olay olduğu yaygın şekilde fark edildikçe, olayın bütününü kavramaya çalışan tanımlara teşebbüs edilmiştir.

Turizmin Tanımı

E. Giyer-Feuler tarafından 1905 yılında ilk Turizm tanımı ortaya atılmıştır. Bu tanıma göre;

“Turizm, gittikçe artan hava değişimi ve dinlenme gereksinimleri, doğa ve sanatla beslenen göz alıcı güzellikleri tanıma isteğine; doğanın insanlara mutluluk verdiği inancına dayanan ve özellikle ticaret ve sanayinin gelişmesi ve ulaşım araçlarının kusursuz hale gelmelerinin bir sonucu olarak ulusların ve toplulukların birbirlerine daha çok yaklaşmalarına olanak veren modern çağa özgü bir olaydır.”

Tanımda Turizmin bir olay olduğu ve değişik nedenlere dayandığı ifade edilmekle yetinilmiştir. Avusturyalı ekonomist Hermann Von Schullar 1910 yılında yaptığı tanımla Turizmin ekonomik boyutu üzerine tartımsa yaratmıştır. Turizmin sadece ekonomik yönünü inceleyen ve bunun üzerinde duran ilk kişi olan Schullar; yabancıların belli bir yer, bölge ve eyalete doğru, bu yerler içinde ve bu yerlerden başka yerlere doğru seyahatleri ve oralarda kalmaları ile ilgili ve öncelikle iktisadi olan olayların bütününü Turizm olarak nitelendirilmektedir.

Yazar tanımda Turizmin sosyokültürel yönünden söz etmektedir. Ayrıca tanım Turizm olayının bütün yönlerini kavramakla beraber, birinci derecede iktisadi yöne ağırlık vermektedir. Tanım yabancıların seyahatlerini ve buna bağlı olarak ortaya çıkan ve özellikle ekonomik karakter taşıyan olayları önemli unsur olarak bünyesinde bulundurmaktadır.

Turizmin Fonksiyonları

Turizmin ana fonksiyonunun ülkeye yabancı döviz kaynaklarının akmasını sağlamak ve turist harcamalarının ekonomiye yaptığı katkıyı araştırmak olarak tanımlayan Edmood Picard aynı dönemde ekonomik yönlü bir yaklaşım sergilemiştir.

Uluslararası Turizm sözlüğünde ise Turizm, zevk için yapılan geziler ve seyahatleri yapmak için gerçekleştirilen insan faaliyetlerinin tümü seklinde açıklanmaktadır. Ayrıca aynı sözlükte Turizmin seyahatten farkı, amacın serbestçe seçilmesi ve zevk alma ile tatmin olma duygularının yaşanması olarak açıklanmıştır.

1914-1918 yılları arasında Birinci Dünya Savası ve bunu izleyen yıllarda Avrupa devletlerinin yeniden gruplanmaya başlamasından dolayı, Turizm tek yönden, sadece ekonomik açıdan ele alınması eğilimi devam etmiştir. Bu dönemdeki Turizmle ilgili nominal tanımlarda, Turizm sadece bir ulaştırma olayı olarak görülmektedir. Daha sonra ise, ticari ve mesleki seyahatlerde Turizm olayı olarak kabul görmeye başlamıştır.

Çeşitli Turizm Tanımları

Hans Poser, coğrafi yönden Turizmi incelemiş ve ilgi çekici bir tanım yapmıştır: “Turizm yabancıların geçici bir konaklama nedeniyle mahalli ve bölgesel toplanmalarıdır. Söz konusu konaklama, yabancılar ile mahalli halk, konaklanan mahal ve arazi arasındaki karşılıklı etkilerin tamamını ihtiva eder.”

Poser’in tanımında turistlerin geçici bir konaklama nedeniyle bazı mahal ve bölgelerde toplanmaları birinci unsuru teşkil etmektedir. Yabancıların geçici konaklamaları sırasında onlarla mahalli halk, konaklanan yer ve mahalli arazi arasındaki karşılıklı etkiler tanımın ikinci unsurunu oluşturmaktadır. Tanımda turistik mahal ile ilgilenilmekte, Turizm olayının bir yerde yoğunlaşması ile ortaya çıkan etki ve ilişkiler tanımın odak noktasını meydana getirmektedir. Seyahat ise fazla önemli değildir.

Seyahat ve Turizm

Turizm olayının tanımlanmasında genellikle dinamik bir unsur olarak kabul edilen seyahat faktörü önemli bir yer tutar. Ayrıca, teorik olarak insanların yaptığı bütün seyahatlerin Turizm olayının bir unsuru olduğu da söylenemez. Hangi seyahatlerin Turizm olayı yaratabileceği genellikle seyahat amacı göz önüne alınarak karar verilebilir.

Turizm ve Konaklama İlişkisi

Turizm olayının oluşmasında ve tanımlanmasında ikinci unsur ise konaklamadır.

Artık seyahat unsurunun tanıma dâhil edilmesi ile Turizm olayı seyahat ve konaklamadan doğan ilişkilerin ve olayların bütünü olarak ele alınmaktadır. Turizm olayı içinde genellikle dinamik bir unsur olarak kabul edilen seyahat faktörü vardır.

Seyahat faktörü Turizm olayının oluşması için mutlaka gerekli olup, insanların mekân içinde yer değiştirmesi ile Turizm olayı ortaya çıkabilmektedir. Seyahatin amacı ve mesafesi birlikte ele alınarak hangi seyahatlerin Turizm olayı yaratabileceğine karar verilebilir.

Turizm olayının oluşmasında ve tanımlanmasında olmazsa olmaz gerekli ikinci unsur konaklamadır.

Konaklamanın devamlı ikamet edilen yer, devamlı çalışılan yer ve normal yaşantıda olağan sayılan ihtiyaçların giderilmesi ve sağlanması için seyahat edilen yerler dışında gerçekleşmesi gerekir. Ancak söz konusu yerler dışında konaklandığında yer değiştirme, çevre değiştirme söz konusu Olacaktır. Konaklamanın nerede yapıldığı, konaklamanın süresi ve konaklamanın nedeni konaklama kavramına açıklık getirilirken dikkate alınması zorunludur.

Turizm ve Boş Zaman İlişkisi

Turizm olayının tanımlanması alanında yapılan çalışmaların 20. Yüzyılın baslarından bu yana epey mesafe kat ettiği görülmektedir. AIEST, bu tanımlamalara 1970’li yıllarda bos zaman konusunu da eklemiştir. Özellikle bos zaman değerlendirilmesi veya harcanması kavramı tanımlara girmeye başlamıştır. Boş zaman unsurunu turizm konusu içerisine dâhil eden Prof. Ernest Spot’tur. Yazara göre turizm, dinlenme ve onunla ilişkili gereksinimlerin doyumu nedeniyle bos zaman harcamasından ortaya çıkan, tüketim harcamasıyla belirlenen geçici yer değiştirmeye bağlı olan ilişkiler ve olayların bütünüdür.

Daha önceki tanımlara göre yeni olan boş zaman ve dinlenme kavramıdır. Dinlenmenin çok geniş olarak ele alınması gerektiği ifade edilmektedir.

Turizm terimi 1980’li yıllarda AIEST tarafından yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenlemede turizm “insanların devamlı ikamet ettikleri, çalıştıkları ve her zamanki olağan ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına seyahatleri ve buralardaki; genellikle turizm işletmelerinin ürettiği mal ve hizmetleri talep ederek, geçici konaklamalarından doğan olaylar ve ilişkiler bütünü” seklinde tanımlanmıştır.

Turizm Çeşitleri

Tanım, seyahatin devamlı ikamet edilen, çalışılan ve günlük olağan ihtiyaçların sağlandığı yerler dışına yapılması, konaklama sırasında genellikle Turizm kesimi işletmelerinin ürettiği mal ve hizmetlerin talep edilmesi, konaklamanın geçici olması kriterlerini getirmektedir.

Yapılan tanım esas alındığında, kongre ve is seyahatleri, kısa süreli seyahatler, kırsal kesimden büyük şehirlere yönelen her turlu seyahatler, sağlık turizmine giren seyahatler, sayfiye yerlerinde ikinci evlerde konaklamalar turizm olayı içinde sayılmaktadır. Buna karşılık, öğrencilerin uzun süreli konaklamaları, yalnız tedavi amacı ağır basan hastanelerdeki konaklamalar, is arama, devamlı yerleşme amacına yönelik seyahatler ve konaklamalar, günlük ihtiyaçların karşılanması için yapılan olağan seyahatler turizm kapsamı dışında kalmaktadır.

Turizm, ulusal ve uluslararası kabul görebilecek tanımı, turizmin çok boyutlu yönleri ve öteki faaliyet alanlarıyla olan etkileşimleri ile ilgili olarak, devamlı Değişmiştir. Aşağıdaki tanımlarda da görüleceği üzere Turizmin çok yönlü bir olay olduğu fark edildiği ölçüde değişmeye devam edecektir.

Çeşitli Turizm Tanımları

  • Turizm, insanların kendi yasadıkları alanlardan uzaklaştıkları, çeşitli niyetlerle yapılan geçici ve kısa süreli ziyaretlerdir.
  • Turizm, insanların bulundukları yerden başka bir yere veya ülkeye gittikleri ve orada belli bir süre kalmaları, tekrar kendi yerleri ya da ülkelerine dönme ile ilgili etkinliklerdir.
  • Turizm, insanların maddi kazanç sağlama amacı olmaksızın, sürekli yasadıkları ortam dışına seyahat etmeleri, gittikleri yerlerde konaklama, beslenme gibi hizmetleri ve yörede üretilen malları satın almalarıdır.
  • Turizm, dinlenme, eğlenme ve bos zamanı değerlendirme gereksiniminden kaynaklanan, toplumun psikolojik dengesini sağlama, topluma acık olma niteliğiyle devletin karışmasını zorunlu kılan ve geçici yer değiştirmeye bağlı olarak yapılan yenileyici, ilişkileri geliştirici ve koruyucu yönü bulunan ekonomik ve toplumsal ilişkiler, olaylar ve hareketler bütünüdür.
  • Turizm, dinlence ya da is amaçlı bir yöreden yola çıkarak belli bir destinasyona yönelen bir insani faaliyettir. Seyahatin başlangıcından itibaren ekonomik, kültürel, sosyal ve teknolojik öğelerin karmaşık bir bütünüdür.
  • Turizm, ulusal ve uluslararası düzeyde özellikle teknolojik kaynakların bulunmadığı bölgelerde ekonomik gelişimi sağlayan bir hizmet endüstrisidir.  
  • Turizm; merkezde Turizmin subjesi olarak insan (turist), Turizmin objeleri olan turistik bölge, turistik yöre, turistik urun, Turizm organizasyonları ve işletmeleri ile, cevrede ekonomik, doğal, sosyal, politik ve teknolojik alt sistemlerden oluşan büyük ve çok boyutlu bir makro sistemdir.

Türkiye’de Turizm

Mevzuatımıza göre ise 6086 sayılı Turizm Endüstrisini Teşvik Kanununun 36. maddesi gereği, Bakanlar Kurulu’nun 5.8.1955 gün 5643 sayılı kararıyla yürürlüğe konulan Turizm İş birliği Tüzüğünün 3. maddesiyle yapılan tanımlama şöyledir: “Yerleşmek niyeti olmaksızın hava değişimi yapmak, tedavi edilmek, eğlenip dinlenmek gibi amaçlarla kültür ya da sanat hareketleri nedeniyle toplu ya da tek olarak yapılan seyahatlerdir.”

Evrensel bir tanım getirilememesinin nedeni, özellikle turizmin kendi içerisinde çeşitlilik kazanması ve yasal ve yönetsel farklılıklar göstermesidir. Çünkü turizm kavramının birçok disiplin ve sektörle iliksisi bulunmaktadır. Turizm kavramının tek bir tanımının yapılamamasının nedeni, farklı disiplinlerde çalışan araştırmacıların turizmi kendi disiplinlerine özgü niteliklerini dikkate alarak tanımlamalarından kaynaklanmaktadır.

Turizm içerdiği faktörlerin çeşitliliğinden dolayı çok çeşitli sekilerde açıklanmaya çalışılmıştır. Ama turizmin ana hatlarını çizebilmek için bu tanımların ortak noktalarının bir araya getirilmesi yeterli olacaktır. Yukarıda verilen ve bilinen diğer Turizm tanımlarının ortak noktaları dikkate alındığında; Turizm bir dizi olaylar ve ilişkiler bütünüdür. Bunlardan yalnızca biri değildir. Bu olaylar ve ilişkiler, çeşitli yerlere seyahat eden insanların bu hareketlerinden ve buralarda konaklamalarından kaynaklanır. Bu özellik konunun bir dinamik boyutu (seyahat), bir de statik boyutu (konaklama) olduğunu ortaya koymaktadır. Seyahat ve konaklama, normal olarak yaşanılan ve çalışılan yerlerin dışında olmaktadır. Böylelikle, seyahat edilen ve konaklanan yerlerde buralarda yasayan ve çalışan insanlarınkinden farklı faaliyetler ortaya çıkmaktadır. Yer değiştirmeler geçici ve kısa dönemli bir nitelik taşımaktadır.

Seyahate çıkan kişinin birkaç gün, hafta ya da ay içerisinde geriye dönme niyeti bulunmaktadır. Ziyaret edilen yerlerde kazanç sağlamaya yönelik çalışma söz konusu değildir.

Günümüzde her yıl yüz milyonlarca insan olağan yaşamlarını sürdürdükleri yerlerden geçici süreler için ayrılarak başka yerlere gitmekte ve buralarda dinlenme, eğlenme, gezip görme ve öğrenme gibi sosyal, psikolojik ve kültürel amaçlarla seyahat etmekte ve konaklamaktadırlar. Ekonomik ve sosyal anlamda geniş etkiler doğuran ve Turizm olarak isimlendirilen bu olay günümüz uygarlığının belirleyici bir özelliğini oluşturmaktadır.

Turist Kimdir?

Turizmin öneminin gittikçe artması, özellikle bazı ülkelerin ekonomilerinde büyük bir ağırlık kazanması ve her yıl büyük kitlelerin uzun mesafeleri asarak seyahat etmeleri bu defa da turist kavramının tanımına açıklık getirilmesini zorunlu kılmıştır.

Turist ve Turizm terimlerinin, ilk kez 19. yüzyılın birinci yarısında İngilizcede kullanılmaya başlandığı ve Avrupa dillerine, bu dilden geçtiği kabul edilmektedir. Ancak kimi araştırmacılar, daha 17. yüzyıl ve 18. yüzyıllarda, İngilizce ve Fransızcada tur ve turist sözcüklerinin kullanılmakta olduğunu ileri sürerler.

Tarihsel acıdan ele alındığında, turist tanımlarının birbirinden bağımsız olarak açıklandığı ortaya çıkmaktadır. F. W. Ogilvy turistin tanımını, sürekli oturduğu yerden en çok bir yıl süre ile ayrılan ve geçici olarak gittiği yerlerde buralarda kazanmadığı parayı harcayan kimse olarak tanımlamıştır.

Turist Tanımları

Ogilvy, Turizmi gelirin elde edildiği ve tüketildiği mahaller arasındaki bağ yönünden ele almıştır. Önemli olan, gelirin elde edildiği yer ile harcanan yerin ayrı, ziyaret edilen yerdeki kalma süresinin bir yıldan az olmasıdır. Kalma süresinin azami bir yılla sınırlanarak, ziyaret edilen mahaldeki konaklamanın devamlı ikamete dönüşmemesi ve gelir elde olunan yer haline gelmesinin önlenmek istenmesidir.

Tanımda, süre ve ekonomik ölçüt üzerinde durulmaktadır. A. J. Normal 1936’da turisti su şekilde tanımlamıştır: “Turist sürekli ikamet etmek ve gelir elde etmekten farklı bir amaç ile yabancı bir ülkeye giden ve geçici süre kalacağı bu ülkede başka yerde kazandığı parayı harcayan kimsedir.”

Norval, yabancı bir ülkeye seyahat edenleri ve seyahat ettikleri ülke dışında kazandıkları parayı harcayanları turist olarak kabul ederek, ödemeler bilançosu konusuna önem verdiğini göstermektedir. Tanımda Turizm olayı ile ilgili iktisadi olmayan faktörler tamamen ihmal edilmiştir. Anlatımda yararlanılan sözcükler farklı olmakla birlikte tanımlamanın dayandığı ölçütler acısından daha önceki tanımla özdeştir. Seyahat edenlerin turist sayılabilmeleri için, geçici süre kalış yerinin yabancı ülke olması bu tanımın içerdiği yeni bir ölçüttür.

1937 yılında Milletler Cemiyeti İstatistik Uzmanları Komitesi tarafından yer değiştirmeye katılanlardan turist olanları ayrım için; bir ülkeye en az 24 saatlik bir süre kalmak için aşağıdaki nedenlerle gelen turist olarak kabul edilir denilmektedir.

Turist Kime Denir?

  • Zevk, ailevi nedenler, sağlık amacıyla vb. yolculuk edenler,
  • Bilimsel, idari, dini, sportif nedenlerle veya bu çeşit toplantılara katılmak amacıyla yolculuk edenler,
  • Ticari nedenlerle yolculuk edenler,
  • Deniz gezileri ile gelenler, bu gezi süresi 24 saatten az olsa bile turist sayılırlar.
  • Turist devamlı olarak yasadığı, ikamet ettiği, oturduğu yer dışına geçici olarak zevk için çıkan ve tüketici olarak belli bir süre seyahat edip kalan ve yeniden ikamet yerine dönen bir kimsedir.
  • Turist geçici yer değiştirmeyi kendi ülkesinde yapıyorsa yerli turist, yabancı bir ülkede yapıyorsa yabancı turisttir.

Bu tanımın iki özelliği vardır. Bunlardan ilki, bir ülkeyi Turizm amacıyla ziyaret edenlerle, bir ülkeyi devamlı yerleşme ve is temin etme amacı ile ziyaret edenlerin acık olarak birbirinden ayrılmasıdır. İkinci özelliği, ziyaretçilerin tabiiyetlerine göre değil, ikamet ettikleri ülkeye göre tasnif edilmesidir.

Yabancı Turist Kavramı

Birleşmiş Milletler İstatistik Komisyonu, 1963’te Roma’da Seyahat ve Turizm Konferansı’nda toplanarak ziyaretçi ve turist kavramlarını tekrar ele almıştır: “Yabancı turist, ziyaret ettiği ülkede en az 24 saat kalan ve ziyaret amacı bos zaman değerlendirme (eğlence, tatil, sağlık, din, spor, kültür ve eğitim), is ve ailevi nedenler, toplantı vb. olan ziyaretçilerdir.”

Günübirlikçi Ne Demektir?

Günübirlikçi, ziyaret edilen ülkede 24 saatten az kalan veya ülkenin bir konaklama tesisinde bir geceleme yapmayan kişidir. İstatistiklerde hukuki anlamda bir ülkeye girmeyenleri kapsamaktadır. Buna göre; turist, en az bir gece konaklayan; günübirlikçi ise geceleme yapmayan ziyaretçi olarak tanımlanmaktadır.

Türkiye’de 1996 tarihinde 22747 sayılı Seyahat Acenteleri Yönetmeliği’nde turistin tanımı su şekilde yapılmıştır; “para kazanma amacı olmaksızın, dinlenmek, eğlenmek için ya da kültürel, bilimsel, sportif, idari, diplomatik, dinsel, sıhhi ve benzeri nedenlerle, oturduğu yer dışına geçici olarak çıkan ve tüketici olarak belirli bir süre seyahat edip kalan ve yeniden ikametgâhına dönen kimsedir.”

Turist Ne Demektir?

Bütün bu tanımlamalardan hareketle turist, merak, din, eğitim, öğretim, dinlenme, eğlence, spor ve sağlık gibi nedenlerle seyahat eden ve bu nedenlerine tatmin aracı arayan kimsedir. Modern turist, zamanı çok az olan ve değerli olan kişidir. Onun aylarca sürecek bir seyahate ayıracak zamanı yoktur. Çok kısa bir süre içinde mümkün olduğu kadar çok yer görmek ister ve en yüksek tatmin ortamı arar.

Turist ziyaret ettiği mekânda konaklayan veya o yerin bir konaklama tesisinde (otel, motel, kamping, tatil koyu) en az bir gece kalan kişi olarak nitelendirilmektedir.

Turizmin Tarihi Gelişimi

Dünya’da Turizmin Gelişimi

Turizm olayının ortaya çıkısının en önemli şartlarından biri, kişilerin yer değiştirmesi, yani seyahat etmesidir. Yer değiştirme aktivitesinin oncusu olarak, Aşağı Mezopotamya toplumları kabul edilmektedir.

Turizmin tarihsel gelişimi yazıyı ve tekerleği bulan Sümerlilere kadar gitmektedir. Sümerlilerin ticareti ilk başlatanlar, Fenikelilerin de bugünkü anlamda ilk gezginler olduğu söylenmektedir.

W. Robert Meintosh’a göre seyahati keşfeden Sümerlilerdi. O dönemde Babil asma bahçelerle (rekreasyon (yenilenme, doğada vakit geçirme, doğa aktiviteleri) alanlarla) süslenmiş; ziyaretçiler için konaklama evleri inşa edilmiş ve önemli konukların güvenliklerini sağlamak için, Babil’e ulasan yollarda güvenlik önlemleri alınmıştı.

Diğer yandan Eski Mısır, M.O. 3.000 yılında gezginlerin en fazla ziyaret ettikleri yerlerin basında gelmekteydi. Gezginler Mısır’a piramitler ve diğer eserleri görmeye geliyorlardı. Mısır’daki tapınakların ziyareti, konaklama ve diğer ağırlama tesislerinin oldukça iyi bir düzeye varmasına neden olmuştur.

Günümüzdekine benzer bir turistik aktivite, diğer bir ifade ile boş zamanları değerlendirme, sportif amaçlı Turizm ve termal Turizm gibi Turizm faaliyetleri, İlk Çağda Yunan ve Roma’da görülür.

İlk Çağlarda Turizm

İlk Çağın diğer bir turistik amaçlı faaliyeti de, kültür amaçlı Turizmdi. M.Ö. yaklaşık 500 yıllarında ve daha sonraları pek çok Yunanlı bilgin, tarihçi ve coğrafyacı, Anadolu, Mısır, Karadeniz’i gezmiştir,

Özellikle ilk tarihçi ve coğrafyacılardan kabul edilen Heredot (M.O. 484-426), sportif gösterileri (olimpiyat) izlemek de dâhil, birçok nedenle çeşitli ülkelere geziler yapmıştır.

Modern anlamda Turizm olayı eski Yunan’da daha yoğun ve daha belirgin olarak görülmeye başlamıştır. M.O. 700 yıllarında Olimpiyat Oyunlarının başlamasıyla oyunlar sırasında bu ülkeye çok sayıda turistin geldiği bilinmektedir.

Pausanias’ın (M.O. 176-170) yazmış olduğu Yunanistan’ın Yol Rehberi adlı yapıt, Turizmle ilgisi bakımından önemli bir belge olarak ele alınabilir. Eski Yunanistan’daki kaplıcalar, festivaller ve kâhinlerin bulunduğu mabetler de önemli ziyaret yerleri arasında yer almaktadır.

Eski Yunan Siteleri birbirine daha çok deniz yolu ile bağlı olduğu halde, Roma İmparatorluğu tarihte ilk defa geliştirdiği geniş, sağlam, stratejik kara yolları ağı ve yol disiplini ile ulaşımda önemli gelimseler sağlanmış ve seyahat etmeyi kolaylaştırmıştır.

Ulaştırma her zaman her turlu seyahatin gerçekleştirilebilmesi için en önemli on şartı teşkil etmiştir.

İlk Çağlarda Çinliler, Hintliler, Uygurlar ve Fenikeliler gibi birçok ulusun seyahat nedenleri arasında ticaret, Romalılar döneminde ise zevk ve eğlence on sıradaydı. 5. yüzyılda Roma İmparatorluğunun çöküşü, zevk amacıyla seyahatin de çöküşü olmuştur.

Orta Çağ’da Turizm

Orta Çağın ilk yarısındaki Turizme damgasını vuran dini Turizm hareketleridir. Dini amaçlı seyahatler, bazı kentlerin, her yıl periyodik olarak binlerce kişi tarafından ziyaret edilmesine yol acıyordu. Dini amaçlı seyahatler Alpleri asarak Roma’ya ulaşıyor, Hıristiyanlarca dini acıdan mukaddes olan yerleri ziyaret tutkusu insanları Kudüs’e kadar oturuyordu.

Ortadoğu ve Arap dünyasında yaygınlaşan Müslümanlık için mukaddes yerler, her yıl çok sayıda Müslüman tarafından ziyaret edilmekteydi. Günümüzde olduğu gibi daha doğuda Budizm’in hâkim olduğu bölgelerdeki bazı nehir ve dağlar o dönemde de yüz binlerce insanı çekmekteydi.

Fikirlerin uyanmaya başladığı Rönesans’ta ise bilgi ve sanat merkezlerine yönelme başladı; bu suretle Turizm nedenleri arasında araştırma ve bilgi edinme istekleri öne geçti. Rönesans’la İtalya’daki kültürel gelişme bu ülkede bir akımın doğmasına yol açmıştır. Kültürel Turizmin tipik örneğini teşkil eden seyahatler uzun süre devam etmiştir.

Orta Çağın dar ufuklarının kırılması, Amerika kıtasının bulunması ve dünyanın etrafında dolaşılması, uzak yerlere seyahat konusunda yaygın bir ilgi, merak ve heyecanın uyanmasını sağlamıştır.

Yeni Çağ’da Turizm

Yeni Çağa, Avrupa’da bilim, sanat ve düşünce özgürlüğünde büyük bir çığır açan Rönesans hareketleri ile girilmiştir. Rönesans’la birlikte, yavaş yavaş Orta Çağın ilk dönemindeki bütün toplumu kavrayan dini, mistik havadan çıkıldığı, tabiata donusun olduğu görülmektedir. Böylece, önceleri genellikle mukaddes yerlerde seyahat eden geniş kitleler daha başka hedeflere yönelmişlerdir.

17. ve 18. yüzyıllarda asiller sınıfına mensup ailelerin çocukları çok geniş bir maliyetle beraber, bir ile üç yıl arasında süren, başlangıçtan itibaren çok iyi planlanmış bir seyahate çıkarlardı. Bu seyahatlere daha sonraları Grand Tour adı verilmiştir. Bu faaliyetin, bir çeşit kültürel Turizm aktivitesi olarak kabul edilmesi mümkündür.

13, 14 ve 15. yüzyıllarda gelişmeye başlayan Avrupa ticari kapitalizminin önemli unsurlarından olan Şark ticaretinin yapıldığı alan Osmanlı İmparatorluğu tarafından kontrol edilmekteydi.

Denetim altındaki bölgelerde yol sisteminin nispeten geliştirilmiş olması, menzil noktalarında kervansaray1 denilen barınma ve konaklama tesislerinin inşa edilmesi, yolculuk boyunca yolcuların ve kervan ticaret gruplarının güvenliğinin sağlanmış olması gibi önlemler, imparatorluk içinde ticari ve kültürel amaçlı seyahatlerin gelişmesini sağlamıştır.

Osmanlı Dönemi Gezginleri

Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde, 16. 17. ve 18. yüzyıllarda bilimsel amaçlı geziler yapan çeşitli yerli ve yabancı gezginler vardı. Bunlardan en ünlüsü olan, büyük Türk gezgini Evliya Celebi (1611-1682), Osmanlı topraklarını gezerek, tarih, coğrafya, etnografya ve edebi nitelikteki yazılarını topladığı, unlu “Seyahatname”yi meydana getirmiştir. Kâtip Celebi (1608-1659), imparatorluk sınırları içinde önemli seyahatler yaparak, beş kıtayı anlatan ünlü “Cihannüma” adlı eserini kaleme almıştır.

Aslında bir Türk kartografı olan ve bu gezginlerden daha önce yasamış olan Piri Reis (1465-1554) de, askeri ve ekonomik amaçlı pek çok tura cıkmış bir Türk amirali olup, çizdiği haritalarla unludur.

Endüstri Devrimi Sonrası Turizm

18. yüzyılın sonlarına doğru Endüstri Devrimi olarak adlandırılan olay vuku bulmaktadır. Bütün bir yüzyıl boyunca sosyal ve ekonomik bünyede ortaya çıkan olaylar daha sonraki büyük değişikliklere temel teşkil etmektedir. Buhar makinesinin icadı (1760) ve dokuma endüstrisine uygulanması (1775), atölye tipi sanayinin yerini, giderek fabrika adı verilen büyük sanayi tesislerinin almasını sağlamıştır.

Bu durum, Avrupa’da kırsal kesimlerden kentlere doğru uzun mesafeli bir göç hareketinin başlamasına yol açmıştır. Zamanla Avrupa ülkelerinde ve ABD’nde ailelerin gelir düzeyleri çok belirgin bir şekilde yükselerek, tatil ve gezmek için para harcayabilecek, ekonomik gücü giderek yükselen toplumlar doğmuştur.

Sanayinin gelişmesi, ulaşım ve ulaştırma araçlarında da hızlı bir devrime yol açmıştır. Buharlı gemilerin 1810 yılında icadı ve 1819 yılında sefere konması, 1820- 1830 devresinde ilk buharlı lokomotifin hizmete girmesi kara içi ulaşımda adeta bir devrim meydana getirmesi, 1900’lerde benzinli motorların ve 1910’larda diesel motorların icadı ile otomobil, uçak ve gemi gibi ulaşım araçlarının sayılarının hızla artması, turistik aktiviteyi tevsik eden en koklu teknik gelişmeler arasında yer almıştır.

19. Yüzyılda Turizm

Turizm olayı, Endüstri Devrimi ile yaşanmaya başlayan gelişmelerle çok yakın bir iliksi içindedir. Dünyada ilk düzenli gemi işletmeciliğinin 1838’de New York’tan İngiltere’ye 68 yolcu ile sefer yapan Great Western ile başladığı kabul edilir. Bundan dört yıl sonra unlu Cunard gemicilik işletmesi kurulmuştur. Bu yıllardan başlayarak turistik amaçlı gemi ile seyahat büyük ilgi görmüş ve bu ilgi her iki Dünya Savası yıllarındaki duraksamalarla 1950’lere kadar sürmüştür.

1830’larda demiryolu taşımacılığının gelişmesi ve buhar gücüyle çalışan gemilerin hizmete girmesi, zevk amacıyla seyahatin geniş kitleler arasında yaygınlaşmasında önemli rol oynamıştır. Seyahatin ucuzlaması, düşük gelir gruplarının da Turizme katılmasına ve büyük bir seyahat talebinin doğmasına yol açmıştır. Ticaret amacıyla yapılan ve reklam yoluyla halka duyurulan ilk toplu tren seyahati olarak kabul edilen, tarihte bilinen ilk paket turun 1841 yılında Thomas Cook tarafından 570 kişinin bir festivale götürülmesi ile gerçekleştirilmesi de rast gele bir olay değildir. Gezilerini Liverpool’dan İskoçya’ya kadar uzatan Cook, 1855 yılında ilk deniz aşırı turunu Paris Fuarı için düzenlemiştir.

1872’de ilk dünya turunu düzenleyerek müşterilerini, Amerika, Japonya, Çin, Singapur ve Hindistan’a götürmüş ve Kızıldeniz ile Kahire üzerinden dönüşlerini sağlamıştır.

1865’te yine aynı kişi tarafından ilk tur organizatörlüğü ortaya çıkarılması; izleyen yıllarda Amerika’da Amerikan Express Campany 1848 ve 1896’da Wagons-Lift isimli firmaların Turizme donuk olarak çalışmaları Turizmin gelişmesine etki eden önemli adımlardı. Böylelikle Endüstri Devrimi, çağdaş Turizmin doğması ve gelişmesi için gerekli alt yapıyı hazırlamış ve zaman içerisinde Turizm hareketlerini hızlandıran önemli bir etken olmuştur.

20. yüzyıl Turizmine ulaştırma acısından damgasını vuran motorlu kara taşıtları ve havayolları olmuştur. İkinci Dünya Savasını izleyen yıllarda havayolu ulaşımında gerçekleştirilen ilerleme, insanların zaman kavramı üzerinde birtakım değişikliklere yol açmıştır.

Çağımızın diğer ulaşım aracı olan karayollarında ise, özellikle bireysel otolarda elde edilen ilerlemeler, kendi baslarına veya aileleriyle Turizme katılmayı düşünen insanlara büyük kolaylıklar getirmiştir.

Turizmin Gelişimi

Turizmin gelişmesine katkıda bulunan diğer bir etki ise kitle iletişim araçlarındaki artış ve çeşitliliktir. Bos zamanların artması, teknolojik gelişmeler, şehirleşme, nüfus artısı ve insan ömrünün uzaması, ücretli tatil, sosyal güvenlik, seyahat özgürlüğü gibi toplumsal unsurlar Turizmdeki gelişmeleri hızlandırmıştır.

İnsanlar İlk Çağlardan bu yana merak, din, ekonomi, spor, sağlık, zevk ve eğlence gibi nedenlerle seyahat etmişlerdir. Merak motifi İlk Çağ; din motifi, Orta Çağ; kültür motifi, Rönesans; sağlık motifi, diğer motifler de Yeni ve Yakın Çağlar Turizminin harekete geçirici nedenleri olmuştur.

20. Yüzyılda Turizm

Çağdaş Turizm dediğimiz 21. yüzyıldaki turistik hareketler, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra çok büyük bir gelişme kaydederek, kitlesel hareketlere dönüşmüştür. Çağımızın Turizm aktivitesindeki en belirgin özellik, aktivitenin bir lüks ve gösteriş olmaktan çıkması ve kitlesel bir tüketim, fakat bir ihtiyaç, bos zaman değerlendirme ve dinlenme, eğlenme, tatil yapma ihtiyacı durumuna gelmiş olmasıdır.

20. yüzyılın en çabuk gelişen sosyal ve ekonomik olayı durumunda olan Turizm, görünen o ki 21. yüzyılda da aynı şekilde gelişmeye devam edecektir.

Günümüzde basta ulaşım ve bilişim teknolojilerindeki hızlı değişim ve gelişim sınırların ortadan kalkmasına ve dolayısıyla dünyanın (izafi olarak) küçülmesine neden olmuştur. Bu küçülmeye, artan bos zamana ve ekonomik kazanca bağlı olarak insanlar daha uzak mesafelere seyahat etme eğilimi içine girmişlerdir. Bu süreç uluslararası ve iç Turizm aktivitesine katılan turist sayısını hızlı bir şekilde arttırmış ve daha geniş bir sosyoekonomik cevreden Turizme katılıma olanak sağlamıştır.

Turizmin Gelişimi

Turist Sayıları

Turist sayısı ve Turizm gelirleri 1950’den 2004’e kadar sürekli bir şekilde artmıştır. 2004 yılında 760 milyona ulaşmış olan turist sayısı yıllık yaklaşık %5’in üzerinde bir artış sağlarken, Turizm gelirlerindeki artış 565 milyar dolar ile %10’ndan daha yüksek bir artış göstermiştir.

Dolayısıyla dünya Turizm hareketlerine bakıldığında hem turist sayısının hem de Turizm gelirlerinin hızla arttığı görülür. Zira Dünya Turizm Örgütü’nün (WTO) yaptığı bir araştırmaya göre 2020 yılında dünya Turizm hareketlerine katılan kişi sayısı 1,6 milyara ulaşması ve dünya Turizm gelirlerinin ise 2 trilyon doları asması bekleniyor.

2000 yılına göre 2020 yılında dünya Turizm hareketlerine katılan kişi sayısı yaklaşık 3 kat ve elde edilen gelir acısından yaklaşık 5 katlık bir artış gerçekleşmiş olacak. Diğer bir ifadeyle gelecek 20 yıl içinde turist girişlerinde yılda ortalama % 4.3 oranında ve Turizm gelirlerinde ise % 6,7 oranında bir büyüme gerçekleşmiş olacak.

Seyahat amaçlarına göre uluslararası Turizm hareketlerine bakıldığında birinci sırayı rekreasyon (yenilenme, doğada vakit geçirme, doğa aktiviteleri) ve tatil amaçlı Turizm türlerinin aldığı görülmektedir. Ancak özellikle son yıllarda kültür, sağlık, dini v.b. turların da içinde yer aldığı seyahat tercihleri on plana çıkmaktadır (Bkz. Tablo 2).

Uluslararası Turizm Hareketleri

En Fazla Turist Çeken Ülkeler

Ülkeler bazında gerçeklesen Turizm hareketleri bölgeler bazında gerçekleşen Turizm hareketlerinden pek farklı bir durum arz etmemektedir. Söyle ki, dünyada en çok turist gönderen bölgeler sanayileşmiş ülkelerin yer aldığı Avrupa, Kuzey Amerika ve Pasifik’tir. Uluslararası varışların %50’den fazlası bu sanayileşmiş ülkelere olurken, dünya pazarının %90’dan fazlasını da yine gelişmiş ülkeler oluşturmaktadır.

En çok gelir elde eden beş ülkeye bakıldığında, birinci sırayı A.B.D. (% 14) almaktadır. Onu İspanya (% 7.1), Fransa (% 6.8), İtalya (% 5.7) ve Çin (% 4.3) izlemektedir. Turist sayısına bakıldığında ise, ilk beş sırayı Fransa (% 11.0), İspanya (% 7.4), A.B.D. (%6.0), İtalya (% 5.7) ve Çin (% 5.2) almaktadır. (Bkz. Tablo 3).

Ülkelerin Turizm Kazançları

Uluslararası Turizm hareketlerine bakıldığında en büyük Turizm pazarının Avrupa olduğu ancak özellikle son yıllarda bu trendin Asya ve Pasifik’teki bazı ülkelere doğru geliştiği görülür. Bununla birlikte, Rusya’nın kapılarını amcası ve Doğu Bloku ülkeleriyle birlikte kapitalizme yönelmesi, uyuyan dev olan Çin’in uykusundan uyanması gibi yakın zamanlardaki gelişmeler, uluslararası kamuoyunda bu ülkelere duyulan merakı arttırmıştır. Bu durum da turistlerin yöneldikleri ülkeler sıralamasında değişimlere yol açmaktadır.

Artık en çok turist alan ülkeler arasında Çin de vardır ve sürekli olarak üst sıralara tırmanmaktadır. Doğu Bloğu ülkelerinden Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti de önemli Turizm ülkeleri haline gelmiştir.

Ancak Avrupa ülkelerinin payı azalmakla birlikte, hala dünya Turizminde söz sahibidirler.

Türkiye’de Turizmin Gelişimi

Gelir getirici önemli hizmet sektörlerinden biri konumunda olan Türk Turizm sektörü, ülkemizde geç ilgi gösterilmiş bir ekonomik faaliyet alanıdır.

Türkiye’de ilk Turizm etkinlikleri ile ilgili verilebilecek örnekler arasında Osmanlı İmparatorluğu döneminde getirilen buharlı gemiler sayılabilir. II. Mahmut döneminde Kırlangıç adlı buharlı geminin alımı ile başlayan deniz taşımacılığı, 1829 yılında Tersane-i Amire tarafından alınan Kebir (büyük) ve Sağır (küçük) buharlı gemilerin alınmasıyla gelişmeye başlamıştır.

Aynı yıllarda Aynalıkavak Tersanesinde Eser-i Hayır gemisinin yapılmasına başlanmıştır. Aynı tersanede Mersin Bahri ve Tairi Bahri adında iki gemi daha inşa edilmiş ve bu gemilerle Bandırma ve Tekirdağ seferleri yapılmaya başlanmıştır. Bu gemiler aynı zamanda Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün de başlangıcını oluşturmuştur.

Bu gemilerin ardından 1838 yılında Fransa seferi yapmak üzere Peyki Şevket vapuru inşa edilmiştir.

Osmanlı Döneminde Turizm

Diğer yandan Türk Turizminin gelişmesi aşamalarından birisi olarak kabul edilen tercüman rehberlik 1800’lu yıllarda ciddi gelişmeler kaydetmiştir. 1863 yılı ilk baharında İstanbul’da Sergi-i Umumi-i Osmani adı ile ulusal bir fuar açılmış ve bu fuara ülke içinden ve dışından ziyaretçiler gelmiştir. Aynı yıl İstanbul’da bir seyahat acentesi kurulmuştur. 28 Ekim 1890 tarihinde kabul edilen Seyyahine Tercümanlık Edenler Hakkında Tatbik Edilecek 190 Sayılı Nizamname de bu dönemde Türkiye’de gelişmeye başlayan dış Turizm hareketlerinin bir sonucu olarak yürürlüğe sokulmuştur.

19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın baslarında Orient Expres’in Paris’ten İstanbul’a sefer düzenlemeye başlaması ile birlikte ilk otellerin açılmaya başladığı görülür.

Bu otellerden en ünlüsü ve bugünde hizmetine devam eden Pera Palas’tır. Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasının ve I. Dünya Savasının etkileri ile Turizme ilişkin çabalar büyük ölçüde duraklamıştır. Bu çabaların Cumhuriyet dönemi ile birlikte yeniden başlatıldığı görülür. 1920’li yıllarda Turizm alanında faaliyet gösteren beş kadar kurumun varlığından söz edilebilir. Yabancı firmaların Türkiye’ye gelişleri ile paralel bir gelişme kaydeden yerli acente ve firmalar ilk olarak bilet satışları ve pasaport işlemleri gibi faaliyetlerle turizme adım atmışlardır.

O dönemde turizm ve acentecilik faaliyetlerinde adı gecen kurumlardan ilki, 18 Ekim 1923 tarihinde Beyoğlu Pera Palas Otelinde faaliyete gecen Milli Türk Seyahat Acenteciliği Ziya ve Şürekası (NATTA)’dır.

Cumhuriyet Döneminde Turizm

Türkiye Cumhuriyeti’nde Turizm alanında faaliyet gösteren ilk örgüt 1923 yılında kurulan Türkiye Seyyahın Cemiyetidir. Bu cemiyet, ismini daha sonra Türkiye Turing Kulübü ve ardından da Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu seklinde değiştirerek çalışmalarını devam ettirmiştir. Kurumun çalışmaları sonucunda, Türkiye’nin ilk Turizm prospektüsleri, afisleri, karayolu haritaları bastırılmış, tercüman rehberlik sınavları yapılmıştır.

Demiryolu taşımacılığı konusunda Orient Expres’in dışında başka gelişmeler de kaydedilmiştir. Bu etkinlikler arasında 26 Temmuz 1924 tarihinde Haydarpaşa- Ankara arasında çalışmaya başlayan yataklı tren seferleri de önemlidir. Haftada üç gün olan seferler, 20 Ekim 1924 tarihinden itibaren günübirlik sefer haline dönmüştür.

Turizmle ilgili diğer bir alan olan havacılık, Cumhuriyet döneminde Türkiye Tayyare Cemiyeti’nin kurulması ile ilk adımlarını atmıştır. 1925 yılında kurulan Cemiyet, 1930 yılında Türk Havayolu İsletme İdaresi ismini almıştır. Türk Hava Yollarının (THY) temellerini atan kurum, o zaman dünyadaki havayolları ile aynı dönemde faaliyete başlamıştır.

Türkiye’de Turizm Mevzuatı ve Gelişimi

Türkiye’de Turizmle ilgili ilk kamu örgütlenmesi de 1934 yılında 245 sayılı İktisat Vekaleti Teşkilat ve Vazifeleri kanunu ile gerçekleştirilmiştir. Bu yasa ile Turizm terimi, ilk kez yasalara geçmiş oluyordu. Yasada Turizm isleri, İktisat Vekâleti Dış Ticaret Dairesi’ne bağlı olarak çalışacak Türk Ofisine bırakılmıştır.

Türk Ofisinin yayın ve tanıtım islerini yürüten birimi içindeki Turizm masası, 1938’de önce ayrı bir şubeye dönüştürülmüş, 1939’da da Ticaret Vekaletinin kurulusu sırasında Neşriyat ve Propaganda servisi içerisinde Turizm Müdürlüğü adını almıştır.

1949 yılında çıkarılan 5392 sayılı yasanın 17. maddesi uyarınca Turizm konusunda alınacak önlemleri görüşmek üzere, 19 Aralık 1949 tarihinde I. Turizm Danışma Toplantısı yapılarak, ulusal Turizm politikasının oluşturulması yönünde ilk adımlar atılmıştır. Bu danışma toplantısı sonucunda Turizm Ana Programı adı altında, Türkiye’de Turizm sektörünün geliştirilebilmesi amacıyla alınması gerekli önlemleri içeren bir program hazırlanmıştır. Bu program, bir anlamda Turizm alanında özel sektöre ağırlığın verildiği yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilir.

Ancak Turizm Ana Programı, dönemin koşulları içerisinde gerektiği şekilde uygulanamamıştır. Bununla birlikte, 1950 yılında çıkarılan 5647 sayılı Turizm Müesseseleri Teşvik Kanunu’nun ilk çalışmaları da bu kurul tarafından ele alınarak, çalışmalar başlatılmıştır. İzleyen yıllarda Turizm danışma toplantıları birkaç kez daha yenilenmiş ve bu toplantılarda alınan kararların uygulanma durumları gözden geçirilmiştir.

Turizm Teşvikleri Tarihi

24.03.1950 yılında çıkarılan 5647 sayılı Turizm Müesseseleri Teşvik Kanunu, Türkiye’de Turizmin geliştirilmesi amacıyla çıkarılan ilk yasal düzenleme olmaktadır.

Bu yasayla, hangi isletmelerin Turizm Müessesi olacakları, teşvik tedbirlerinden hangi isletmelerin yararlanacakları, yararlanma koşulları ve Turizm isletmelerinin denetlenmesine ilişkin ilkelere ait düzenlemeler yapılmıştır. 1950 yılında Turizm sektörü ile ilgili olarak gerçekleştirilen bir başka düzenleme de Türkiye Emlak Kredi Bankası’nın Bir Milyon Liralık Turizm kredi fonu oluşturmasıdır. Turizm sektöründeki yatırımları teşvik etmek amacıyla 1953 yılında ikinci bir teşvik yasası daha çıkarılmıştır.

6086 sayılı Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu Turizm alanında yatırım yapacak özel teşebbüsler, çeşitli bakımdan teşvik edilmiştir. Bu yasayla getirilen teşvik önlemlerinden belki de en önemlisi olarak, Turizm yatırımlarının on yıl süreyle vergi indirimlerinden yararlanmalarının sağlanmasıdır. Öte yandan aynı yasa ile İller Bankası’nın Turizm Endüstrisi Teşvik Fonu adı altında bir kredi kaynağı oluşturmasının sağlanması da kredi kaynağının oluşturulmasına yönelik bir düzenlemedir.

Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu’nun kabulü ile izleyen yıl olan 1954’de yürürlüğe giren 6224 sayılı Yabancı Sermaye Yatırımlarını Teşvik Kanunun, birbirlerini tamamlayan yasal düzenlemeler olarak yerli yatırımcılarının Turizm yatırımlarını tevsiki yanında, bu alanda yatırım yapacak yabancı sermayenin teşvik edilmesine de kolaylıklar getirdiği söylenebilir.

Bu teşvik yasalarının uygulanabilmesinde en önemli sorun, teşvik edilecek yatırımlara verilecek kredilerin kaynağı olmuştur.

Bu nedenle Bakanlar Kurulu’nun 23.06 1955 tarih ve 4/5413 sayılı kararı ile 10 Milyon TL sermayeli Türkiye Turizm Bankası A.S. kurulmuştur.

Bu banka çeşitli fonlardan, önemli kaynakları % 4-5 faizli ve 20 yıla kadar vadeli kredilerin ülkeye aktarılmasını sağlarken diğer bir taraftan da Abant, İstinye, Kilyos, Yenikoy, Akçay, Çeşme, Marmaris ve Uludağ gibi yerlerde Türkiye’deki Turizm isletmesi arasında önemli yer tutan örnek tesisler kurulmasını sağlamıştır.

Türkiye’de Turizm alanında gerçekleştirilen bir başka düzenleme de 1957 yılında 4951 sayılı yasa ile Basın, Yayın ve Turizm Vekâleti kurulmasıdır. Bu düzenleme ile Türkiye’de ilk kez Turizm, bakanlık düzeyinde bir organizasyonda temsil edilmeye başlanmıştır.

1960 yılı sonrasında Türkiye’de Turizm alanında gerçeklesen olaylardan ilki, Turizmin, hizmetler sektörünün bir alt dalı olarak kalkınma planlarında yer almaya başlamasıdır.

1963 yılı Türkiye’de Turizm acısından önemli bir donum noktasıdır. 02 Temmuz 1963 tarihinde 265 sayılı yasa uyarınca, Turizm ve Tanıtma Bakanlığı kurulmuştur.

1972 yılında Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB) kurulmuştur. TURSAB, 1618 sayılı Seyahat Acenteleri Birliği Yasasına dayalı olarak bugüne kadar faaliyetlerini sürdürmektedir.

Zaman içerisinde 1970’li, 1980’li ve son olarak 1990’lı yıllarda Türkiye’de Turizm alanında pek çok örgütlenme faaliyetlerine başlamıştır.

Bu yapılan düzenlemeler sonucunda; Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısı geçmiş yıllara göre dikkat çekici bir oranda artmıştır. 1960’ların sonunda artış göstermeye başlayan turist sayısı, 1973 yılında dünyada başlayan ekonomik durgunluktan ve enerji krizinden Türkiye de ve Türk Turizmi de etkilenmiştir. Fakat bütün bu olumsuzluklara rağmen ilk kez, Türkiye’yi ziyaret eden yabancı sayısı 1975 yılında bir milyonu (1.1540.904) aşmıştır (Bkz. Tablo 4).

Türk Turizminin Gelişimi

Türkiye’de Turizmin Tarihi Gelişimi

1980’e gelindiğinde 1970’e oranla turist sayısı yıllık ortalama %7,7’lik bir artış göstermiş ve buna bağlı olarak yatak sayısında da hızlı bir artış gerçekleşmiştir. Ancak, hava taşımacılığı, Turizm eğitimi, tanıtım, tur operatörlüğü, seyahat acenteliği ve teknik alt yapı (su, yol, kanalizasyon, cop toplama-arıtma), yat limanları yetersizliği ve kaynak sorunu gibi konularda hedeflenen gelişmeler sağlanamamıştır.

Böyle olmakla birlikte, 1980’den sonra, ama özellikle 1983’den başlayarak, Türkiye’yi ziyaret eden yabancıların yıllık toplam sayısında düzenli artışlar olduğu gözlenir. 1980’de 1.288.060 kişi olan bu sayı, 1983’de 1.5, 1984’de 1.8, 1985’de 2.6, 1989’da 4.5, 1990’da 5.3 ve 1998’de 9 milyonu asmış bulunuyordu. 2000 yılında turist sayısı 10.428.153 kişiye, 2001 yılında 11.569.000’e, 2004 yılında 17.517.610 kişiye yükselmiştir.

Artışların nedenleri olarak çok sayıda turistik tesisin hizmete girmesi ve yatak arzının artması gibi faktörler etkili olmuştur.

Türkiye’de Turizm hareketlerini incelerken 1980 sonrası dönemin, üzerinde önemle durulması gerekmektedir. Çünkü bu dönem içerisinde Türkiye turizm tarihinde hiç rastlanmayacak bir gelişme hızı yakalamış, birkaç yıllık bir süre içerisinde turistik arz kapasitesi, elde edilen döviz ve gelen yabancı sayılarında büyük gelişmeler sağlanmıştır. Özellikle Turizm teşvik kanunun çıkarılması ile birlikte Turizmde önemli gelişmeler kaydedilmiş ve bu süreçle birlikte Turizmin GSMH (1985 %2.8) ve ihracat gelirleri (1985 %18.6) içindeki payı artmıştır (Bkz. Tablo 5).

Türkiye’de Yıllar İtibarı ile Turist Sayısı, Turizm Geliri, Turist Başına Ortalama Harcama, Turizm Gelirlerinin GSMH ve İhracat Gelirleri İçindeki Payı

Turizm Teşvik Yasası

1982 yılında 2634 sayılı Turizm Teşvik Yasası ile Türkiye’de Turizm sektörüne o zamana kadar uygulanmayan pek çok teşvik getirilmiştir. Bunların bazıları düşük faizli kredi, yatırım indirimi, finansman fonu istisnası, bina inşaat istisnası, vergi, resim, harç istisnası, teşvik pirimi, döviz tahsisi, katma değer vergisi ertelemesi, yabancı personel çalıştırma, elektrik, havagazı ve su ücretlerinde indirim, haberleşme kolaylıklarıdır.

Turizm Teşvik Yasası, klasik teşvik önlemlerinin yanı sıra, teşvik verilecek özel Turizm potansiyeli olan, kültürel ve doğal zenginliği bulunan alanların Turizm alanı ve merkezi olarak ilan edilmesini öngörmektedir.

Türk Turizmi özellikle son on yılda çok hızlı bir gelişme göstermiştir. Öyle ki gösterdiği bu gelişme ile dünya Turizmi içerisinde en çok turist çeken yirmi ülke arasına girmeyi başarmıştır. Türkiye’ye gelen turist sayısında son on dört (1990- 2004) yılda %225, Turizm gelirlerinde ise %487,3 oranında bir artış gerçekleşmiştir.

Türkiye, WTO göre 2003 yılında en çok turist çeken ülkeler arasında 15 inci, toplam pazar payında 1,9’uncu ve Turizm gelirlerinde 9’uncu sıraya girmeyi başarmıştır.

Akdeniz Turizmi

Ancak Türkiye, dünya genelinde önemli bir gelişme göstermesine karsın, Akdeniz havzasını ziyaret eden turistlerden aldığı pay düşüktür. 2000 yılında, Akdeniz Turizminde Fransa’nın payı % 39,1, İspanya’nın %24.9, İtalya’nın % 21.3 ve Yunanistan’ın % 6.4 iken, Türkiye’nin payı sadece %5.4’tur.

Türkiye doğal varlıklarıyla, gelenek ve görenekleriyle, tarihiyle Turizm sektörünün ilgi alanına giren hemen her değere sahip bir ülkedir. Ülke, konum özelliklerinin belirlediği çok uygun coğrafi avantaj nedeniyle, yüksek bir turistik potansiyel bölgenin odak merkezi durumundadır. Bu avantajı, coğrafyası belirlemiştir.

Muazzam bir potansiyele sahip Türkiye’nin Akdeniz havzasındaki payı veya daha genel olarak ifade edersek dünya Turizm pazarındaki payının bu denli düşük olusunda birçok faktör rol almıştır. Şüphesiz en temel faktör yukarıda da ifade edildiği gibi Türkiye’nin Turizmi bir ekonomik kazanç olarak görmesi ve geliştirilmesine yönelik caba harcamasının, diğer dünya ülkelerine göre oldukça geç başlatılmış olmasıdır.

Alternatif Turizm

Bunun yanında, Turizmin zamana ve mekâna yayılamaması, alternatif Turizm çeşitlerinin geliştirilmemesi, planlamada bölgesel farklılıkların dikkate alınmaması diğer önemli nedenlerdir.

Özellikle Turizmin çeşitlendirilmesi konusu, ya da diğer bir ifadeyle deniz, güneş ve kum uçlusunun ötesinde alternatif Turizm çeşitlerinin geliştirilmesi, Türkiye’nin dünya pazarında daha fazla pay almasını sağlayabilir (Bkz. Tablo 6).

Türkiye’ye Gelen Yabancı Turistlerin Geliş Amaçlarına Göre Sayıları

Türkiye gelen turistlerin geliş amaçlarının yıllar itibarıyla fazla değişmemekle birlikte 2004 yılında nerdeyse yarısını (%47,7) tek basına eğlence oluşturmaktadır.

Diğer geliş amaçları belli safhalarında eğlence ve dolayısıyla deniz, güneş ve kumun etkisinde gelişmektedir. Oysa doğal, tarihi ve kültürel değerlere sahip alanların bu kaynaklarını kullanmaları ancak bu konuda geliştirilecek Turizm politikaları ile mümkün olacaktır.


Yazıyı aldığımız doktora tezine şu adresten ulaşabilirsiniz.

(https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/handle/20.500.12575/37477)


  • Bütün outdoor aktivitelerinde ve doğa sporlarında güvenlik öncelikle sizin sorumluluğunuzdadır. Hiçbir makale veya video, doğru pratik eğitim ve şahsî deneyimin yerini alamaz. 
  • Özellikle outdoor ekstrem sporlarda kendi kişisel güvenliğinizden öncelikli olarak siz sorumlusunuz. Her zaman kişisel güvenliğinizi, birlikte olduğunuz takımın uyum ve güvenliğini ön planda tutun.
  • Her durumda doğadan taraf olun, çevreyi temiz tutun, vahşi hayvanlara, vahşi yaşamın devam ettiği doğaya kesinlikle zarar vermeyin. 
  • Tarihi ve turistik mekanlara zarar vermeyin, çöplerinizi yanınızda götürün. Gittiğiniz yerlerde çöplerinizi bırakmayın, çöplerinizi getirdiğiniz gibi poşetler içerisinde geldiğiniz yere geri götürün veya bir çöp konteynırına atın. Kişisel çöpünüzü kamusal kullanıma açık olan doğaya terk etmeyin.
  • Lütfen sadece okuduğunuz makale değil outdoor ve doğaya dair yayınlanmasını ve irdelenmesini istediğiniz her konu hakkında iletişim sayfamızdaki bağlantıları kullanarak bize yazın.
  • Outdoor aktiviteleri ve macera turizmi hakkında en son bilgileri almak için sitemizi takip ediniz. 

http://www.turkeyoutdoor.org