ADIYAMAN GEZİ REHBERİ 3. YAZI
Outdoor Türkiye
Türkiye’nin Outdoor Sayfası olarak özellikle outdoor turizminde büyük eksiklik olarak gördüğümüz illerin tek tek tanıtımı, illerde yapılabilecek outdoor aktiviteleri, outdoor ürün satan firmalar, kamp alanları, doğal güzellikler, yürüyüş rotaları gibi bütün bilgileri içeren bir yazı dizisine başladık.
Bu yazı dizimizde bulunduğunuz veya tatil amaçlı gittiğiniz ilde öncelikle yapabileceğiniz doğa aktivitelerinin, aktivite bölgelerinin, kamp alanlarının, tarihi ve turistik mekanların tam ve en geniş listelerini oluşturup okuyucumuzun kullanımına sunuyoruz.
Özellikle yaz aylarında tatilciler, kampçılar, doğa severler, karavancılar için en çok aranan bilgileri derlemeye gayret gösteriyoruz. Listede gördüğünüz eksiklikleri ve eklenmesini istediğiniz bilgileri iletişim sayfamızda bulunan kanallardan bize ulaştırabilirsiniz.
Adıyaman’da bulunan tarihi turistik ve doğal yerlerin listesi ve tanıtımı, Adıyaman mutfağını oluşturan lezzetler için aşağıdaki yazılarımıza göz atın.
- Adıyaman Gezi Rehberi 1 .Yazımız: Adıyaman Tanıtım ve Gerekli Bilgiler
- Adıyaman Gezi Rehberi 2. Yazımız: Adıyaman Gezilecek Yerler
- Adıyaman Gezi Rehberi 3. Yazımız: Adıyaman Nemrut Dağı Tanıtımı
- Adıyaman Gezi Rehberi 4. Yazımız: Adıyaman’da Kültür ve Sanat
- Adıyaman Gezi Rehberi 5. Yazımız: Adıyaman Kamp Alanları
- Adıyaman Gezi Rehberi 6. Yazımız: Adıyaman Outdoor ve Doğa Aktiviteleri
- Adıyaman Gezi Rehberi 7. Yazımız: Adıyaman Yemek Rehberi
Bu yazımızda Adıyaman’da bulunan dünyaca ünlü Nemrut Dağı kalıntılarını çok detaylı olarak tanıtacağız.
Nemrut Adıyaman – Kahta ilçesindeki UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde yer alan dağın (2206 m) adıdır. Bu dağın zirvesinde, Kommagene devletinin kralı I. Antiak’ın (M.Ö. 62 – 32) yaptırdığı bir yığma tepe ile çevresinde görkemli heykellerle süslü kutsal alanlar yer almaktadır.
Kommagene Kalıntıları
MÖ 109 ile MS 72 yılları arasında yani yaklaşık 200 yıl boyunca bölgede bağımsız bir devlet halinde varlığını sürdüren Kommagene Krallığı, Makedonya ve Pers medeniyetlerinin kültür ve inançlarını birleştiren bir uygarlıktır. Krallığın kurucusu olarak kabul edilen Mithridates Kallinikos’un hem Pers Hükümdarı Darius hem de Makedonya Hükümdarı Büyük İskender ile akrabalığı bulunmasının böylesi bir kaynaşmaya neden olduğu çok açıktır.
Bir dönem bölgenin en güçlü devleti olarak hüküm süren Kommagene Krallığı’nın diğer görkemli eserlerini de Adıyaman’da bulabilirsiniz. Sütunlar ve heykellerle süslenmiş, kraliçelerin ezarlarının bulunduğu Karakuş Tümülüsü; en büyük şehirlerinden olan Perre’deki
nekropol alanları ve taban mozaikleri; krallığın kutsal alanı olan ve bir zamanlar sarayların bulunduğu Arsameia’yı bu uygarlığı daha akından tanımak isteyenler mutlaka görmelidir.
Bu yazımızın içeriği çoğunlukla Demet DEMİROĞLU tarafından yazılan İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Orman Mühendisliği Anabilim Dalı, Ormancılık Politikası ve Yönetimi Programı’nda yapılan “Ulusal Parklarda Stratejik Yönetim Uygulanabilirliğinin İrdelenmesi (Örnek:Nemrut Dağı Ulusal Parkı)” adlı yüksek lisans tezine dayanmaktadır. Söz konusu tez 2004 yılında yayımlanmıştır. Tezin PDF dosyasına internetten erişilmiştir. Tezde yazılan eksikliklerin çoğunun giderildiği düşünülebilir.
Nemrut Dağı Milli Parkı’nın ve Yörenin Tanıtımı
Nemrut Dağı Ulusal Parkı, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, Adıyaman–Kahta platosunun kuzeyi ile Toros dağlarının güney kesimi arasında yer almaktadır. Nemrut Dağı Ulusal Parkı’nın , bir kısmı Adıyaman ili Kahta ilçesinde, bir kısmı ise Malatya ili Pütürge ilçesi sınırları içerisinde bulunmaktadır. Alanın kuzeyinde Malatya ili, batısında K.Maraş ili (Merkez ile Pazarcık ilçesi), güneydoğusunda Şanlıurfa (Siverek, Hilvan, Bozova ilçeleri), doğusunda ise Diyarbakır ili (Çermik ile Çüngüş ilçeleri) bulunmaktadır.
Nemrut Dağı Ulusal Parkı ve yöresi, topoğrafik açıdan engebeli bir yüzey şekline sahip olup, Kahta – Adıyaman platosu üzerinde 600 m civarında düzlük sahadan başlayarak, Nemrut Dağı’nda 2208 m ’ye ulaşmaktadır. Böylece 8- 9 km ’lik kuş uçuşu mesafe dahilinde yükseklik farkı 1500 m ’yi bulmaktadır. Son derece engebeli bir topografyaya sahip olan yöre, akarsular vasıtasıyla dar ve derin olarak parçalanmıştır.
Nemrut Dağı
Nemrut Dağı Ören Yeri, Pütürge’nin Büyüköz Köyü ile Adıyaman’ın Kâhta İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için 2 bin 150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı’nın yamaçlarına yaptırdığı mezar ve anıtsal heykeller, Helenistik Dönem’in en görkemli kalıntılarından birisidir.
Anıtsal heykeller doğu, batı ve kuzey teraslarına yayılmıştır. İyi korunmuş durumdaki dev heykeller kireçtaşı bloklarından yapılmış olup, 8-10 metre yüksekliktedir. Eski çağlarda Kommagene olarak anılan bölgede I. Mithradates tarafından bağımsız bir krallık kurulmuş, krallık, onun oğlu I. Antiochos (M.Ö. 62-32) döneminde önem kazanmıştır. M.S. 72 yılında Roma’ya karşı yapılan savaşın kaybedilmesinin ardından krallığın bağımsızlığı sona ermiştir.
Nemrut Dağı’nın doruğu yerleşme yeri olmayıp, Antiochos’un tümülüsü ve kutsal alanlardır. Tümülüs, Fırat Nehri geçitlerine ve ovalarına hâkim bir noktadadır. Kralın kemiklerinin ya da küllerinin ana kayaya oyulmuş odaya konulduğu, 50 metre yüksekliğinde ve 150 metre çapındaki tümülüs, küçük kaya parçalarıyla örtülerek koruma altına alınmıştır. Her ne kadar yazıtlarda kralın mezarının burada olduğu belirtiliyorsa da bugüne kadar keşfedilememiştir.
Doğu ve batı teraslarında Antiochos ile tanrı ve tanrıça heykellerinin yanı sıra aslan ve kartal heykelleri bulunmaktadır. Batı terasında eşsiz bir aslanlı horoskop yer almaktadır. Heykeller Helenistik, Pers sanatı ve Kommagene Ülkesi özgün sanatı harmanlanarak yontulmuştur. Bu anlamda Nemrut Dağı’na batı ve doğu uygarlıklarının köprüsü denebilir.
Kommagene Krallığı’nın tarih sahnesinden silinmesiyle Nemrut Dağı’ndaki eserler yaklaşık iki bin yıl boyunca yalnızlığa terk edilmiştir. 1881 yılında yöreyi görevli olarak gezen Alman mühendis Karl Sester, Nemrut Dağı heykellerine rastlamış ve İzmir’de bulunan Alman Konsolosu’nu, Kommagene Krallığı’na ait harabeleri, tanrı heykellerinin oturtulduğu kaidelerin arkasındaki Grekçe yazıtları göremediğinden Asur harabeleri zannederek haberdar etmiştir.
Karl Sester, dev heykelleri keşfetmenin heyecanıyla bu hataya düşmüştür. 1882 yılında Otto Puchstein ve Karl Sester Nemrut’ta inceleme yapmıştır. Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) Müdürü Osman Hamdi Bey 1883 yılında bir ekiple gelip Nemrut’ta çalışmıştır. 2’inci Dünya Savaşı’nın ardından Amerikan arkeolog Theresa Goell ve Alman Karl Doerner; Nemrut ve yöresinde kazı, araştırma ve inceleme yapmışlardır.
Nemrut Dağı Ne İçin Yapılmıştır?
Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için 2 bin 150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı‘nın yamaçlarına yaptırdığı mezar ve anıtsal heykeller, Helenistik Dönem’in en görkemli kalıntılarından birisidir. Anıtsal heykeller doğu, batı ve kuzey teraslarına yayılmıştır.
Nemrut Dağı’na Ulaşım
Kahta ilçesinin Ankara’ya uzaklığı 803 km, İstanbul’a 1256 km, İzmir’e 1285 km, Adana’ya 450 km, K.Maraş’a 200 km ve Malatya’ya 65 km’dir.
Nemrut Dağı Ulusal Parkı’na gerek karayolu, gerekse havayolu ile ulaşım sağlanmaktadır. Alana karayolu ile Kahta ilçesini Sincik ilçesine bağlayan karayolu üzerinden ulaşılabildiği gibi Malatya ilinin Tepehan nahiyesi üzerinden de Nemrut DağınTümülüsüne doğrudan ulaşmak mümkündür.
Kahta’dan diğer komşu illere ulaşım ise rahatlıkla sağlanmaktadır. Kahta’dan Malatya ve Şanlıurfa illerine ulaşım, Adıyaman karayolu üzerinden, Elazığ iline ulaşım ise Gerger ilçesi üzerinden olmaktadır.
Nemrut Dağı Sanal tur için tıklayınız: https://www.360tr.com/nemrut-dagi-3-panorama-sanal-tur_646c6eaf40_tr.html
Kommagene Krallığı
Kommagene Krallığı, İranlı Orontid Hanedanı’nın Helenleşmiş bir kolu tarafından yönetilen ve MÖ 163 – MS 72 yılları arasında varlık göstermiş bir Greko-Pers krallığıdır.
Partlar, Ermeniler ve Romalılar arasında tampon bir ülke olmuş, çok kültürlü bir devlettir.
Kommagene Krallığı M.Ö. 162 – M.S. 72 yılları arasında Toros dağ silsilesinin güney eteklerinde Fırat nehrinin batı yakasında, bugünkü Adıyaman, Gaziantep, Kahramanmaraş illeri sınırları içerisinde 234 yıl boyunca hüküm sürmüştür. Arkeolojik araştırmaların yetersizliği ve yazılı belgelerin azlığı nedeniyle yeterinde aydınlığa kavuşturulmamış olsa da eldeki bilgiler ışığında, krallığın en parlak dönemini M.Ö. 69-36 yılları arasında hüküm süren I. Antiokhos döneminde yaşadığı tahmin edilmektedir.
Kommagene Krallığının Tarihi
Kommagene Krallığının yazılı kaynaklarda ilk yer alışı, M.Ö. 850’li yıllara rastlamaktadır. Asur ve Hitit egemenliğini yaşayan Krallığın, Asur kaynaklarına göre, Geç Hitit döneminde adı, “Kummuh” şeklinde geçmekte ve o devirlerde hüküm sürmüş Asur Krallığı’nın sömürgesi olarak altın, gümüş ve sedir ağacı şeklinde vergi ödemekte idi. Özellikle M.Ö. 700’lü yıllarda Kommagene halkı Asur’lara karşı ayaklanmışsa da bu ayaklanmalar başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
M.Ö. 600’lü yıllarda ise Asur Krallığı ile Mısır Krallığı orduları birleşerek, Babil’lere karşı ayaklandı ve Samsota’da (Samsat) yapılan savaşta Asur Krallığı yenilgiye uğradı. Böylece Kommagene halkı, Hititler, Asurlar, Babiller, Persler ve Yunanlılar gibi birçok krallığın egemenliği altında yaşamışlardır.
Stratejik konumundan ötürü ülke, çıkarları çatışan büyük devletler arasında sürekli çekişme konusu olmuştur. Çünkü, Fırat ve Toros geçitleri doğu – batı yönlerinde askeri etkinliklere girişen devletler için büyük önem taşımaktaydı. Ancak, Kommageneliler, örnek bir siyaset güderek, ilişkileri iyi değerlendirerek güçlü komşular arasında varlıklarını korumayı başarmıştır.
Kommagene Krallığı’nın Kuruluşu
Selokid Kralı Antiokhos Gypros’un kızı Thea ile evlenen I. Mithridathes, M.Ö. 80’de Kommagene Krallığı’nı bağımsız olarak kurmuş ve Kommagene Kralı olmuştur. I. Mithridathes ataları olan Persleri, Makedonları ve bölgedeki diğer toplulukları bir araya getirerek kurduğu devlete, Grekçe “Genler Topluluğu” anlamına gelen “Kommagene” adını vermiştir.
Kommagene Krallığını bağımsız olarak kuran I. Mithridathes olmasına rağmen, Kommagene Devletinin asıl kurucusu I. Mithridathes’ in oğlu I. Antiokhos olarak kabul edilmektedir. I. Antiokhos’un tahta çıktığı M.Ö. 69 tarihi de Kommagene Krallığı’nın kuruluş tarihi olarak anılmaktadır.
Kommagene Krallığı Devrinde Anadolu
Kommagene Krallığı’nın tarih sahnesine çıkmasındaki etkenler; tarih boyunca Hititler, surlar, Urartular, İranlılar, Selökidler ve Romalılar gibi kendisinden daha güçlü ve büyük devletlerle ilişki kurması ve hanedanlar arası yapılan evliliklerdir. Evlenmeler aracılığıyla çevrede ülkeler arasında sıkı ilişkiler kurulmuştur.
Bolca para bastırılarak, ülkelerarası ticaret geliştirilmiştir. İran ve Kommagene aileleri arasındaki evlenmeler, aynı zamanda birbirlerinin yasallıklarını kabul etmelerinde etkili olmuştur.
I. Antiokhos soyunun Makedonya, Akhamenit ve İran gibi üç ayrı kökenden gelmesi de ona büyük yetkiler vermiştir. Anadolu’da hüküm sürmüş diğer birçok krallık gibi Kommagene Krallığı da batıdan ve doğudan gelen insanların oluşturduğu kozmopolitik bir krallıktı.
Kral Mithridathes bu büyük topluluğu bir araya getirmek için çok çalıştı. II. Mithridathes, Kommagene’yi korumak ve güçlendirmek için mitolojik tanrılarla anlaştı.
Kral, tanrılarla yaptığı anlaşmalarla ve halkın birbirleri ile kaynaşmasını faaliyetlerle birçok farklı grubu birleştirmeyi başardı. Krallığı içinde bulunan her şehre, adına “Temenos” dediği kutsal tapınaklar yaptırdı.
Anadolu’nun doğusundaki Galatia, Kapadokia ve bazı küçük devletler arasında, özel yeri olan Kommagene’de Yunan ve Pers sanat anlayışından etkiler bulunan bir sanat yaklaşımı vardı. Kral Mithridathes’ in hükümdarlığı döneminde, doğu kültürünün etkileri hissedilse de Antiokhos döneminde Yunan kültürünün etkilerinin fazlaca görüldüğü bir sanat anlayışı hakimdi.
Samsota’ da (Samsat) yapılan kazılarda kireçtaşından yapılmış asma yaprakları ve üzümlerle çevrelenmiş tapınak kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. Bu motif, daha çok Helenistik dönemde yaygındı.
Kommagene Krallığı Sosyal Ticari Hayatı
Kommageneliler için ticaret çok önemli bir gelir kaynağı idi. O dönemde, Romalılar ve Partlılar arasındaki çekişme, doğu – batı arasındaki ticareti engellemekteydi. Sadece, bu iki güç arasında yer alan ve bağımsız bir krallık olan Kommagene, hem Part Krallığı, hem de Romalılar için kabul edilebilir bir ticaret ortağı idi.
Kommageneli tüccarlar, Hindistan’dan getirdikleri baharatlar, değişik türdeki hayvanlar, Çin ipekleri gibi birçok malı Part ve Roma Krallıklarında pazarlayabiliyorlardı. Ayrıca, para bastırarak ülkelerarası ticareti de önemli ölçüde geliştirmişlerdi.
Kommagene Krallığı Savaşları
III. Antiokhos döneminde, ülke oldukça güçlü bir duruma geldi. O’nun ölümünden sonra, M. S. 17’de Romalı komutan Germenicus, Kommagene’yi Roma’nın Suriye eyaletine bağladı. Romalılar, Fırat boylarına ulaşınca, bölge üzerinde kesin bir denetim sağlamaya çalıştılar. Baskılarını zamanla daha da arttırarak ülke yönetimine sürekli olarak karıştılar.
Roma imparatoru Caligula, IV. Antiokhos’a babasından aldığı krallığı geri verdi ve M. S. 38’de Kommagene yeniden bağımsızlığını kazandı. IV. Antiokhos döneminde ülkenin sınırları batıya doğru genişledi. IV. Antiokhos, Kilikya bölgesinin önemli bir bölümüyle Lakanatis ve Lukaonia bölgelerini ele geçirdi.
Neron döneminde, Part Savaşlarında gösterdiği yararlılıklardan ötürü, Doğu Anadolu’nun bir bölümü Romalılar tarafından IV. Antiokhos’a verildi. Roma komutanı Vespasianus, Yahudi savaşları sırasında IV. Antiokhos’u tahttan indirdi ve Kommagene’nin bağımsızlığına son verdi.(M. S. 72) Böylece ülke yeniden Roma’nın Suriye Eyaletine bağlanmış oldu.
Nemrut Dağı’nda Bulunan Tarihi Yapılar hakkında detaylı bilgiler için 2. sayfaya geçiniz.